Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Beyler, sizi buraya toplama sebebim önceden de tahmin edeceğiniz üzere ruslar. Onlardan gelen tehlike. Biz savaşa dahil olma kararı aldıktan hemen sonra Rusya'dan buraya bizi tehdit etmek için biri gönderildi. Dün sabah tehdit edildim. Bununla da kalmadı, dün gece beni korkutmak için kızımın hayatına kastedildi. Şükürler olsun ki, bir şeyi yok. Bu eylemlerin hepsi gözümüzü korkutmak içindi. Sizi de korkutmaya çalışacaklar, size de saldıracaklar. Vazifemiz bunlara karşı önlem almak ve taviz vermek."- dedi Ünal.
"Bana da geldi o Sibiryalı denen adam."- Baykal dedi.-"ve ben hemen arayıp Ünal beye haber ettim. Beni Rusya'da yaptığım yatırım işlerini durdurmakla tehdit etti."
"Bana da geldu."- dedi Tufan Karadeniz lehçesiyle.-"Aklu sıra beni korkutmak istedu. Benu de ailemle ve Gürcistan'daki işlerime engel koymakla tehdut ettu. Ben de kovdum gittu."
"Afferin, dadaş."- Tipi hemen Tufan'ı övdü ve ilave etti.-"Ama az yapmışsın. Ben olsam onu ordan sağ yollamazdım. Boğardım."
"Onu boğduktan sonra başkaları gelecek, Tipi."- Ünal belirtti.
"Peki çözüm olarak, neyi öneriyorsunuz, Ünal bey?"- Hızır sordu.
"Savaşıcaz. Bugün taviz verirsek, bizi bu piyasadan anında silerler. Hiçbir ağırlığımız kalmaz. Ruslar bize dostluk ve sulh teklif ediyorlar. Bunun karşılığında geri çekileceğiz. Benim teklifim savaşsa savaşalım. Sizi o yüzden buraya topladım. Bir karar alınacaksa hep birlikte almalıyız. Savaşacak mıyız, yoksa korkup geri mi çekileceğiz. Oylayalım."- dedi Ünal ve elini yukarı kaldırarak devam etti.-"Savaşalım diyenler el kaldırsın."
Masadaki herkes teker teker el kaldırdı ve oy birliğiyle ruslara karşı savaşma kararı alındı.
"Müsaadeniz olursa, ben de bir konuyu oylamaya çıkartmak istiyorum, Ünal bey."-Hızır dedi.
"Tabii ki, Hızır. Söz senin."-Ünal karşılık verdi.
"Benim kardeşim ve Haşmet'in kardeşi Behzat İstanbul'daki zehir tacirlerine savaş açmışlar. Zaten bu masa kurulurken de, ben bu masaya ticaret yapmak adıyla otururken de şartlarımdan biri buydu. Biz her türlü ticareti yaparız, ama uyuşturucu ticareti asla. Her neyse, kardeşlerimiz şehri bu pisliklerden temizlemesi bazılarının hoşuna gitmemiş. Hoşuna gitmemiş derken, şehre bu zıkkımı sokanların ekmeğini elinden almışız. Dün Çağatay Erdenet denilen biri beni görüşe davet etti. Üstü kapalı, şekilde, medeni bir dille beni tehdit etmeye kalktı. Ya zararımı ödersiniz ve yolumdan çekilirsiniz, ya da öbür yüzümü görürsünüz dedi."
