5.1

2K 217 27
                                    

"Dondurma yemek istiyorum," dedi Burak. Perşembe günüydü, soğuktu ve canlıydı. Her şey, herkes o kadar canlıydı ki Burak buranın bir masal olduğunu hissediyordu. Adaptasyon sorunlarının bir süre daha devam edebileceğini söylemişti Bulut. Yine de sorun değildi. Pastanenin önünde durduklarında sayısız çeşit dondurmaların önünde onlara bakarken Bulut kolunu sevgilisinin omzuna atıp onu kendine çekti sakince.

"Tamam, seç."

"Tamam. Hangisi neyli bilmiyorum ki ama. Bana çevirir misin?"

Bulut onun bu sevimliliğine dayanamamış, parmaklarıyla çenesinin ucunu kavrayıp dudaklarına kapandığında Burak önce güldü, sonra öpüşüne karşılık verdi. Uzun sürmeyen ancak oldukça sıcak olan bu öpücük bozulduğunda Burak biraz şaşkın bakıyordu. Böyle ulu orta sevgi gösterilerine alışması zor olacaktı. 

"Naneli, vişneli, kavunlu, şu sakızlı, bisküvili-"

"Çikolata nane ve karamel o zaman," dedi Burak gülerken. "Karamel var mı?"

Bulut onu bir kere daha öptükten sonra adama sipariş verdi. Burak etrafına bakınıyordu. İnsanların tasasız bir şekilde yanından geçip gidişini, yerlerde tıpkı köpük gibi görünen karları, havanın soğukluğunun katılaşmış buharını ve kalan her şeyiyle tam bir seyir zevkiydi ona. 

"Al bakalım," dedi Bulut elindeki ufak karton kasenin üzerine koyulmuş üç top dondurmayı sevgilisine uzatırken. "Üzerine ekstra bir şey ister misin? Sevmiyorsun diye sormadım."

"Hayır böyle güzel. Dondurmanın tadını öldürüyorlar."

Burak tatlısından bir lokma alıp güldüğünde Bulut onun sarı saçlarını karıştırıp kendi dondurmasını da alıp ödemeyi gerçekleştirdi. "Buraya yakın bir müze var," dedi sonra. "Önce orayı gezelim mi?"

Burak için her şey olurdu. Her şeyi kabul edebilir ve her yere gidebilirdi. O kadar keyifliydi ki geçirdiği vakit peri tozu gibi dökülüp uçuşuyordu sanki. Pırıltısını kirpiklerinde hissedebiliyordu. Sevgilisini rahatça öpebiliyor, onun ellerinden dilediği gibi tutabiliyor, istediği yerde sevgisini gösterebiliyordu. Daha çok başındaydı şimdi yaşayacağı hayatın. Daha çok başında, ancak bir o kadar da ilerlemiş...

*
Gece Düşerken
Kanlı Ağıt&Zehirden Notalar

LÜTFEN GELİN

Oslo Boi [bxb•texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin