aynı anda sorunlu üçlünün düz bölümü çünkü onların ne eksiği var
"Şuna bak!" Jisung bağırarak ehliyetini Hyunjin'in yüzüne doğru tuttu. Suratı kıpkırmızı, saçları darmadağınıktı.
Hyunjin yüzünü buruştururken iki elini kulağına çıkardı. "Niye bağırıyorsun? Güzel çıkmışsın."
Jisung, "Hiç bana benzemiyor!" diye yeniden bağırıp kendini dramatik bir edayla yere attı.
"Belki fotoğrafta bağırmadığın içindir."
Minho yataktan kafasını kaldırdı ve Jisung'un elinden ehliyeti çekti. Üçlü arasında ehliyeti olmayan bir tek kendisi kalmıştı. "On sekiz olur olmaz ehliyet almaya koşmanız çok utanç verici bir hareket. Sanki bu anı bekliyormuşsunuz gibi."
"Ehliyetin olmadığı için bok atmayı kes." Hyunjin ekledi.
"On altı yaşına basar basmaz alkol almaya giden ergenler gibi gözükmenize bok atmak pek sikimde değil."
Jisung başını iki yana salladı. "Hyung, alkol alma yaşını on altı mı zannediyorsun?"
"Değil mi?"
Hyunjin yatakta Minho'nun yanına atladı ve ona arkadan sarılırken, "Senin bir süre daha ehliyet almaman dünya için iyi bir şey olabilir." dedi ve kıkırdayarak Minho'nun ensesini öptü.
"Yah! Bırak beni, sarılma bana! İmdat! Jisungie kurtar beni!"
Jisung kıkırdadı ve Minho'nun elindeki ehliyeti alıp cüzdanına koyduktan sonra ikilinin yanına uzandı. Avuç ayasını yüzüne yasladı ve gülümseyerek ikiliye baktı. "Sizi seviyorum." diye mırıldandığında tamamıyla yatağa uzanmıştı.
Hyunjin ve Minho it dalaşlarını kestiler ve ikilinin büyük parlak gözleri Jisung'a döndü. "Ne dedin?" diye sordu Minho.
Hyunjin'in çoktan dudakları büzülmüş ağlamaya yakın bir ifade suratına yerleşmişti.
"Ne oldu?"
Hyunjin, "Bu bizi sevdiğini söylediğin ilk sefer geri zekalı." derken dudakları titriyordu ve sona doğru sesi incelip havaya karıştı.
Jisung kaşlarını çattı. "Daha önce de sizi sevdiğimi söyledim."
Minho yumuşak bir tonda, "Hayır, bunu hiç yapmadın. Hoşlandığını söyledin, genel olarak muhafazakar takılıp duruyorsun ve bize bunu söylemek için utangaç olduğunu düşündük." diye ekledi.
"Yani kendi aranızda bunu tartıştınız ve bana bundan hiç bahsetmediniz."
"Bizi sevdiğini söyleyip etrafa kızgınlık atamazsın. Buraya gel." Hyunjin, Minho'nun üzerinde yuvarlanıp Jisung'u bir öpücüğe çekmeden önce konuştu. Ellerini Jisung'un poğaçaya benzettiği yanaklarının üzerine yerleştirdi ve öne fırlayan dudaklarına kesik kesik çocuksu gagalamalar kondurdu.
"Ya! Kolum!" Minho, Hyunjin'i üzerinden itmeye çalışırken Hyunjin kendini daha fazlası mümkünmüş gibi Minho'a bastırdı. Çocuksu gagalamasının şekli değişirken Minho altında debeleniyordu. "Kolumu sıkıştırıyorsun! Hyunjin!"
Hyunjin öpücüğü bozdu ve Jisung'un kapşonlu göz kapakları ile ilgili şaka yapmamak için kendini zor tuttu. Peluş dudaklarını son bir kez daha öptü. Ardından çattığı kaşlarıyla Minho'a döndü. "Çek kolunu! Ne mızmız bir şeysin sen ya," derken Minho'a pis pis bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
favori komünistin kim? | changlix
FanfictionChangbin sarhoş olduğu bir gece okulun popüler çocuğunu favori Hyung'u sanarak kazayla mesaj atar.