🌸2🌸

71 4 0
                                    

Rüyamda ailemi görmüştüm.

Çok acınası haldeydim. Hissediyordum. Tenimin altında dolaşan her bir kan tanesi bana çaresiz olduğumu, ve acınası olduğumu yakınıyordu. Kötü biri olduğumu biliyordum. Dünya için fazla karamsardım.

Elimdeki keskin cam parçasına bakarak yansımasında ailemi görmüş gibi oldum. Kafamı iki yana sallayarak kendime gelmeye çalıştığımda, gözlerimden bir damla çaresizlik yaşı damladı. Ne yapacaktım? Ne yapabilirdim?

Ailem fakirdi. Kesinlikle fakirdi. Babam bir sirkte çalışıyordu ve insanların dilinde soytarıydı. Annem ise bir kafede bulaşık yıkıyordu.

2009 Yılının Kasım ayında, babam İstanbul'un ücra köşelerinden birine sirk açtırmıştı. İçerisi oldukça güzeldi ama elbette hayvanlar agresif olduğundan yaş sınırı vardı.

Sinem'in oğlu alınmamıştı sirke. Ailemi öldürerek ödedi bedelini.

Çok saçma, değil mi? Oğlunuz sirke alınmıyor ve siz de intikam olarak almayan görevliyi ve ailesini öldürüyorsunuz. Bir tek ben kalmıştım ailemde yaşayan, ama psikolojim rezildi. Ve birazdan elimdeki keskin parçayla hayatıma son verecektim.

Ceylin'imin donuk bakışları gözlerimin önünden ayrılmıyordu. Tenlerinin soluk tonları, ve ellerinin soğukluğu hiçbir zaman aklımdan çıkmayacaktı.

Ölsem de cennete gitmezdim.

Bir hıçkırık koptu boğazımdan. Henüz 5. dersteydik ve derse girmemiştim. Okulun ilk gününden derse girmemiştim, hiçbir derste bulunmamıştım ve 3,5 saattir kızlar tuvaletinde cam parçasıyla bakışıyordum.

Zordu. İnanın, çok zordu. Böyle bir şeye karar vermek çok zordu. Sandığınızdan daha daha zor.. Cesaret gerektirirdi. Ve cesaret, taklit edilemeyen tek şeydi. Bu yüzden aklım karışmıştı. Ben cesaretli değildim ki.

Cesaretli olsam o gün ailemin gözlerimin önünde ölmesini gözyaşlarıyla izlemezdim.

Cesaretle alakalı olmadığını biliyorsun.

Nerden bileceğim?

Ben çok cesaretliyim. O gün senin yerine geçemedim.

Nasıl?

Ben bile şoke oldum.

Boğazıma bir hıçkırık takıldı. O anlar gözümün önünden gitmiyordu.

Hıçkırık boğazımı yaktı, ve avazım çıktığı kadar dudaklarımdan döküldü. Gözlerim bulanıklıktan görmüyordu, ama kollarımdaki ince sızıların yanmaya dönüşmesini hissettim. Kendimi kesiyordum.

Kısa süre sonra kolum kanla kaplanarak kıpkırmızı olmuştu. Tuvalet kapısına yaklaşan adım seslerini duyduğumda hızla kazağımın kolunu bileklerime kadar çektim. Gri kazağım kandan dolayı siyahlaşmıştı. Ve ıslanmıştı.

Tuvalet kapısı açıldığında ellerimi yıkıyormuş gibi yapıp çaktırmadan girenlere baktım.

Enes Bey ve Sinem.

Sinem'i görünce gözlerim irileşmişti ve Sinem bana uyarıcı bakışlarda bulundu. Enes Bey sakin adımlarla yanıma geldi. Koştuğu belliydi, nefes nefeseydi ve alnından 2 damla ter süzülüyordu.

"Kim.. kimdi bağıran? Senin çığlığın mıydı?" Dedi bana bakarak. Gözlerimi kısa bir anlığına Sinem'e çevirdim ve onun sinir bozucu sırıtışını beynime kazıdım. Enes Bey'e bakarak hızlıca kafamı sağa sola salladım.

"Hayatım, onun sesine benzemiyordu. Gel gidelim." Şok içinde Sinem'e diktim gözlerimi. Hayatım mı?

Hayatım.. aralarında bir şey var Eliz. Ve bu güçlü bir şey.. Bu, aşk olmalı.

Bir Eliz GüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin