بِسْــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
İTİRAFGümüşhane'ye vardığımızda direksiyon Zeyd'in elindeydi ve yolun yarıdan fazlasını da hiçbir müdahale olmadan eliyle koymuş gibi sürmüştü memlekete. Bu durumu fazlaca garipsediğimde kaşlarım istemsiz çatılmış Zeyd'in Gümüşhane yolunu nasıl bu kadar iyi bildiğini çözmeye çalışıyordum. Aynadan arada Zeyd'le göz göze gelsek de yüreğimin dizgini uçup gittiğinden soracağım soruyu bile unutur olmuştum. Fakat benim soramadığım soruyu kah uyuyup kah türküler dinleyerek keyifle yolculuğunu tamamlayan babam sordu neden sonra.
"Zeyd oğlum, sen bizim Gümüşhane'ye daha evvelden gelmiş miydin? MaşaAllah, hiç sormadın yol boyu bir şey..."
Babamın sorusuna arabadaki herkes dikkat kesilirken Zeyd köyümüze doğru giriş yapmış, bir yandan da dikkatle toprak yolda ilerlemeye çalışıyordu.
"Öyle baba, sormadım. Çünkü Antep'ten önce görev yerim buradaydı. Çok uzun yıllar Karadeniz'in dağında taşında yattım. O yüzden çoğu yerini avcumun içi gibi bilirim Allah'ın izniyle." diyen Zeyd hepimizi şaşkına uğratmıştı. Sevdam sevdam, diye yanıp tutuştuğum adamın yalın bir Zeyd olması nasıl da yettiyse yüreğime, neredeymiş kimmiş hiç bilmemişim meğer...
Ah benim güzel yürekli askerim!
Nasıl öderdik haklarını onların? Dağda taşta sırf bizler rahat uyuyalım diye döşeksiz yatanların hakkını nasıl öderdik?!"Var olun evlat. Sizler var oldukça vatan da var olacaktır İnşaAllah." Babam gururla damadına bakarken hepimiz bir ağızdan amin dedik babamın duasına.
Büyük halamların evinin önünde duran arabadan teker teker inerken bizim arabanın yanına park edilen arabaya döndük ailece. Amcamlar da gelmişti demek. Zaten yollarda beraber durup namazları kılmış, dinlenmeleri hep birlikte yapmıştık.
Direksiyona baktığımda Salim abiyi gördüm. Yanında da abim oturuyordu. Muhtemeldir ki amcam arkaya geçip uyumuş olmalıydı. Asla uykusuzluğa dayanamazdı çünkü.
Abimde kalan gözlerim onların inmesini beklerken yanımdaki hareketlilik dikkatimi çekti. Zeyd hemen yanıma gelmiş az önce benim de baktığım yere bakıyordu. Ona pür dikkat değen gözlerime nihayetinde karşılıksız kalamayarak kömürleriyle buluşturmuştu.
Dişlerimi göstermeden tebessüm ettiğimdeyse o da bana samimiyetle gülümsedi. Ancak ifadesinde garip bir gerginlik seziyordum. Ardından sol kolunu belime sarıp yeniden karşıya, abimlere döndü yüzünü. Bu temasın ardından bedenim güvercin misali titremişti. Fakat fark ettirmemeye çabalayıp ben de yeniden önüme döndüm.
Şimdi, şurada olacak şey miydi be sevdam, bu sahiplenme?
Abim arabadan inmiş bize doğru gelirken tedirgince yutkundum. Annemlerde bayramlaşmıştık onunla ama ilk kez bu şekilde görüyordu kocamla beni ve son görüşmemizde yaşananlar üzerine onun için pek güzel bir karşılama olduğunu düşünmüyordum, Zeyd'le olan bu yakınlığımızın.
Abim gözlerini Zeyd'den ayırmazken, kocamın sopa yutmuş kadar dik ve tavizsiz duruşu beni daha da endişelendiriyordu!
Tam karşımızda duran abim, önce bana kaydırdı bakışlarını ve kocamın belimde duran eline... Sonra da yeniden Zeyd'e dikti ela gözlerini. Sanki görmek istemiyordu kocamın bana olan temasını, yanlış bir şey yapıyoruz gibiydi tavrı hissediyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
K.Ö.Z [✔️]
SpiritualAntep'in ihtişamlı konaklarından birinde, aşk acısını sır gibi saklayan Üsteğmen Zeyd ve sevdiği adamı ölmeden yüreğindeki mezara gömen Katre'nin hikayesi... KÖZ; Sırrını gel sen çöz... Alıntı; Sanki bir filmin içinde gibiydim tam şu anda. Ağır çeki...