bölüm 19

1.5K 151 66
                                    

💜🌟

"Hoşgeldiniz." Sedef onları neşeyle karşıladı. Rıfat ve Alparslan elleri dolu şekilde içeriye girdiler.

"Ah kızım uyudu maalesef, siz içeriye geçin. Benimki birazdan gelir." Sedef kızıyla çok tanıştırmak istiyordu Alparslan'ı.

Ümit mutfakta sevgilisine yardım ettiği için içeriye, duş alıp üstünü değiştirmiş olarak gelecekti.

Alparslan ve Rıfat onlara gösterilen yere geçtiler. "Ümit yaptı yemekleri değil mi? Sende güzel yemek yapacak marifet nerede çünkü. "

Sedef Rıfatın omzuna minik bir yumruk geçirdi. Alparslan derin bir nefes aldı. İlk saniyeden gıcık olmuştu.

"Hadi be oradan, üniversitede yalvarıyordun bana yemek yap diye."

"O kadar düşmüşüm demek ki." Rıfat gülerken Sedef homurdandı. "Pislik. "

"Ee Alparslan sen nasılsın? Bu pislik seni üzmüyor değil mi? Tam bir eşşek bu ya, anlamadan dinlemeden gemileri yakacaktı. " Sedef bu konuda Rıfata hala sinirliydi.

"Iyiyiz, bir problemimiz kalmadı. Bundan sonra da olmaz umarım. " Hepsi inşallah olmaz diye geçirdi içinden. Bir kaç nasılsın iyiyim sohbetinden sonra odaya Ümit de gelince Alparslan'la tanışıp ayak üstü kaynaştılar. Ardından hepsi masaya geçerek yemek yemeğe başladılar.

Sohbet koyu, onlar mutluydu. Eralp'in aksine...

🌿

Uraz kaç gündür olduğu gibi bugün de yoğun bakımın önündeydi. Eralp'in arkadaşları olan Enes ve Abdullah ile de burada, bu yoğun bakımın önünde tanışmıştı.

Uykusuzdu, Eralp'le de ilgilenip işiyle alakadar olunca hem çocuğunu görememişti hem de Eralp'in uyandığını.

"Hala aynı mı durumu?" Enes ağrıyan bacağından ötürü oturmuş halde olumsuz anlamda başını salladı. "Hala aynı, gece bi iğne yaptılar ama ne olduğunu bilmiyorum Uraz, bir sorun yoktur inşallah. "

"Baktım az önce, sorun yok. Rutin olarak yapılacak iğneler onlar. Enes sen de yordun kendini, eve git istersen, bacağın kötüleşiyor. " Enes hemen başını salladı.

Asla gitmezdi.

"Olmaz, o benim en yakın dostum. Hem rahat edemem evde, hastanedeyim sonuçta bir şey olursa siz varsınız. Bir de Uraz, Eralp ve Alparslan barışmıştı 4 5 hafta önce, nadiren konuşuyorlardı ama haber vermeli miyim sence? Abdullah konuşmamı ve huzurumuzun kaçmasını istemiyor ama onlar arkadaş sonuçta. Onun da bilmeye hakkı var."

Uraz düşündü bir süre, Eralp sohbet arasında bir kez bahsetmişti Alparslan'dan ve eski dost olduğunu anlatmıştı.

"Bence haber vermelisin, dediğin gibi onlar arkadaş ve bilmeye hakkı var. Apo ve Alparslan eski sevgili olduğu için görüşmüyorsunuz galiba?" Merak ediyordu çünkü Eralp çok az bahsetmişti.

"Evet eski sevgililer, pek güzel bir ayrılık olmadığı için arkadaş grubu ikiye ayrıldı iste. Böyle olsun istemezdim ama oldu. Neyse ben haber vereyim o zaman Alparslan'a. "

Uraz başını sallarken yoğun bakım koridorunun başında her şeyi duymuş olan Abdullah göründü.

"Aramayacaksın. "

"Abdullah? Ne zaman geldin sen?" Enes afallamıştı. Bu saatte çalışıyor olmalıydı ama buradaydı.

"İşim çabuk bitti ,seni de tek bırakmak istemedim güzelim ağrın vardı." Abdullah eşinin gözlerinin içine bakar bakmaz yumuşamıştı.

"Tamam, peki madem." Enes uysalca eşinin yanına gelip oturmasını bekledi. "Neyse ben gidiyorum, siz de burada birbirinize sırnaşıp durmayın, yarım saatte bir insan ölüyor burada, siz anca aşna fişne derdindesiniz. Özellikle sen Apo!"

İnsanın adı çıkacağına canı çıksındı canım.

"Ayıp ama ya, yürü git sen. Ben eşime dokunmadan yaşayamam. " Uraz'ı yanlarından postalarken hışımla eşine döndü Abdullah. "Evet güzel bey, neden Alparslan'ı arıyorsun?"

"Ya aşkım Eralp'in arkadaşı, ne olursa olsun çocuklukları bile birlikte geçmiş, hem Alp ve senin aranda da her şey bitti ikiniz de mutlusunuz. Neden çağırmayayım ki?" Abdullah duyduklarına inanamıyormuş gibiydi.

"Sen gavat mısın güzelim ?" Enes kaşlarını çalarken hafif bir tokat attı Abdullah'a. "Ağzından çıkanı bil aşkım yoksa şu bacağı sokacağım bir tarafına. İkinizin ilişkisi mazide kaldı ve ikiniz de evlisiniz. Ha sen dersin ki ben seni aldatırım, tamam o zaman yani."

Evet, Enes de manipülasyon yapabiliyordu artık.

"Ne alakası var ya, git ara. Senden başkasına bakacak adam mıyım ben?" Enes güldü sinsi sinsi. "Adam kısmı şaibeli ama bakmazsın tabii."

Abdullah ulan diyerek Enes'in omzunu ısırdı. En fazla bu kadar fiziksel zarar verebiliyordu.

Enes eline Eralp'in telefonunu alıp Alparslan'ı aradı. Bir kaç çalıştan sonra telefon açılmış Alparslan alo demişti.

"Alparslan ben Enes?" Şaşırdı Alparslan, Eralp'in telefonundan niye aramıştı ki şimdi? "Enes? Bir sorun mu var?"

"Var aslında, biz şuan Ankara'dayız. " Alparslan daha da meraklanırken ayağa kalktı. "Neden?" Enes de gerginlikle yutkundu.

"Eralp bir kaza geçirdi 4 gün önce. Şuan yoğun bakımda ve durumu kritik, sana da haber vermek istedim, istersen konum atayım ve sen de gel." Alparslan kalakalırken eli ayağı boşalırken kendisini koltuğa attı.

Rıfat sevgilisinin yüzünün bembeyaz olduğunu görüp endişeyle yanına ilerledi. "Ne oldu?" Alparslan ona cevap vermeden telefona konuştu.

"Teşekkürler Enes, konum atarsan çok sevinirim, bu gece geliyoruz." Karşıdan tamam lafını duyunca telefonu kapattı. Rifata döndü ardından.

"Eralp, Eralp kaza geçirmiş. "

"Ne? Alparslan hazırlan gidelim." Alparslan ağlamak üzereydi. Sedef ve Ümit de duyunca geçmiş olsun dileklerini sıralamışlardı.

"Gidelim, sevgilim. "

🌿💜🕊

Diğer bölüm kurt bakışlı Kürt buluşması olacak amk mxkemkd

Çok mutluyum ooaaa

Sizi seviyorum 💜

Kazanırsam Kaybedersin(bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin