Merhaba arkadaşlar hikayemi buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim sizlere umarım sizleri yanıltmam ve güzel bişey ortaya çıkarabilirim ve sizde beğenirsiniz ama lütfen azcık yorum yapın ya çünkü düşüncelerinizi öğrenmek istiyorum..
İyi okumalar ᥫ᭡
Hayat ne garip bir yer değilmi? Olmaz dediğimiz ne varsa hepsi bir anda olup veriyordu, zerrin içinde böyle olmuştu o bam başka hayaller kurarken hayat bambaşka bir şey yapmıştı hiç beklendiği hiç hayalini bile kurmadığı bişey yapmıştı. Peki zerrin bu yolda yürüyebilirmiydi? Orası zamana ve o yolda Yüreyeceği kişiye bağlıydı ama zordu çünkü bu yolda baran istemeyerek yürüyordu ee oda aynı şekilde o da istemiyordu bu yolda, nasıl ilerler nasıl biter bilmiyoryum ama çok zor ilerleyeceğe benziyordu on'ların umuda ihtiyacı vardı ve bu ikisindede yoktu, herşey Zaman'a bırakılmıştı da zamanları buna yetermiydi bilmiyorlardı.
Karahan ailesi kıran konağına giriş yapmıştı onları karşıladıktan sonra hasret ablasını çağırmaya gitmişti.
"Abla geldiler annem seni çağırmamı istediği kahve yapman için." kalbi göğüs kafesine sığmıyordu öyle genç aşıkların sevinci yada heycanıyla değil korkusundan öyle çok korkuyordu ki..
Hasretle beraber mutfağa indikten sonra kahve yapmaya başlamışlardı herkesin kahvesi hazır olduktan sonra baran Ağa'nın kahvesini de tepsiye koyacaktı ki hasret dilini tutmayıp konuştu "Abla tuz koymayacakmısın. " sonrada içinden kendisine küfür etti çünkü ablası ona öyle bir baktı ki o an ölmeyi diledi hasret.
Zerrin yavaş adımlarla ve başı önüne eğik bir şekilde mutfaktan çıktı baran o an gözü siyahlar içindeki kadına çarptı sonrada saçlarına sanki cenazeye gelmiş gibi hisetti zerrinin sim siyah düz saçlarına değdi gözü öyle çok bakımsız kalmışlardı ki ama o buna takmadı o sanki bu kızı daha önce görmüş gibi hisetti, gözleri değil belki ama kalbi sanki bu siyah saçlı siyah giyen başı önüne eğik olmasına rağmen görünen göz altı morlukları, sanki bu kızı eskiden görmüş gibiydi kalbi..
Zerrin önce büyüklere kahveyi dağıttıktan sonra sıra Baran'a geldi ki kalp atışları hızlanmaya başladı, narin bir şekilde eğildi ve baranın kahveyi almasını bekledi baran almadı kahveyi çünkü karşısındaki kadın ona bakmıyordu bile evet yüzünü görmek istemiyordu ama yinede kadının o an ona bakmasını istedi zerrin yine başını kalırmadı baran içinden "inatçı ya bak " dedi neden bilmiyordu ama merak etmişti kzı, ama zerrin çok inatçı biriydi ve başını kaldırp bakmadı bile baran da kahveyi almak zorunda kaldığı için aldı ama gözü o an zerrinin göz altı morluklarına takıldı ağlamıştı ve belliydi de zerrinin siyaha çalan kahverengi gözleri incecik ve bitkin düşmüş bedeni siyah saçları bem beyaz teni çok güzel bir kızdı zerrin ama baran bunu görmedi bile baran sadece inancı bir kız olduğunu anladı o an.
Zerrin salondan çıktıktan sonra baran kahvesinden bir yudum aldı ki şaşırdı kahveye tuz koymamıştı sonra ferit kulağına eğilip "Yengem inatçı birine benziyor abicim beliki çektirecek sana. "O an sinirden delirecekti baran ama babası mahcup olmasın diye sustu.
Kenan ağa boğazını temizleyip söze girdi. "Sebebi ziyaretimiz mağlum Allahın emri peygamberin kavliyle kızınız zerrini oğlum Baran'a istiyorum. "
Baran o an dokunsalar ağlayacaktı o sevdiği kadından başkasını düşünmüyorken şimdi başka bir kız istemeye gelmişti çok zoruna gidiyordu baranın çok.
Hasan ağa konuşmaya başladı "Eee o zaman bu saatten sonra benim kızım senin kızındır kenan ağa, verdim gitti. "
Kenan ağa haftaya nişan'ı yapmayı düşünüyordu ve bunu dile getirdi. "O zaman haftaya da nişan'ı yaparız ve nişandan bir ay sonra da düğünü yaparız sizin içinde uygunsa. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece
General FictionZerrin ve Baran'ın hikayesi Zerrin okumak için herşeyi yapacak Diyarbakır'ın genç güzel bir kızıdır Baran ise Diyarbakır'ın en varlıklar aşireti olan karahan aşiret inin kenan karahan ın ikinci oğludur, Zerrin ve baranın hikâyesini okumak istiyorsa...