BÖLÜM 9

142 9 1
                                    

" Yaşayan ölüler için gözyaşı dökülmez ortak !"

Odadaki herkes bakışlarını bana çevirdi. Konuyu değiştirmek için konuştum.
"Zaman içinde her şey değişir. Değişmeseydi ben Aral' ı unutamazdım mesela. "

Alaz gözlerimin içine bakıp konuştu.
"Unuttun mu sahi? "
" Değer vermek sadece matematikte işe yarıyormuş bunu anladım. Ve anladıktan sonrada aşka yani Aral' a olan ihtiyacım bitti. Onu unuttuğumdan beri hayattayım, ölmedim."

Rakıları bardağa doldururken bu seferde Alkım konuştu.
"İyi hoş da, Uzaktan sahiplenmek diye de birşey var. "

Fondip yapıp sırıttım.
" Atom bile bizim kadar parçalanmamıştır be. Bu ne anasını satıyım mutsuzluluktan ölüyoruz lan."
"Yok be, ölünüyodu da biz ölmedik."
Beran' a baktım.
"Ölemedik. "

Bir süre herkes sustuktan sonra bardakları tazeleyen Alkım konuştu.
"Rakı neden yarım dökülür biliyor musun Baran? "
"Neden? "
Alkım sırıttı.
"Rakıyı içen kişi yarımdır da ondan. İkisi birbirini tamamlar."

Ama unutulan bişey var amk, o kadar eksiğiz ki asla tamamlanamayacağız. Ne yaparsak yapalım kalbimizde boşluk bırakanlar öyle bir boşluk yaratmışlar ki amınakoyim yerlerini doldurmak imkansız.

" Çaresizlik hissi berbat be abi. Kırmaya korktuğum insan, içime cam kırıkları bıraktı. Ne yapacağımı şaşırdım inanın. "
"Baran ne yap biliyor musun abi, Baktın olmuyor; bidaha bakma bakmadığını görürse belki o bakar sana ."

Alkım ve Baran ikilisinin sohbetini Almila' nın kahkahası yarıda kesti.
" Sevecekseniz FENERBAHÇE'yi sevin, gerisi sevilecek gibi değil."
"Ve galatasarayı."
"Aynı zamanda beşiktaş da dahil."

Ne tuhaf insanlarla arkadaşım lan ben. Aşk acısını bile üç büyüklere bağlayan yüce gönüllü insanlar.

Alaz bardağını uzatarak konuştu.
" Belki mutluluk sadece kovalayabildigimiz bir şeydir.Belki de onu asla yakalayamacagız. "
"O zaman onu hiç yakalayamadık."
"Belki de..."

Konuşmayı araya girerek böldüm.
"Bırakın yakalama olaylarını falan mutluluk var mı ki? Bence yok."

Sarhoşluğun verdiği yetkiye dayanarak Baran konuştu.
"Bana neden öyle güzel güldün ki?"

Suratımı ekşitip konuştum.
"Ne diyorsun lan sen? "
"Diyorum ki sen bana öyle güzel güldüğün an anladım ben mutluluğun varlığını. "

Ben dediklerini Anlamamazlığa vursamda gruptaki herkesin yüzünde belli belirsiz bir gölge geçti. Vay amk bunun sevdiği kız ben olmayayım? Yok be, değildir o kadar. Yani o kadarına cesaret edemez bu gerizekalı.

" Bir parçam kopuyor içimden lan yapamıyorum, oğlum. "

Beran' a dönüp baktım. Vay amınakoyim çocuk resmen tuzla buz oldu lan. Ne demiş sevgili dizi yıldızı kıvırcık bey "Duygu denen sey yalnızca kaybeden tarafta bulunan kimyasal bir kusurdur. Her zaman aşkın tehlikeli bir dezavantaj olduğunu varsaymışımdır. "
Hay öpeyim senin ağzını ne doğru demişsin . Düşüncelerden sıyrılıp Beran' a döndüm.

" Kaybetmek bize mahsus be. Daha alışamadın mı lan? Ne dedim lan ben size, gidene dön diyenin iflağını sikerim demedim mi lan? Daha neyin tribindesin oğlum? Yetmedi mi lan o kızıl kevaşenin çektirdiği ! Grubu parçaladı amınakoyim dostum dediğimiz insanları kaybettik amına çaktığım daha neyin derdindesin oğlum? !"

Sinirlerime hakim olamayıp saydırdıktan sonra yine fondip yapıp bardağı tazeledim. İncirler olana kadar rakı içelim. Ancak böyle deva buluruz ya da unuturuz her ne boksa ışte. Beran kafasını kaldırmadan sikik ve silik bir sesle konuştu.

" Sizin üzülme dediğiniz şeylere ben öldüm. Anlamıyorsun Ezgi, Söylediklerim, hissettiklerimin yarısı bile değil. Yapamıyorum, güçlü kalamıyorum. Bahar mevsimi değilim ben sadece ayaz bir kış mevsimiyim dallarım kırık, kuru soğuğum sadece." yutkundu kafasını kaldırarak devam etti. "Senin o 'kızıl kevaşe' dediğin varya, ışte o giderken benim baharımı da alıp götürdü. Toparlanamıyorum yollarım buz tuttu, karla kapandı geri dönemiyorum. "

Bunca söylenen söze Ezgi olarak değil de Bayan Sorun Çıkaran olarak cevap vermek düşünüyor. Yoksa iş içinden çıkılmaz bir hal alacak. Zaten aşk çıkmaz sokaklarda kaybolmak değil mi, ama biz yeterince kaybolduk. Artık birilerinden yardım istemek bu lanet sokaktan çıkma zamanı. Sarhoş olmamak adına son bardağı da bırakarak konuştum.
" Mutlu bir hayat olanaksızdır; insanın başarabileceği en iyi şey kahramanca bir hayattır."

Acı acı güldükten sonra gülümseyerek baktı.
"Nefretle dolu bir kalp aşktan ne anlar değil mi Bayan Sorun Çıkaran? "

Dokunsalar ağlayacak gibiyken tekme tokat dalanlar şerefsizler var birde onları affetmeyin. Tamda o durumun dibini yaşıyorum. Ne demek lan bu ? Değer verdiğim insanların kıymet bilmeme özelliği var. Ben orda şerefsizin evladını toparlamaya çalışıyorum veriyorum coşkuyu, veriyorum coşkuyu adamın ettiği lafa bak! Başımıza gelen şeyleri hak ettik sanırım. Şu düşünceye baksana aq. Gerçi ben artık hayallerim suya düşecek diye kaygılanmıyorum. Çünkü, onlar düşe düşe yüzmeyi öğrenmişler. (Cemal Süreya) Kendimi toparlayarak konuştum.

"Evet doğrudur. Ama şunu bilmelisin Bero, nefrete sevgiden daha fazla önem veririm çünkü nefretin sahtesi olmaz. Ve bana bunca şeyi yaşatan insana da aşktır, sevgidir falan öyle şeyler besleyemem ben. Olursa olur, olmazsa da alıştık zaten. Uzatmanın alemi yok." Yüzüne bakarak tekrar konuştum. " Nefrete dönen kırgınlıklarım da var bunu da unutmamak lazım. Nefret kotam dolu da seni de bir yerlere sıkıştırırız, merak etme eğer çok istersen. "

Kalp, dünyanın en sessiz kırılan oyuncağıydı.(Kahraman Tazeoglu) benimki de öyle oldu zaten. Ama kalp ses çıkarmazsa biz duyurmasını biliriz.
Beran yüzüme baktı.
"Ne nefreti Ezgi, bizim birbirimizden başka kimimiz var ki? "

Cevap vermeme fırsat bırakmadan Almila ortamı yumuşatmak adına konuştu.
" Herkes sıradandır aslında. Biz özel bir anlam yükleyene kadar. Ama o özel anlamı hak eden birine yüklemek lazım. "
"Hak etmişti ama Almila. Hak etmedi mi, Allah' ına kadar hak etti. Ama..."

Sinirimi bozan konuşmaya dahil oldum.
"Ne ama? O sadece bir kaltak. Başından beri de öyleydi sadece yüzünü geç gördük. Sadece sen mi üzüldün sanıyorsun, hepimiz yıkıldık lan! Bu kız ne yapsın amk? "
Almila acı acı gülümsedi.
" İnceldiği yerden kopması neyse de, en sağlam zannettiğin yerden kopunca ayrı üzülüyor insan. Ama her acı geçici. Acı gibi bu hayatta herşey geçici lan, geçmeyen bişey söyleyin bana. Ama Bero senin yaşadığın acının aynını bende yaşadım be kardeşim. Toparla kendini artık. Mutlu olmanın yolunu, karşıdakini mutlu etmek sanıyorduk. Yanıldık! Çünkü ne kadar mutlu ettiysek, o kadar yalnız kaldık. O yüzden değişim zamanı. Boşver unutalım herşeyi. Sende Ezgi gibi yap unut onu."

Ezgi unuttu mu, diye bir sor istersen gerizekalı! Düşüncelerden sıyrılıp ayağa kalktım.

"Hadi kalkalım ."

BAYAN SORUN ÇIKARANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin