6.Bölüm

70 9 11
                                    

Yine Rüzgar'ın boş yaptığı bir kahvaltı masasındaydık. Adam vurmamızın yani katil olmamızın üzerinden 2 ay geçmişti. Bu 2 ayda neredeyse hiçbir şey olmamıştı değişen tek şey 1 aydır haftada 1 değil de 3 kere eğitime gidiyorduk. Dövüşmemizi iyice geliştirmiştik bunun yanında bize okçuluk, koşma, nişan alma gibi bir sürü şey öğretmişlerdi ve hepimiz bu konuların çoğunda gerçekten çok iyi iş çıkarıyorduk.

Rüzgar'ı kimse takmayınca Rüzgar susmuştu ve şuan sessiz bir şekilde kahvaltımızı yapıyorduk. "Ben çok sıkıldım oyun mu oynasak?" Doğa'nın sorduğu soruyla hepimiz ona uzaylı görmüş gibi bakmaya başlamıştık. İlk konuşan Araf oldu "Ne oyunu kızım çocuk muyuz biz?" dediğinde Doğa oflayıp poflayarak önüne döndü onun üzülmesine dayanamayıp "Bence çok güzel bir fikir hem iyice bunalmıştık zaten" dedim Doğa'nın gözleri büyük bir neşeyle parıldadığında Alev bana sende mi dercesine bir bakış atmıştı, tam Arel itiraz etmek için ağzını açtığında "Eğitime gitmediğimiz günler evde boş boş oturuyoruz hiç olmazsa biraz eğlenmiş oluruz" diyerek Arel'i susturdu Deniz Alev "Hiç halim yok" dediğinde Rüzgar "4'e karşı 3'sünüz yani bizim dediğimiz olacak ee ne oynuyoruz?" diye sorduğunda hiç kimseye cevap hakkı tanımadan "Vampir köylü oynuyoruz itiraz edeni döverim" dedim ardımdan Araf ve Alev birbirlerine bakıp aynı anda "Biz oynamayı bilmiyoruz" dediler bunun üzerine Arel'e dönerek "Biz kağıtları hazırlayalım sen de Alev ve Aras'a oyunu anlat" dediğimde Arel elini başına koyarak "Emredersiniz komutanım" dedi.

15 dakika sonra bütün kağıtları hazırlamıştık 2 kişi vampir 5 kişi köylü olacaktı. Hızlıca koltuklara yerleştik üçlü koltukta aramızda bir kişilik boşluk bırakarak Rüzgar ve ben oturmuştuk karşımızdaki koltukta aynı şekilde Deniz ve Doğa oturuyordu Alev tekli koltukta oturmuştu Arel ve Araf ise yere bağdaş kurup oturmuşlardı Rüzgar "Kağıtları ben çalkalıyım mı?" diye sorduğunda elimdeki kağıtları ona uzattım kağıt parçalarını avucunun içine doldurup hızlı bir şekilde sallamaya başladı ve yere attı. Attığı gibi herkes bir kağıt alıp yerine oturdu elimdeki kağıdı açtığımda köylü olduğumu görmüştüm diğerlerinin tepkilerini görmek için onları izlemeye başladım ama hiçbir şekilde açık vermiyorlardı. Herkes kağıtlarını açınca Deniz "Herkes yatsın" diye seslendi herkes yatınca Deniz "Vampirler kalksın" dedi bir süre sonra Deniz "Vampirler yatsın" dedi. Birkaç saniye sonra hep beraber kalktık ilk söze giren bendim insanların tepkilerini ölçmek için içlerinden rastgele birini suçlayacaktım "Vampir net Deniz" dediğimde Doğa "Evet evet bence de Deniz" dedi balık oltaya gelmişti Doğa biraz saf olduğu için vampir olduğunu gizleyememişti Araf "Vampirin kim olduğunu anlamışsınızdır artık" dediğinde "Bunu da anlayın bi zahmet" dedim Deniz "Bana vampir diyen herkesin Allah belasını versin" dedi. Deniz kanka bi sus yaa kimse senden şüphelenmiyor zaten şu anda. Deniz tekrar konuşmaya başladı "Oylamaya geçelim oyunuz kime?" diye sorduğunda tam ağzımı açıp Doğa diyecektim ki hepsi aynı anda Dalya diye bağırdılar "Ben ne alaka bee cidden vampiri göremeyecek kadar körmüsünüz?" dediğimde Arel "Dalya uzatma güzelim aç kağıdını" diyerek eliyle kağıdımı gösterdi bi dakika bı dakika o az önce bana güzelim mi dedi sanırım midem kasılıyor, tamam Rüzgar ve Araf da bana güzelim diyordu ama onlar evdeki tüm kızlara diyordu Arel ise 'güzelim' kelimesini sadece bana kullanmıştı. Neyse şuanlık birşey çaktırmamalıyım.

Elimdeki kağıdı bir hışımla açıp hepsine tek tek gösterdim "Bak köylü, al sen de bak,Deniz sen de bak, Araf bak lan buraya gördünüz mü hakkımı yediniz Cehennemde cayır cayır yanacaksınız" dediğimde hepsi omuz silkti, sanırım çıldıracaktım "Ben elendiğime göre oyunu ben yönetiyorum Allah'ın köylüleri yatıp zıbarın" diye emir verdiğimde hepsi bana yaklaşık 1 dakika boyunca ters ters bakıp önlerine eğildiler ve gözlerini yumdular "Vampirler kalkın ve birini öldürün" dediğimde vampirler kalktılar tahmin ettiğim gibi vampirlerden biri Doğa'ydı diğeri ise Deniz'di Allah'ım nasıl da nokta atışı yapıyorum ama ikisi kimi öldürcekleri konusunda seslerini kullanmadan uzunca bir süre tartıştıklarında Alev "Yeter öldürün artık kimi öldüreceksiniz sıkıldım" dedi hemen ardından Arel "Konuşmak yok Alev" diye sitem ettiğinde Araf "Şu an sende konuştum gerizekalı" diye söylendi onun ardından Rüzgar "E sen de konuştun salak" dediğinde "Bı susun be" diye çemkirdim Arel susmadı ve devam etti "Biz kimin katil olduğunu öğrendik şuan hepimizin sesi boğuk çıkıyor ayrıca tek sesi çıkmayan ikili Doğa ve Deniz yani onlar katil" dediğinde Rüzgar "Pis hainler Daloşum sizin yüzünüzden öldü halbuki demişti o bize Deniz'in katil olduğunu affet bizi Daloşum" dediğinde kaşlarımı çatıp "Daloş ne be başka isim mi bulamadın eğer bana birdaha Daloşum dersen Deniz ve Doğa seni öldürmeye çalıştıklarında seni kurtarmam" dedim Rüzgar anında cevap verdi "Tamam kızma hemen ya demem bidaha bu evdeki tek koruyucum sensin" dediğinde Alev heyecanlı bir şekilde "Hadi ikinci tura geçelim" dedi anlaşılan oyunu sevmişti hızlıca kağıtları katlayıp ikinci tura geçtik.

4 turdur oynuyorduk ve 4 turda da beni elemişlerdi üstelik hepsinde köylüydüm ama bu tur vampirdim benimle vampir olan kişi Alev'di. Doğa "Bence Dalya" dediğinde "Olum 4 turdur beni eliyorsunuz utanmıyor musunuz lan siz değilim diyorum niye anlamıyorsunuz kardeşim" diye çemkirdiğimde Alev söze girdi "Gerçekten bence bu tur da vampir Dalya değil gibime geliyor" dedi canım ortağım ya nasılda savunuyor beni.

Alev'in savunması sayesinde benim yerime Arel'i elemişlerdi Arel elenince bizde kalkıp Araf'ı öldürmüştük ama Doğa, Deniz ve Rüzgar vampirin kim olduğunu tartışırken kavga etmeye başlayınca oyunu bitirmiştik ve şuan hepimiz boş boş oturuyorduk bir anda arkamda bir sallantı hissettim bi baktım Rüzgar geriye doğru düşüyor bi baktım ben de geriye doğru düşüyorum birkaç saniye sonra Rüzgar'la ikimiz kafa üstü yere çakıldık koltuk geriye doğru çökmüştü Rüzgar yüz kızartıcı küfürlerini sıralarken diğerleri anırarak gülüyordu ben ise koltuğa bela okumakla meşguldum Arel yanıma gelerek beni koltuk altlarımdan tutup ayağa kaldırdı ardından Rüzga beni kıskanarak "Arel'cim beni de kaldırır mısın?" diye mızmızlandı Arel ensesinden tutup onu da kaldırdı herkes hala bize gülüyordu Deniz gülerken resmen ağlıyordu bir anda evi dolduran telefon sesi hepimizi susturmaya yetmişti. Araf "Şu evde bir gün huzurlu olamıyoruz" diyerek dosya odasına ilerledi onun ardında Alev kahkaha atarak "Çok iyi yapıştılar he" dedi ve dosya odasına doğru yol aldı Rüzgar "Alev senin saçını başını yolarım" diye çığırarak Alev'in peşinden gitti onların peşinden biz de gittik.

Dosya odasına geldiğimizde Aras telefonu açtı ve TKC konuşmaya başladı "Bugün çok fazla eğlendiniz ajancıklarım sizden bu enerjiyi beklemiyordum hele ki bir kez daha katil olmuşken" dedi bize o günü tekrar ve tekrar hatırlatmak istiyordu. Doğa'ya baktığımda Doğa'nın gözlerinin dolduğunu gördüm anlaşılan Doğa hala o günü atlatamamıştı benim gördüğümü Alev de görmüş olacaktı ki "Sadede gel" dedi öfkeli bir sesle bizim gruptan kimse Doğa'ya kıyamıyordu Doğa fazlasıyla narin biriydi ve böyle şeyleri kaldıramıyordu zaten zor şeyler yaşamıştı bir de şu TKC denen adam üzerine geliyordu. TKC "Sadede geleyim Alev'cim" dediğinde Alev yüzünü buruşturdu TKC devam etti "Şimdi size 2. görevinizi veriyorum sevgili ajancıklarım" dedi Arel "Yine kimin sırrını açık etmeyi düşünüyorsun acaba?" diyerek somurttu TKC " Bu sefer o kadar basit değil" dedi bu adamın Acun Ilıcalı olma ihtimali kaçtı cümleyi uzattıkça uzatıyordu. Daha fazla dayanamayıp "Söyle artık be adam" dedim benim ardımdan TKC
"Sizden benim peşimde olan ajanların içine sızmanızı ve onları kasalarındaki bir dosyayı bana getirmenizi istiyorum"


Bu bölümdeki düşme sahnesini biz TlinErku  ile yaşamıştık hatta repliklerimiz bile aynıydı yani düşme sahnesini biraz Tülinden esinledim o yüzden bu bölüm benden Tülin'e hediye olsun

Bu bölüm hakkındaki yorumlarınızı alabilir miyim?

Instagram hesabım: tuanaakvrk
Takip ederseniz sevinirim :)

40 NumaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin