1| Küllerin sebebi

108 8 1
                                    

                       Gibran Alcocer -Idea 10

                            20 Aralık, 2017

                            Kahramanmaraş         

                           

Hava kasvetliydi, soğuktu odamdaki camdan dışarısını izliyordum üstümdeki bornozumla. Ne zaman kar yağayacaktı acaba her yeri beyaz görmek hoşuma gidiyordu " yengem?" diye bir ses yükseldi ve kapıma iki kere tıklatıp onay almadan içeriye 32 diş sırıtarak giren yengeme baktım "efendim yenge." dedim ona dönerek "rüyaya biraz bakar mısın diyecektim." dedi hala bana sırıtırken, dolabıma ilerledim "hiç bakamam senin deli kızına ver babasına baksın bu çocuğun anasıda babasıda benim vallahi." dedim, Dolaptan ne giyeceğime karar verirken.

Yanıma yaklaşıp bornozun açıkta bıraktığı bacağıma çimdik attı deli kadın "yengeee" dedim ona dönerek " babasını markete yolladım çocuğumun ne olacak biraz baksan yeğenine de bizde yiyecekleri hazırlasak?" dedi şaşırdım bir an yengem nadiren mutfağa girerdi zaten yemeklerimizi yapan yardımcılarımız Nurten ve Ayşe teyze vardı "Nurten teyzeler izinli mi?" diye sordum.

"Senin haberin yok mu?" dedi yengem, neyden haberim olacaktı "neyden yenge?" diye sordum, "aman Azra seninde neyden haberin var Sıraç Saraçoğlu geliyor bu gün." dedi.

Geliyordu demek en son 2 sene önce görmüştüm onu, soğuk biriydi aynı zamanda fazlasıyla yakışıklıydı ondan anlamadığım bir şekilde çekiniyordum belkide bu kadar soğuk ve ciddi bir görünüşü olduğundandı.

"Azra sana diyorum, yardımcı ol biraz yengem babaanneni biliyorsun onun gözdesidir Sıraç, oturduğu yerden dikizliyor her şeyi, eksiksiz olacakmış her şey." dedi gözlerini yukarı bakarak alayla kıpıştırırken. "Giyineyim geliyorum." deyip dolabıma bakıyordum, ne girseydim acaba "ne giyeceksin dur bakayım." deyip dolabımı karıştıran yengeme pes diyerek yatağıma oturmuştum.

Suratıma 2 parça eşya fırlatan yengeme bezmiş gibi baktım bana öpücük yollayarak odadan çıktı. Elimdeki giysilere baktım kara gömlek yakaları olan kazak ve beyaz kot pantolon, pekala umrumda değildi giyecektim bunları.

Hazırdım hafif makyajım yüzümü oldukça güzel gösteriyordu bal rengi olan saçlarım kendilerinden dümdüzdüler ve son olarak beyaz  Reebok ayakkabılarımı giyidim uzun aynadan kıvrımlı zayıf bedenime baktım oldukça sade ve  şık olmuştum, şimdi sıra cadı rüyanın yanına inmekti.

Merdivenleri inerken babaannemin yanında yüzü buruşuk bir şekilde oturan rüya beni görmüştü bana doğru koşarak "halammm" diye bağırmıştı içli bir sesle "bebeğim" diyerek kucağıma atlayan maymunu kucağıma almıştım daha 4 yaşındaydı ama 40 yaşında gibiydi cimcime, annesine çekmişti heralde "biliyor musun hala Sıraç gelicekmiş" derken büyük salonda babaannemin yanına ilerliyorduk "yavrum kaç kere diyeceğim abi diyeceksin büyüğün o senin!" dedi kızgınlıkla babaannem, rüya yine yüzünü huysuzlukla buruşturmuştu.

Babaannemin Sıraç abime olan sevgisini biliyorduk onun yanında Sıraç abiye kötü söz veya saygısızlık yapamazlardı, babaannem Sıraç abinin annesi Hülya'yı büyütmüş babamdan ayırmamış sonra Hülya abla fazlasıyla zengin olan adamla evlenmiş ve İstanbul'a taşınmışlar Hülya abla evlendikten sonra Kahramanmaraş'a gelmemiş o yüzden babaannem ona tonlarca laf edip çok ağlatmış ve bir daha Hülya ablanın telefonlarına açmamış takki Hülya abla elindeki Sıraç bebeğinle konağa gelene kadar o zaman babaannemde ipler kopmuş ve barışmışlar.

O görüşmeden 1 sene daha geçmişti Sıraç abi 2 yaşına gelmişti ama babaannemin tüm ısrarlarına rağmen Hülya ablam hep bir bahane bulup gelemem demiş, babaannem sezmiş bir şeyler olduğunu büyüttüğü kızını tanımaz mı insan bir kaç kez zorlamış Hülya ablayı anlatması için ama Hülya abla hep inkar etmiş hiç bir şey yok biz iyiyiz kötü şeyler düşünme demiş. 3 yıl olmuş Sıraç abim artık 3 yaşındaymış ama Hülya ablam her gün babaannemle telefondan konuşmasına rağmen ziyarete gelmezmiş babanem de o gelmezse ben hiç gitmem dermiş, bir gün babaannem yine kavga başlatmış ağzına geleni söylemeye balamış ama Hülya abla bu kez ağlayarak "hiç bir şeye izin vermiyor anne anla artık, nefes alamıyorum seni çok özlüyorum anne ama bu piskopat herif bana aldığım nefesin bile hesabını soruyor bu hayatta hala varsam Sıraçımın sayesinde." Deyip babanemi şüphelerinde hiç de şaşırtmamıştı.

YÂRE-İ DİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin