Changbin koltuğa yayılmış televizyonda oynayan tuhaf bir programa dikkat kesilmişti. Üzerine Felix'in bebeklik battaniyesini sermişti çünkü Felix kendisi ortalıkta yokken bile Changbin'in ayakkabısının altına yapışan bir sakız olmaktan oldukça memnun olacağına dair garip söylemleri olan birisiydi.
Programdaki olayları tam olarak anlamıyordu çünkü programın bir noktasında birisi çok salakça bir yorum yapmıştı ve yaklaşık üç dakikadır o salakça yorumun etkisindeydi. Bundan dolayı Felix'in eve geldiğini, fark edilmek için arkasından hafifçe öksürdüğünü ve kocaman sırıttığını çok sonradan fark etti. Toparlanmadan battaniyeyi üzerinden kaldırdı ve kollarını Felix arasına girebilsin diye hiçbir şey söylemeden açtı.
"Üzgünüm, gözlerini kapatman gerekiyor." Felix heyecanlı çıkmasına engel olamadığı sesiyle derinden konuştu. "Sana bir sürprizim var."
"Yine neyin peşindesin?" Changbin gözlerini hafifçe yumdu.
"Pekala kontrol etmem gerekiyor." Felix'in sesi şimdi daha yakından geliyordu. "Bu kaç?"
Changbin kıkırdadı. "Görsem bile yalan söyleyebilirim."
"Ama söylemeyeceksin çünkü çok üzülüp seni sikebilirim." Felix artık tamamıyla yüzünün bir santim ilerisindeydi. "Şimdi bu kaç?"
"On iki."
"Tamamdır." Felix kıkırdadı. Changbin'in söylediğini fark edinceye kadar yüzünün dibindeki hareketlerini sürdürmeye devam ediyordu. Changbin'in yanıtı kafasında döndüğünde, "Senden nefret etmem için elinden geleni yapıyorsun biliyor musun?" Diye mırıldandı. Changbin gözlerini açacağı sırada onu yeniden durdurdu. "Hayır dedim. Bekle bir saniye."
Changbin yumduğu gözlerinden dolayı seslere kulak kesildi. Felix'in saçı çenesini gıdıklayacak kadar yakınındaydı ve heyecanlı nefes seslerini duyabiliyordu. Bir şapırtı sesi geldiğinde Felix'in gerçekten heyecanlı olduğuna emin olmuştu. Felix'in bir çeşit alışkanlığıydı. Bazen bunu yaptığının farkında bile değildi. Oyuncu bir tavırla bir şeyler anlattığında dilini ağzının içinde gezdirirdi. Ve sonra şaklatırken kaşlarını havaya kaldırıp bilmiş bir ifadenin yüzünde dolaşmasına izin verirdi. Changbin bu zamanlarda ona nasıl baktığını elbette bilmiyordu ama Minho'nun söylediği gibiyse işler çok iyi gözükmüyordu. Kelimenin tam anlamıyla şu şekilde bir tamlama kullandı: tutuklu kalmış gibisin.
"Hyung gözlerini açabilirsin."
"Bana hyung deme dememiş miydim?" Changbin yumduğu gözlerini açtı ve önünde şeker yüzük görünce bakışlarını kırpıştırarak Felix'e kaldırdı.
"Benimle evlenir misin?"
"Bunu hala üretiyorlar mı?"
"Ben de çok şaşırdım görünce ama görünüşe göre evet hala üretiliyor."
Changbin şaşkınca yüzüğe uzandı ama Felix elini ondan uzaklaştırdı. "Bir cevap vermeden yüzüğü alamazsın. Hile yapma."
"Hayır desem bile yüzüğü alacağım anlamına mı geliyor bu?"
Felix yüzünü buruşturdu. "Hayır dediğinde sana neden yüzüğü vereyim ki? Bana hayır de diye almadım."
"Bir cevap istedin ve mantıken bir cevap verdiğimde yüzüğü bana vermen lazım. Bağlam yetersiz."
"Mantıklı davranmayı kes. Böyle olduğunda çok gıcık oluyorsun."
Changbin kıkırdadı. "Yani hayatımın tamamında gıcık bir insandım. Evlenme teklifi ettiğin kişilere karşı her zaman bu kadar sevgi dolu musun?"
Felix şeker yüzüğün paketini açarken, "Aslında sen evlenme teklifi ettiğim ilk kişisin." dedi.
"Tecrübesiz olduğun anlaşılıyor. Biraz daha pratik yapmalısın."
"Peki. Söz bir sonraki sevgilimde buna dikkat edeceğim. Şimdi cevabı duyalım."
"Bu tavrını sürdürürsen birçok sonraki sevgilin olacak gibi duruyor."
"Dönüp dolaşıp sana geleceğim o yüzden kısa keselim ve benimle evlen."
Changbin bilmiş bir ifadeyle Felix'e yaklaştı. "Artık bu bir soru gibi gelmiyor." Changbin elini ikisinin arasına uzatırken gözleri eğlendiğini gösterir biçimde parlıyordu. "Narsist bir partnerle birliktelik adlı kitabımı yayına süreceğimin temelini atıyorum. Pekala seninle evleneceğim Felix."
Felix tiz perdeden bir ses çıkarttı ve matruşka bebekleri gibi olduğu yerde sallandı. Şeker yüzüğü Changbin'in serçe parmağına taktı çünkü yüzük sadece o parmağa uyacak genişlikteydi. "Bilimsel yayın için evlenmiyoruz değil mi?"
"Her şey makalem için."
"Yirmi yaşındasın git ve çizgi roman oku." Felix gözlerini devirdi. "Şimdi bana bedenini söyle. Bize takım elbise almam lazım."
"Tüm gece bana sarılarak yatıyorsun ve hala ölçülerimi bilmiyor musun?"
"Sana sarılırken ne yazık ki düşündüğüm tek şey sen oluyorsun bu yüzden matematik hesabı yapıp ölçülerine odaklanamıyorum. Kusuruma bakma."
Changbin omuz silkti. "Bakacağım." Serçe parmağındaki şeker yüzüğü dudaklarının arasına götürürken suratına keyifli bir sırıtış yerleşti. Kirpiklerinin üzerinden Felix'e baktı. "Tadı plastik gibi."
Felix, elleri Changbin'in dizlerinin üzerindeyken dudaklarını şekere yerleştirmek için öne uzandı. Changbin anında şekeri onun radarından uzaklaştırdı ve kaşlarını çatarak Felix'e baktı.
"Git kendine bir tane al. Bunu bana nişanlım verdi."
Felix kocaman bir kahkaha attı. Kafası geriye düşerken Changbin kendini yaralamasından korktuğu için uzanıp başımın arkasını destekledi. Geçen gün sırf Hyunjin'e gülmek için çenesinin bir hafta ağrıdığını göz önünde bulundurursa Changbin'in o ve sağlığıyla daha çok ilgilenmesi gerekecekti.
"Nişanlından istediğin başka bir şey var mı? Ev? Araba? Yat?"
Changbin, Felix'in omzuna vurdu. "Eve geldim öpücüğü bile vermeyen birisine göre çok bonkörsün. Beni parayla mı kandıracaksın?"
"Zengin olduğun için bunu yapamayacağım. Ama eğer yapabilseydim çok iyi bir sugar crush olurdun. Sana çok iyi bakardım. Herkese bana ait olduğunu göstermek için dövme yaptırırdım."
"Biraz daha konuşmaya devam et. Narsist bir partnerle birliktelik için güzel dönüşler alacak gibiyim."
Felix sırıtırken Changbin'e uzandı ve dudaklarını kendi dudaklarının arasına alıp hızlıca emdikten sonra geriye çekildi. Alt dudağını yalarken düşünüyormuş gibi bakışlarını havaya dikti ve bilinmeyen bir gerçeği bulduğu sırada, "Bu şekerin tadı daha güzelmiş." dedi. "Ucuz yüzüğünü yalamaya devam edebilirsin."
Changbin'in yüzü ısınmaya başladı. "Kelimenin tam anlamıyla bir dakika önce bununla bana evlenme teklifi ettin."
"Ve bak kim kabul etti? Sana bu ilişkinin baskın karakteri olduğumu söylediğimde kıçınla gülmüştüm ama bak şimdi neredeyiz? Elli sentlik yüzükle nişanlandığımız noktadayız."
"Ve buraya biraz dikkatli bak Felix."
Felix ona baktı.
"Evet birtanem burası tam olarak bu akşam uyuyacağın yer." Neşeyle geriye yaslandı ve şekerini yemek için dönerken saçma programına dikkat kesildi. Sadece birkaç dakika sonra Felix, kendisine uzaydaki yıldızlar kadar büyük gelen -kendi bulduğu bir tamlama- Changbin'in kazağı ve paçaları bileğine uzanan pantolonu ile koltuğa, bebeklik battaniyesinin içinde ait olduğu Changbin'in kollarının arasına yerleşti.
ben konu bulur ve arada yazarım dedikten tam iki ay sonra gelen güncelleme. fik 15k okunmuş. çıldırmışsınız bu fikin neresi bu kadar okunacak kadar dikkat çekici?? yine de teşekkür ederim o kadar okumuşsunuz ayıp olmasın slsnfkdkd
not: sakın üzülmeyin iki ay sonra da minho, hyunjin ve Jisung'a bölüm yazacağım
![](https://img.wattpad.com/cover/320068041-288-k424184.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
favori komünistin kim? | changlix
FanfictionChangbin sarhoş olduğu bir gece okulun popüler çocuğunu favori Hyung'u sanarak kazayla mesaj atar.