bölüm 18

1.9K 176 78
                                    

60 yorum sınır

🌟🕊

İkili verandada kahvaltılarını yapıyorlardı sakince. Bir kaç gün önceki konuşmaları sonucunda yeniden en baştan denemeye karar vermişlerdi.

"Bugün ofiste olacağım, istersen benimle gel. Gözümün önünde olmuş olursun. " Alparslan sakince başını salladı. "Tamam ama sıkılırsam dolaşmaya çıkarım. Arama yani beni."

Rıfat güldü "Bir yere gitmek yok, akşam Sedeflere yemeğe gideceğiz. " Alparslan gözlerini devirdi. "Biricik sevgilin diye tanıttığın kadına mı? Kalsın canım, istemez."

"Benim suçumdu bu Alp, akşam gideceğiz ve insan gibi tanışacaksınız." Alparslan başını tabağından kaldırıp Rıfata baktı. "Hayırdır koçum? Öyle Emir falan veriyoruz?"

Rıfat biten kahvaltısıyla ayağa kalkarak eşine ilerledi. Boynunu öperek "Emir vermek demeyelim de rica ediyorum diyelim."

Rıfatın öpmesi için boynunu yana doğru eğdi Alparslan, nazlanma biçimi de kendisine özgüydü. "İyi anlaşamazsak zorlamayacaksın tamam mı?"

Rıfat zafer kazanmışcasına güldü. "Tabii ki zorlamam güzelim. Hadi kalk artık da işe gidelim. Daha bir sürü yapılacak iş var, sende yardım edeceksin."

Alparslan oflayarak kalktı ve ikili çabucak hazırlanıp ofise gittiler. Sabah sabah onları gören asistan da heyecanla yerinde doğruldu. Patronunun yüzünde güller açıyor oluşu onu da sevindiriyordu.

Neticede Rıfat mutluysa asistanı da mutluydu. "Günaydın Rıfat bey günaydın Alparslan bey, nasılsıniz?"

"Iyiyiz, sen nasılsın? Bebeğin daha iyi oldu mu?" Kadın kocaman gülümsedi. "Çok teşekkürler efendim sayesinizde çok daha iyi."

"İyi sevindim, Alparslan bugün benim odamda olacak. Onunla ilgilen olur mu?" Rıfat eşinin sıkılmasını istemiyordu.

"Tabii ki efendim nasıl isterseniz." Konuşma bittikten sonra ikili odaya geçti ve Rıfat işinin başına oturdu hemen. İki saat kadar çalıştıktan sonra Alparslan'ın koltukta uyuduğu görmüştü kafasını kaldırdığı gibi.

Alparslan mışıl mışıl uyuyordu.

Geçirdikleri o kötü günler Alparslan'ı ciddi anlamda yıpratmıştı, bazı geceler kabuslarla uyanıyor her defasında Rıfat'ın onu terkettiğini gördüğünü söylüyordu.

Rıfat elindeki işi bırakıp eşinin uyuduğu koltuğa ilerledi. Bir süre güzel ama erkeksi yüzünü seyrettikten sonra dudaklarına tüy kadar ufak bir öpücük kondurup üzerini ceketiyle örttü.

"Seni seviyorum güzelim, seni asla bırakmak istemeyecek kadar seviyorum üstelik. " ardından gülümseyip tekrar işine döndü.

Alparslan onun hem zehri hem ilacıydı.

🌿

Tüm eşyalarını toparlayarak Ankaraya gitmek için otobüs terminaline gitti Eralp. Uçağa binerek elinde avucunda bulunan parayı yemek istememişti haklı olarak.

Bir saat kadar otobüsü beklemiş, Uraz'ın iki kere araması sonucu onunla konuşarak zamanı değerlendirmişti.

Fırat ise bir kez bile aramamıştı.

Soğuğa inat yanan gözleriyle baktı uzun uzun son kez nefes aldığı bu şehre. Enesle konuşmuştu çoktan ve buradan giderken en çok onun arkadaşlığını özleyeceğini biliyordu.

"Bazıları yanlıştır Eralp, son doğru ol." Demişti. Öyleydi, Eralp doğru kişi olabilmek için her şeyi yapmıştı, bu hikayede yanlış olan Fırattı.

Hep öyle olmaz mıydı zaten? Nerede namus bekçiliği yapan adam var, nerede insanlıktan ahlaktan söz eden adam var... hepsi yanlış kişi değil miydi?

Acı acı gülümsedi haline ve gelen Ankara otobüsüne bindi. Bu ,burada son bulunuşuydu. İyice yerine yerleşince Uraz'ı aradı. Sıkı sıkı tembih etmişti biner binmez beni ara diye.

"Alo?"

"Alo Uraz, rahat edebilirsin artık. Bindim ben, uyurum şimdi de, Ankara'ya gelince ararım seni."

"Sevindim ama yaptığın her şeyi haber edeceksin bana olur mu? Hem merak ederim hem yardım ederim sana. Zaten iki aya kadar oradayım." Gülümsedi Eralp, en azından yanında olan bir arkadaşı vardı artık.

"Ash ne yapıyor?" Derin bir iç çekiş duydu.

"Seni dünden beri göremiyor ya, deliye döndü. Ağlayarak uyudu az önce, sensiz iki ay nasıl tutacağız bu çocuğu bilmiyorum. "

"Yerim onu ben, bende çok özleyeceğim ya. Yarın görüntülü konuşalım mı? Ash'i görmek istiyorum."

"Tabii ki konuşalım, saatini ayarlarız."

"Tamamdır, Uraz şimdi otobüs hareket edecek, bende uyuyacağım. İnince de ararım seni."

"Tamam Eralp, çok iyi bak kendine. Uykunu iyi al, sıkı da giyin Ankara soğuk olur."

Gülümsedi tekrar Eralp "Tamam annecim." İkisi de gülerek telefonu kapattı.

🌿

"Şimdi de bir son dakika gelişmesi var! Şanlıurfa'dan Ankara'ya giden otobüs şarampole yuvarlandı. 22 yolcudan ikisi ölü 14'ü ağır yaralı olarak ekiplerce en yakın hastaneye sevk edildiler. Otobüs şoförünün uyuması sonucu kazanın olduğu saptandı. "

Kucağında Ash elinde kumanda ekranın başında kalakaldı Uraz.

"Ne?"

🌿💜🌟🌿💜🌟🌿

Bakalim neler olacakkkkk

Alp ve rifata Hard bir smut gelmez mi be💜

Sizi seviyorum 🌿

Kazanırsam Kaybedersin(bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin