Arbayı bahçeye bırakıp eve doğru yürüdüm. Kapıda Ada'yı görünce gülümsedim.
"Ada! Ben geldim. " Dediğimde yüzüme soğuk bakması, yüzümdeki gülümsemeyi soldurdu. "Neyin var Ada? "
"Akın geldi. İçeride seni bekliyor. "
"Neden gelmiş? "
"Bilmiyorum." Kapıyı açıp içeri girdim. Peşimden de Ada girdi. Büyük salonda Akın'ı gördüğümde derin bir nefes aldım.
"Hoşgeldin."
"Gazel'e bulaşmaman gerekiyor biliyorsun değil mi? Büyük patronun emri. O bana emanet, istediğin zaman onu kaçıramazsın! "
"Çok sıkıcısın Akın... Kontrol manyağı olmak yerine hayatı yaşasan? " Kendimi geniş koltuğa bıraktığım da her yerim sızlıyordu.
"Bence bunlar senin içinde geçerli. Baksana, sende kontrol manyağısın? Belkide bu yüzden ailen seni terk etti ha? Ne dersin?"
Dediğinde gözümü kapadım. Beni hassas olduğum yerimden vurmaya çalışıyordu.Ayağa sakince kalktım ve onun koltuğuna doğru yürüdüm. Koltuğunun arkasına geçtim ve kulağına doğru eğildim."Belkide, ailenin seni terk etmesinin sebebide kız kardeşini öldürmendir? Ne dersin ha? " Dediğimde bedeni kasıldı. Zoru kullanmamı istemişti.
"Onun ölmesinin sebebi ben değilim, araba... "
"Arabanın frenleri de zaten kendi kendine çalışmadı, değil mi?" Dediğimde sustu. Kız kardeşinin o arabada olduğunu bilmiyordu, ama kendini suçlamaya devam ediyordu. Ben tüm duygularımı toprağa gömmüştüm. Böylece duygusuz olmayı başarmıştım. Hayat asla sizin planladığınız gibi gitmezdi. Mutlaka yolunuza taş düşecekti. Siz bu taşın üstesinden gelecektiniz. Bazı şeyler kendi kendine olmazdı, bunu sizin yapmanız gerekirdi. Kafamı iki yana sallayarak kendi koltuğuma doğru yürüyecekken bileğimi sertçe tutup kendine çekti.
"Bir daha bunu yapma. Benim kim olduğumu unutuyorsun. "
"Sen kimsin ki senin kim olduğunu unutacağım? Bence ayağını denk al. Evime çat kapı geliyorsun, hemde beni kendi evimde tehtit ediyorsun. Bence artık git." Ayağa kalktı ve hızla evden çıktı. Arkasından kapıyı çarpmasını umursamadım. Gözlerimi kapatıp ağrılarımın geçmesini bekledim. Kafamı birşeylerle oyalamam lazımdı.
"Ada!"
"Efendim! "
"Musa evde mi? "
"Hayır. Alya dışarı çıkmak istedi, onla dışarı çıktı. "
"Alya eve gelsin, öldürücem onu. Benim ceketimi almış yine."
"Benimde beremi almış.Geçen gün alığım yeni bereyi almış hemde!Delirtecek beni." Dediğinde gülümsedim. Salondan çıkıp merdivenleri çıkmaya başladım. Kendi odamı es geçip Alya'nın odasına girdim. Dün aldığı yeni siyah topuklu botları elime aldım. Dolabını açtığımda elime hoş bir siyah boğazlı kazak geçti. Onu da elime aldım ve odama döndüm. Ada bilerek Işıl'ı sormamıştı. Ona ne olduğunu tahmin edebiliyordu. Bu düşünceyi umursamadan duşa girdim. Yaklaşık 5 dakika sonra duştan çıktım ve Alya'nın dolabından aldığım siyah boğazlı kazağı geçirdim. Altıma kendi dolabımdan aldığım siyah kısa eteği giydim. Ayakkabıları da giydikten sonra hazırdım. Çalışma masamda duran siyah tokayı alıp saçımı dağınık topuz yaptım. Dün akşam hazırladığım sırt çantamı aldıktan sonra aşağı indim. Ada salonda telefona bakıyordu.
"Ada benim çıkmam lazım. 2 saat sonra dönerim. " Başını telefondan kaldırıp bana baktı.
"Nereye bu saatte? " Merakla bana bakıyordu.
"Ufak bir işim var. "
"Didem? Birşey buldun değil mi? " Dediğinde gerilmeye başlamıştım.
"Ne gibi? "
"Didem bana yalan söyleme. Lütfen. "
"Ada lütfen üstüme gelme. Birşeyden emin olmam gerekiyor. "
"Peki sen bilirsin. " Dediğinde derin bir iç çektim ve yanına gidip ona sarıldım. Kulağına eğildim.
"Akın'dan şüpheleniyorum buraya boşuna gelmiş olamaz.Dikkatli olmamız lazım. " Diyip geri çekildim ve gülümsedim.
"2 saate gelirim! "
"Tamam." Yanından ayrılıp kapıya doğru yürüdüm ve evden çıktım. Dışarısı soğuktu ama soğuk havaları seviyordum. Bence en güzel mevsimler sonbahar ve kıştı. Arabama yürüyüp kapsını açtığımda arkamda bir hareketlilik olduğunu hissettim. Evim ormana benzeyen bir yerdeydi. Adım sesleri arrtığında arkamı dönmeden arabama bindim ve arabayı çalıştırdım. Yoldan gözlerimi ayırmadan çantamdaki telefonu aldım. Hemen Ada'yı aradım.
"Ada güvenlik sistemini çalıştır. Güvende değilsin!"
"Ne? Tamam ama neden? " Dediğinde ayağa kalktığını duydum. Önüme geçen arabaya sinirle baktım.
"Evin etrafında birileri var! Camları kapa. Bodrum katını kilitle, bahçe kapısını kilitle. Akın salondan başka bir yere girdi mi? "
"Hayır! Sadece salona geçti ve oturdu. Gözümden ayırmadım!"
"Tamam. Sistemi çalıştırdın mı? "
"Evet. Camlar kapandı, bodurum katı uzun zamandır kilitli zaten, bahçe kapısını şimdi kapadım."
"Tamam benden haber bekle. " Dedim ve telefondan başka birini aradım.
"Musa! Neredesiniz? "
"Yoldayız, geliyoruz. Ne oldu?"
"Ada evde tek başına! Güvenlik sistemini çalıştırdım."
"Neler oluyor? Eve az kaldı."
"Eve gidin. Ama kimseye gözükmeden arka bahçeden girin. Gerisi sizde. "
"Tamam." Dedikten sonra telefonu kapadı. Arabayı gideceğim yere daha hızlı sürmeye başladım. Bir an önce emaneti verip kurtulmak istiyordum. Yarım saat süren araba yolculuğundan sonra malikanenin önünde durdum. Arabadan inip hızla içeri girdim. Güvenlikler beni umursamadılar. Kapıda Orhan beyi gördüm. Yanına ulaştığım da bana küçümseyerek baktı.
"Getirdin mi? "
"Evet. Getirdim." Cebimdeki belleği ona doğru uzattığımda hızla elimden aldı.
"Gidebilirsin." Dediğinde omuz silktim.
"Sen bilirsin. " Kapıdan ayrılacakken beni durdurdu.
"Didem! " Arkamı yavaşça dönüp ona baktım.
"Buyrun? "
"Yeni görevini mesajla yollayacağım. Hazırlıklı ol. "
"Tamam. Merakla bekliyorum. " Birkaç dakika sonra malikaneden çıkmış olmanın verdiği rahatlıkla gülümsedim. Arabama binip geldiğim yoldan geri dönmeye başladım. Telefonumun şarjı bitmek üzereydi. Musa'ya mesaj attım.
Didem: Eve geldiniz mi?
Musa: 10 dk
Didem: Ok.Telefonu yan koltuğa bırakacakken mesaj geldi. Yolu kontrol edip arabayı kenara çektim. Mesajlara baktığımda Orhan beyden olduğunu gördüm. Derin bir nefes alıp mesajı açtım.
Orhan Bey: Akın'ın şirketindeki dosyaları alman lazım. Yani şirkette çalışan olarak gireceksin. 6 ay süren var. En yüksek konuma gelmen lazım. Sana güveniyorum.
Not: Gazel'e neden bu kadar önem verdiğini bul!Mesajı okurken sinirden âdeta ellerim titriyordu. Telefonu sinirle koltuğa atıp söylenmeye başladım.
Devam edecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unutulanlar
Teen FictionBiz 5 kişi, biz 5 çocuk, hala onların bizi kurtarmasını bekliyoruz. Hala o karanlık sokakta birinin gelmesini umarak bekliyoruz. Sokaklardan ayak sesleri, araba sesleri, sayısız insan konuşması geliyor. Peki bizi neden kimse görmüyordu? Biz kurtarıl...