Başıma vurulmasıyla gözlerimi hızla açtım. Kapıya yaslı olarak oturmuş ve ağlarken uyuya kalmıştım. Ayağa kalkarken sendeledim. Başımı tuttum. Kapı hızla açıldı. Karşımda o kötü adamlardan biri vardı ve elinde bir tepsi tutuyordu. İçeri girerek tepsiyi bıraktı ve hızla çıkıp kapıyı kapattı. Arkasından sinirle bağırdım.
"Çıkar beni!"
Masaya baktım. Hayvan mı var lan burada! Bir bardak su ve simit nedir? Ama yememem lazım. Zehirlemiştir bunlar. Oda kapısı insanice çalınınca şaşırdım.
"Evet?"
Kapı açılınca içeri kova ve bezle giren bir kız arkasında da bir adam vardı.
"Odanı temizleyecek,"
Diye ufak kızı ittirince kız sendeledi. Hemen yanına koşup kolunu tuttum.
"Kibar ol! O bir çocuk,"
Dedim sinirle. Adam kapıyı kapattı ve kilitledi. Kızı yatağa oturttum. 13 - 14 yaşlarındaydı galiba.
"İyi misin?"
"İyiyim abla sağ ol,"
"Adın ne senin?"
"Tuğçe,"
Dedi kafası yere eğikken.
"Bende Gece memnun oldum, ama senin burada ne işin var?"
"Babam burada bahçıvan. Buradaki bir kulübede kalıyoruz,"
"Bu adamlar kim biliyor musun?"
"Cenk abi mafya,"
Deyince başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Cenk o yaşlı adam olmalıydı.
"Sen neden buradasın?"
Diye sordu.
"Ah bir bilsem,"
Diye fısıldadım. Kız telaşla konuştu.
"Yarım saatim var. Hemen başlamalıyım,"
Diyerek kalkınca bende kalktım.
"Bütün işi sen yapamazsın. Yardım edeceğim,"
"Ama,"
"Ver şu bezi,"
Kollarımı sıvayıp bezi aldım. Suya daldırdıktan sonra çıkardım ve sıkarak masayı silmeye başladım. Kız isyan ediyordu ama en sonunda durdu ve adamın getirdiği çarşafla yataktaki çarşafı değiştirdi. Ben masayı ve sandalyeyi sildikten sonra yerleri silmeye başladım.
"Dur abla onuda ben yapayım,"
Sol elimi dur der gibi kaldırdım.
"Gerek yok,"
Kilimi kaldırırken burnuma dolan tozla öksürdüm. Kilimi ufak dikdörtgen camdan dışarıya sarkıtıp silkeledim. Geri yerine sermeden önce bütün yerleri sildim. Sonra kilimi. Duvarları beraberce sildik. Sonra sandalyeye çıkıp lambayı sildim. İşimiz bitince yatağa oturduk. İşte oda şimdi bir şeye benzemişti.
"Yardım ettiğin için teşekkür ederim,"
Dedi Tuğçe.
"Bu kadar işi tek başına yapamazdın,"
Ona sarıldım. Bir anda kapı açılınca ayrılmak zorunda kaldık.
"Buraya gel,"
Dedi kaba adam. Tuğçe bana baktı.
"Görüşürüz abla,"
Sonra kalktı ve başı yerde kapıya gitti. Adam kızı kolundan tuttu ve kapıyı kilitleyerek gitti. Bir arkadaşım olmuştu. Acaba Ece ne yapıyordu? Ailem ne yapıyordu? Yatağa uzandım. Başımı bu sorular işgal ederken uyuya kalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak / 30 bölümü yayından kaldırıldı.
AçãoBazı insanların hayata geliş amacı farklıdır. Kendi kaderlerini çizmek için değil, başkalarının kaderlerini korumak için bu dünyaya gelmişlerdir. Kendini feda etmek, bazen de zorla kendinden vazgeçmek durumunda kalmışlardır. Bu kitapta, kendi kaderi...