BÖLÜM - 16

15K 1.1K 355
                                    

[ Medya; Zeyd ZEMHEROĞLU ]

•••

بِسْــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم


AŞILMAZ DUVARLAR

Hastaneye geldiğimizde güzel bir haberle karşılanmıştık hamd olsun. Zekeriya enişte uyanmış, Ayşe'nin durumu da iyiye gidiyordu dediklerine göre. Genç kadın henüz yoğun bakımda kalmaya devam etse de bu bile yeterdi umut tohumlarının yeşermesine...

Aşireti yakından tanıyan bir hastaneydi burası ve herkesin ihtiyacı en güzel şekilde karşılanmaya çalışılıyordu haliyle. Zehra anneyle Kenan babaya bir oda verilmişti, evlatlarından ayrılmak istemeyen ama kuytu köşelerde bitap düşen anne baba için ilaç gibi olmuştu bu durum. Anneanne ve babaanneyse dün bizden önce eve dönmüş orada bekliyorlardı iyi bir haber gelecek diye. Hatta sabah gelmek istedilerse de Zeyd kıyamayıp getirmemişti onları yeniden. Buralarda sürünseler kimseye faydası olmayacaktı, üstelik yaşlı oldukları için hassas olan bünyeleri bu yorgunluğu kaldıramayabilirdi Allah korusun.

"Katre, Zekeriya kızını görmek istiyor." diyen Zeyd'di.

Kucağımda minikle hastane koridorunda, sandalyede otururken Ayşe ya da kocası kızlarını görmek isterler diye getirdiğimiz bebeğin üzerini düzeltip sıkıca tuttuktan sonra ayağa kalktım. Zeyd'e yalnızca bir baş onayı vermiştim.

Odada yaşadığımız o andan beri yüzüne bakamıyordum. Bir ara bu utançtan ölürüm sansam da, ayaktaydım. O andan sonra kendime bazı sözler vermiştim. Bundan Zeyd'in haberi yoktu, evet. Gerek de yoktu zaten.

Bundan sonra Zeyd'in tek lafına ölüp bitmek yoktu. Bundan sonra, bana emaneti olarak bakan adama, emaneti olarak yaklaşmaktan fazlası yoktu. Bundan sonra gerekmedikçe göz göze gelmek, baş başa kalmak, sarılmak her hangi bir temasta bulunmak yoktu.

Ve en önemlisi de bundan sonra onun da istediği gibi bedenimin, yüzüm ve ellerim haricinde en ufak yerini görmeyecekti...

Şimdiye dönecek olursak; Zeyd'in önüne gelip bebeği verebileceğim bir mesafeden kollarımdaki bedeni ona uzattım. Hatice'yi almasını beklerken saniyeler geçse de karşımdaki adamda bir hareketlilik olmayınca kollarımın daha fazla ne kadar böyle dayanacağını kestiremediğimden gözlerim hiç istemesem de neden beklediğini anlamak adına Zeyd'in yüzüne kalktı.

Adamın çehresinde anlamadığım duygular dolanıyor gibiydi sanki. Ya da ben ne düşüneceğimi bilemez bir haldeydim.

Gözlerimiz buluştuğunda "Katre..." diyerek ismimi fısıldadı Zeyd. Ancak ben onunla konuşmak istemiyordum. En azından yaşadığım hayal kırıklığının üzerinden zaman geçmesi lazımdı. Böyle çat diye, hiçbir şey olmamış gibi yapamıyordum. Yapmaya çalışsam da olmuyordu zaten!

"Hatice'yi alır mısın? Babası bekliyordur." diyerek harelerimi yeniden miniğe indirdim. Maksadım o güzel gözlerinde kaybolmak isteyen tarafımı bastırabilmekti sadece. Bu kadar kırıkken, bu kadar sevmek... Anlaşılabilir bir duygu değildi.

Kocam nihayet ellerini uzatıp yeğenini almaya karar vermişti de bu eziyetten kurtaracaktı beni de. Lakin tam bebeği alırken ellerimin üzerine koyduğu elleriyle afallayıp nasıl hareket edeceğimi şaşırmıştım. Elimi çeksem bebeğe bir şey olabilirdi!

K.Ö.Z  [✔️]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin