Chapter: 12 - The forest just for us, you weren't there.

245 24 48
                                    

Hoş geldin, iyi okumalar :) Lütfen yorum bırakmayı unutma 💜💚

Ertesi sabah Yoongi ve Jimin uyanmış sonra da kahvaltılarını yapmışlardı. Birlikte masayı toplarlarken Yoongi uzun süredir ne Jeongguk ile ne de Taehyung ile görüşmemiş olduklarını fark etti. Taehyung ile kendi ilgilenirdi. Şimdi söyleyip küçük civcivini kızdırmak istemedi. Bu yüzden Jeongguk ile ilgili Jimin'e bir soru sordu.

"Jeongguk'tan ses yok mu? Gelmiyor da..."

"Bilmiyorum ki uzun süredir aramıyor. Ben de aramadım." diyip duraksadı Jimin. "Ne kötü bir arkadaşım..."

"Arkadaşını merak et bebeğim." dedi Yoongi.

Jimin kaşlarını çatmıştı.

"Uyuz herif! Sen Taehyung'ı arıyor musun?"

"Evet. Ne sandın?"

Jimin kollarını bağlayıp karşısına dikildi. Bu hareketi Yoongi'nin de olduğu yerde kalmasına sebep olmuştu.

"Ne yapıyor şu an? Söyle."

"Sabah sabah nereden bileyim, Jimin! İşe gidiyordur."

Jimin kollarını çözdü. "Bağırma..." sonra tek eliyle yanaklarından yakalayıp sıktı. "Isırırım, görürsün o zaman."

Sonra Yoongi'yi bırakıp salona geçti ve Jeongguk'u aradı. Jeongguk iş yerindeydi halsiz bir şekilde. Telefonun ekranında civciv emojisi gördüğünde hemen açtı telefonu.

"Naber Jimin?"

"İyiyim. Sen nasılsın asıl, niye aramıyorsun beni?"

"Doluydum baya, üzgünüm."

"Akşam bana gel o zaman."

"Akşam tekrar konuşuruz, belki gelemem."

Jimin elini göğsüne doğru kaldırıp kendi kendine güldü ve gözlerini kırpıştırdı birkaç kere.

"Gelemem ne demekmiş anlamadım? Neden gelemiyormuşsun?"

"Bir ilişkim var ya hani... bozmamaya çalıştığım. Bozmamaya özen gösterdikçe ters tepen..."

"Tebrik ederim de... bir şey mi oldu?"

"Buluşursak anlatırım."

Jimin sinirleniyordu bu üstü kapalı konuşmalara artık. "E, gel diyorum gelemem diyorsun Jeongguk ya..."

"Gelirim, gelirim-..."

O sırada Jeongguk'un iş telefonu çalmaya başladı. Bir anlığına gözü ona kaydı. "Ah~... telefon çalıyor. Sonra arayacağım seni." dedi Jimin'e hızlıca.

"Görüşürüz."

Telefonu kapattıktan sonra iş telefonunu eline aldı ve tanıdık gelen numarayı görünce dişlerini sıkarak açtı telefonu Jeongguk.

"Alo?"

"Jeongguk, konuşabilir miyiz?"

Jeongguk arayanın Taehyung olduğunu bilerek açmıştı zaten telefonu. Bu şekilde bir ilk cümle de beklemiyordu açıkçası. Ne konuşacak ne dinleyecek ne de tartışılacak bir şey yoktu aralarında artık. Kaşları çatılmıştı. Dünkü olayın üzerine konuşmak istemesi onu iyice çileden çıkartmıştı. Kurtuluşu yok gibiydi adeta bu adamdan.

"Ne istiyorsun?"

"Konuşmak."

"Olmaz. Başka?"

"Affetmen için yalvarmayacağım."

Kayıp - TaeKook ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin