❤️‍🩹1❤️‍🩹

782 48 3
                                    

Ankaraya uzun süre sonra ilk defa gelmiştim. Eve doğru giderken sokağın başında bir kalabalık farkettim. Birini dövüyorlardı. Mesleki deformasyon olarak müdahale etmeyi düşündüm. Ama erdem albayın bana söyledikleri geldi aklıma. Başımı bir belaya daha sokarsam meslekten uzaklaştırılabileceğimi söylemişti. O yüzden müdahale etmiycektim ama adamın inlemeleri gerçekten acı doluydu. Ve bir şekilde bir şey yapmam gerekiyordu.

Sâkin kafayla düşündüm ve adamları inceledim. Bana sırtı dönük adamın belinde silah vardı, birinin elinde bir sopa. Halledebilirdim nasıl olsa ben bir özel kuvvetler subayıydım, ve bunun eğitimini almıştım.

Sakin ses tonuyla konuştum "pardon bakar mı..." belinde silah olan adam sinirle arkasını döndü. "Ne var bayan." Sâkin kalmaya çalıştım ama mümkün değildi.

"Birincisi bayan değil kadın ikinciside on kişi birini aranıza almışsınız dövmeye utanmıyor musunuz sizin bu yaptığınız adamlığa sığar'mı be."

Dedim kendime hakim olamayarak. Adam sinir  küpü olmuştu silahını çıkardı mermiyi namluya sürdü ve bana doğrultu. "Senden mi öğrenicem lan adamlığı."

Üzerime safsak adımlarla yürürken  bi yandan stratejisini tahmin etmeye çalışıyordum. Çantamı omuzumdan düşürdüm ve dibimdeki adamın eline sertçe vurdum silah hemen düştü bu kadar kolay olacağını tahmin etmemiştin ne yalan söyleyim.

Adam ne olduğunu anlamaz bir şekilde yere düşen silaha bakarken. şah damarına baskı yaparak adamı bayıltım.  Gerizekalını Teki eline bıçak almış üzerime koşuyordu bileğinden tutup havaya kaldırdım be karın boluğuna vurdum önüme dizlerinin üzerine düştü ve ensenine vurdum bayıldı. 

Bu sefer üzerime iri yarı bir adam gelmeye başladı." İstersen üzerindeki ceketi çıkar ki seni daha rahat öldürebiliyim." Kafamla onaylayıp göz temasını kesmeden üzerimdeki kot ceketi çıkarmaya başladım. Yere düşen çantamın yanına attım, kollarımı sıyırıp adam gel işareti yaptım.

"Gel bakalım kim kimi öldürüyor görelim." Diyip dövüş pozisyonu aldım. Yerde yatan adamın elindeki bıçağı aldım. Üzerime temkinli bir o kadarda temkinsiz adımlar ile geliyordu. Elimdeki bıçağı sağ tarafındaki dalak hizasında salladım ki, bıçak adamın dalağına derin bir çizik attı adam inleyerek yere düştü.

Diğer adamlar benden küçüktü ve çelimsizlerdi, onlara bakarak. " şerefsiz arkadaşlarınızı alıp siktir olup gidin yoksa yaralamakla kalmam öldürürüm." Tehditkâr ses tonuyla söylediğimi ciddiye alıp yanıma geldiler.

Ve yerdeki adamları toparlayıp gittiler. Yerdeki ceketimi alıp giyerken bakışlarım yerde kanlar içinde yatan adama kaydı. Neden onu öldüresiye dövmüşlerdi? Bu adamların derdi neydi? Ceketimi üzerimde düzeltirken adamın başına yürüdüm kötü haldeydi.

Kim olduğunu anlamak için eğilip ceplerine baktım. Pantolonunun cebinde bir şey yoktu. Ceketinin cebinde baktım. Cüzdanı kabarıktı, maaşını yeni çektiği için gasp edilmiş olabilirdi. Ve ya borcu olabilirdi bilmiyordum.

Adına bakmak için kimliğini ararken subay kimliğini dördüm. Subaydı hem akademide burnumu kıran çocuktu. Hemde bir yıl önce kuzey ırak sınırından kurtardığım subaydı. O beni bilmiyordu ama ben onu biliyordum.

Ona yardım etmek istemiyordum ama zorundaydım. Kaldırmaya çalıştım ama kaldıramadım. "Hey kendine gel..." Hiçbir şekilde uyandıramayınca tokta atmayı düşündüm ve hemen gelişi güzel bir tane tokat yapıştırdım kendine geldi.  

" Hadi kalk gitmemiz lazım sadece yürü lütfen." Kafasıyla onayladı. Bu kadar çabuk olmasını beklemiyordum. Kolunun altına girdim evim yakın olduğu için şanslıydı. Eve götürdüm üzerindeki kıyafetleri çıkarmaya karar verdim.

Asker Arkadaşım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin