Jungkook sabah uyandığında baş ucunda sadece küçük bir not vardı. Notta yazılanlarsa sadece şunlardı
"Jungkook seni seviyorum. Bunu asla unutma olurmu. Ben sadece buna mecburum gidiyorum. Bir gün bizde mutlu olucağız sakın pes etme. Sadece kendin ol. Seni seviyorum. Not_Jimin."
Jungkook delirmişti. Jimin neden gitmişti. Bu soruları kafasından çıkaramıyordu. O eve dönmüştü. Ama Jimin yoktu.
Jungkook kumandayı alıp TV açar açmaz bu haberi duydu.
"Busana giden otobüs devrilmiş ve içindekiler hepsi yanarak ölmüş. Jeon bu haberi duyunca delirmişti. O Jungkooka bakıp fsıltıyla
"Jimin dün gece o otobüse bindi. O artık ölmüşmü?"
Bu iyi bir durumdu. Jeon onu artık aramayacaktı. Jimin kurtulmuştu ondan.
Jungkook yıkılmıştı. Jiminsiz hayat berbattı. Ama yaşaması gerekiyordu. O yüzden Jungkookun güçlü olması gerekiyordu.
Jungkook sınavları verip, yaşadığı şehirden Seula taşındı. Universite Seuldaydı. Jungkook ne annesini ne de Jeonu görmek istemiyordu. Jungkook kendine bir kaç arkadaş edinirken, zaman geçiyordu. Jungkookun acısı artık kanamıyordu. Sadece sızlıyordu. Bu acı günden iki yıl geçmişti. Jungkook artık hem çalışıyor, hem okuyordu. Yoongi ve Hoseok onun arkadaşlarıydı. Yongi ve Hoseok sevgiliydiler. Jungkookta onlarla bir evde kalıyordu.
Zamanla Jungkook artık kendi işini kurmaya başlamıştı. O kendi ayakları üzerinde durmayı başarmıştı. Ama aksilikler yine bitmiyordu maalesef.
Jeonun ölümü ardından annesinin her şeyi öğrenip kriz geçirerek intihar etmesi onun canını yaksada, onu omuzlarındakı ağır yükten kurtarmıştı.
Artık Jiminsiz anılar çoğaldıkca Jiminle yaşadığı anılar sadece anı olarak kalıyordu. O inanıyordu Jimin yaşıyordu. Bir gün mutlaka geri gelicekti.
Zaman geçiyordu. Jungkook artık ünlü iş adamıydı. 24 yaşlı Jungkook artık hayatta olan son umudunu kaybederken, aniden gittiği toplantı ve partide ona raslamıştı. Jungkook nereden bilecektiki bu minik JungJi onun hayatını değişecek ve ona umut olucak.
✮✮✮✮✮✮✮✮✮✮✮✮✮✯✯✯✯✯✯✯✯Jimin sinirle çalışanına bağırırken, Tae odaya girdi. Sakince
"Jimin ne oluyor? Neden bağırıyorsun?."
Jimin sinirle
"Tae ben delireceğim. Çocuğu ona emanet ettim. İşlerim yoğundu. Şimdi JungJi yok. Ben ne yapacağım.! Birazdan toplantı var. Partiden bahs etmiyorum bile. Bu durum çok berbat. Delireceğim Tae. OFFF"
Tae Jimine hakk verircesine kafasını salladı. Sonra Jimini sakinleştirmek amacıyla sakince
"Bak Jimin onu bulacağız söz veriyorum. Sakin endişelenme."
Tae telefonu alıp Jini aradı
Tae:"Jin JungJi yok. Bana yardım et onu bulmamız lazım. Yoksa Jimin delirecek"
Jin:"Peki Hemen aramaya gidiyorum."
Tae:"Teşekkürler bebeğim. Bu arada
kendine dikkat et olurmu? Bebeğimiz için."Jin:"Peki aşkım. Sen endişelenme önce o karatayı bulalım"
✡✡✡✡✡✡✡✡✡✡✡✡︎✡︎✡︎✡︎✡︎✡︎✡︎✡︎✡︎✡︎✡︎✡︎✡︎Jungkook toplantı odasına girince orada 5 yaşlarında bir çocuğun masanın altında oynadığını gördü. Çocuk sakin tavırla oynuyor. Elindeki arabayı ireli geri sürüyordu. Hiç kimseyi rahatsız etmeyen bir tavrı vardı. Jungkook masanın altına eğilip sakince
"Ey ufaklık sen burada ne yapıyorsun. Kimin çocuğusun.?"
Çocuk Jungkooka bakıp kısık ve titrek sesle
"Amca lütfen bana kızma. Ben sadece sakin bir yerde oynamak istiyordum."
Jungkook kıkırtıyla
"Ama 10 dakika sonra burası en gürültülü oda olucak. Senin gitmen gerekiyor. Seni yalnız da bırakamam. Ne yapacağız şimdi ha Kkk. Başıma kaldın dimi?"
O an toplantı odasının kapısı aniden açılınca Jungkook kapıya baktı. Tae Jungkooka bakıp tedirgin sesle
"Ah bay Jeon burada 5 yaşlarında kediye benzer bir varlık gördünüzmü?"
Jungkook kıkırtıyla"Evet bay Kim gördüm. O burada masanın altında oturuyor. kkk"
Tae sakince
"JungJi baban sinirden ağlıyor. Bunu neden yapıyorsun? Gel hadi ona gidelim!"
Çoçuk masanın aktından çıkıp Taenin yanına geldi. Sakince onun elinden tutup, tatlı gülümsemeyle
"Hoşçakalın bay Jeon"
Jungkook gülümseyerek
"Hoşçakal JungJi"
Park JungJi. Çok tatlı
Tae çocukla gidince, Jungkookun aklına Jimin gelmişti. Bu minik ona benziyordu. Jungkook sakince iç çekerken, sadece Jimini düşündü.
Toplantı artık başlamıştı. Toplantıda biri daha olmalıydı. Ama geç kalıyordu. Aniden kapı açılınca Jungkook şok içerisinde ona bakıyordu. Adam bir afetti. Bu kadar güzel birini hiç görmemişti. Elbette Jiminden başka. Jimin her zaman güzeldi.
Jimin içeri girip Jungkooku görünce bir tepki vermeden oturdu. Sonra mahçup sesle
"Kusura bakmayın bay Jeon geç kaldım. Bir yaramaz beni sinir etti. Ona ceza vermem gerekiyordu. O yüzden geç kaldım."
Jungkook gülümsedi. Kıkırtıyla
"Oğlunuz çok tatlı bay Park. Sadece sakin alanda oynamak istiyordu. ona fazla ceza vermeyin."
Jimin sakince
"Teşekkürler bay Jeon. Ah onu ben çok şımarttım. Babasına çekmiş"
Toplantı sırasında Jimin Jungkooka bakarken, Jungkookta Jimine bakıyordu. Ama Jimin anlamıştı. Jungkook onu tanımamıştı.
Toplantı bittiğinde, her kes parti olan mekana geçmiştiler. Jimin böyük ve mehşur moda atelyesinin sahibiydi. Jungkooksa bir iş adamı olarak ona yardımcı olucaktı. Bu iş birliği güzel sonuçlar alıcaktı. Parti bittiğinde her kes evlerine dağılmıştılar.
O günden sonra Jungkook ve Jimin iş gereği sık sık görüşmeğe başlamıştılar. Ya Jimin Jungkookun ofisine, yada Jungkook Jiminin atelyesine gidiyordu. Bu muhteşem bir proje olması gerekiyordu. Bir gün Jungkook Jiminin atelyesine gittiğinde işleri çok geç bitmişti. İşleri bittiğinde artık gece yarısı olduğu için Jungkook Jiminin evinde kalmalı olmuştu. Jimin güzel bir yemek yapmıştı. O Jungkookla bir az daha güzel zaman geçireceğini sanarken, Jungkookun tavırları Jimini çileden çıkarmıştı.
ᜊᜊᜊᜊᜊᜊᜊᜊᜊᜊᜊᜊᜊᜊᜊᜊᜊᜊᜊᜊᜊᜊᜊ
Yeni bölüm destek olun lütfen.
ВЫ ЧИТАЕТЕ
YOU İN MY HEART.... JİKOOK
FanficTAMAMLANDI Jungkook sabah uyandığında baş ucunda sadece küçük bir not vardı. Notta yazılanlarsa sadece şunlardı "Jungkook seni seviyorum. Bunu asla unutma olurmu. Ben sadece buna mecburum gidiyorum. Bir gün bizde mutlu olucağız sakın pes etme. Sadec...