29'

4.1K 281 18
                                    

Taehyung
Hey!
Jungkook.
Nereye gidiyorsun?
Az önce önümden geçtin.
Tanrı aşkına.
Peşinden gelmek istemiyorum ama beni korkutuyorsun.
Yalnız mı bırakmalıyım seni?
Hey!
Neden görüldü atıyorsun?
Cevap versene.
Jeon Jungkook.
Bana başka seçenek bırakmadın.

Taehyung gözlerini telefondan çekti ve derin bir nefes aldı. Morali bozuktu ve neden olduğunu ise çok iyi biliyordu. Sevgili ruh eşiydi buna sebep olan. Ne mesajlarına ne de aramalarına cevap veriyordu. Onu bugün hiç görmemişti de.

Görmek istiyordu onu.

Sesini duymak istiyordu.

Onu birkaç haftadır tanıyordu ama biliyordu ki Jungkook onu böyle görmezden gelecek biri değildi. Ayrıca Jimin de görmemişti onu bugün. Dersinin olmama ihtimali de olsa bu mesajlarına bakmaması için bir sebep değildi.

Ayağa kalktı ve son kez etrafına bakındı. Onu görmek umuduyla. Ancak göremedi.

Daha fazla düşünmek istemiyordu. Hem 21 yaşında alfanın tekiydi o. Kendine sahip çıkabilirdi. Değil mi?

Üniversite duvarlarından ayrılırken hiçbir şey düşünemiyordu. Etrafı boş boş izliyordu. Aniden gözüne bir şey takıldı. Gördüğü yüz kalbinin hızlı atmasına sebep oldu. Tek bir kelime döküldü dudaklarından. "Jungkook."

Jungkook onu duymadı. Derin düşünceler arasındaydı ki normaldi duymaması. Jungkook hızlı adımlarla ilerlerken Taehyung neler döndüğünü anlamayarak ruh eşinin peşinden gitti.

Birkaç dakika boyunca ilerlediler ve Jungkook kırmızı bir arabanın önünde durduğunda Taehyung da onun göremeyeceği bir yere saklanıp olacakları izlemeye karar verdi.

Kırmızı arabanın içinden kırklarında bir kadın çıktı. Sinirli duruyordu. O kadar sinirliydi ki sinirden gözü seğiriyordu. Jungkook, hafifçe gülümsemesine karşılık sert bir tokat almıştı. Yüzü, o farkında olmadan yana doğru düşerken yanağı hafif kızarmıştı.

Taehyung ise olayları büyük bir endişeyle izliyordu. O kadının kim olduğunu bilmiyordu. Jungkook'un neden hâlâ bir şey demediğini bilmiyordu. Hiçbir şey bilmiyordu.

"Neden yaptın bunu? Ha!" Kadın çığırıyordu. Gözleri dolmuştu. "Cevap ver bana!" Jungkook'un omzuna vuruyordu deli gibi. Son vuruşuyla da Jungkook artık dayanamamış ve bir adım geriye atmıştı. "Anne." dedi yalvarır bir ses tonunda. "Neden yapıyorsun bana bunu? Neden?"

Taehyung kurtarmak istedi onu oradan. Hissedebiliyordu çünkü acısını. Jungkook ne kadar belli etmese de acı çekiyordu orada. Bir adım atmak üzereydi ki Jungkook'un bağırış sesiyle irkildi.

"Neden ya neden? Söyle ya! Yeter artık!" Jungkook için patlama noktasıydı bu. "Söyle ya! Ne istiyorsun benden? Benden almadığın ne kaldı?" Kadın iğrenir gibi baktı oğluna. "Kendini ne zannediyorsun da bana bağırma hakkı buluyorsun kendinde?"

Jungkook az önce ne yaptığının farkına varmış gibi gözleri büyüdü, başını hafifçe eğdi. "Özür dilerim. Özür dilerim. Lütfen. Demek istemedim ben bunları."

Kadın son kez baktı oğluna. İçindeki nefreti söndüremiyordu. "Son gördüğüm gibisin. Hiç değişmemişsin. Hâlâ terbiyesizsin. Sana oğlum demeye bile utanıyorum Jungkook." Elleri titriyordu artık adamın. Annesinin sözleri fazla ağır gelmişti ona.

"Aklını başına topla." dedi ve Jungkook'un bir şey demesine izin vermeden arabasına atladı. Son bir bakış attı ve oradan uzaklaştı.

Geriye ise gözyaşlarını tutan bir Jungkook ve az önce ne olduğunu anlamaya çalışan bir Taehyung bırakmıştı.

Mutlu yillar herkese🐣
Yeni yilin ilk bolumu😝

Pm 6,66k olmus👹
Pm gercekten de okunma olarak beni oldukca sasirtti
Sasirtmaya da devam ediyo🤚
Yani
Tesekkurler?
Evet
Tesekkurler🥰✌️

perfect marriage ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin