Bölüm 13

786 81 141
                                    


Yoongi'nin bu hayatta sevdiği nadir şeyler vardı. Sevmekten korkardı çünkü, sevdiği şeylerin bir zayıflık göstergesi olduğunu bilirdi. Her zaman dışarıda bekleyen bir düşmanın değer verdiği şeyleri çekip alabileceğini bildiğinden hazırlıklı yaşardı.

Hep kötüyü düşündüğünden ruhu hep yorgun ve tedirgin olurdu. Bu durumu bir kez olsun bir kenara itelemek istemişti.

İlk defa izin vermişti kendisine, istediği kadar sevmek istemişti.

Belini kavrayan zarif elleri, ona bakarken ışık saçan gözleri, çok nadir de olsa kulağa bir melodi gibi gelen kahkahaları, onun için daima hazırda bekleyen bir kalbi sevmişti.

O kişinin de onu sevip sevmeme ihtimalini bir kez olsun düşünmeden sevmişti.

Onu sevmeye başladığı andan itibaren bambaşka bir ütopyada bulmuştu kendisini, yaşadığı dünya aynı olsa da bir şeyler değişmişti sanki. Dün baktığı gibi bakamıyordu artık, renkler farklıydı, hava, mekan, kuşlar etrafındaki her şey daha değişikti. Bunu somut olarak kanıtlayamasa da öyleydi işte.

Önceden anlattıkları hikayeler şimdi çok daha anlaşılırdı, aşk hakkında çok şey duymuştu, okumuştu ama her seferinde çok uzak hissettirmişti. Bu duygular aşk mı bilinmezdi ama annesinin söylediği bir cümle her şeyi açıklıyordu.

"Oğlum, sevgi hesaplamalarla yapılmaz, karşılıksızdır. Alacağın bir şey olmadan seversin birisini, onun varlığıyla yetinirsin, hayatta başka da bir şey istemezsin. Ne zaman işin içine menfaat girerse işte o zaman ortada aşk da kalmaz sevgi de."

Bu cümleler önceden çok havada kalırdı. Yoongi'nin gördüğü tek sevgi tipi ailesinden ibaretken bu söylenilenler fazlasıyla masalımsıydı. Kim severdi ki onu olduğu gibi, omegalar zamanı geldiğinde evlenip çocuk sahibi olmak için kullanılan varlıklarken kim onu olduğu gibi sevecekti? Ya da Yoongi kime güvenip de yalnızca varlığına şükredecekti?

İşte şimdi yalnızca onunla olmaktan neşe duyan beden, müziğin ritmiyle vücuduna yön verirken tüm soruların cevabı oldukça açık ve netti. Yoongi'nin bir nedene ihtiyacı yoktu, sanki ruhundan bir parça içine sığmıyor da onunla bir olmak istiyor gibiydi. Her şeyini nedensiz feda edesi vardı ve bu his gerçekten alışılmışın çok dışındaydı.

Arkasına geçen bedenle nefesini tutan omega hiç olmadığı kadar güçsüz hissetmişti kendisini. Yoongi, Park Jimin'in karşısında çok güçsüzdü.

"Bileğini fazla bükmemen gerek, yelpazeyi gevşek tutacaksın ki açman kolay olsun."

Alfanın yönlendirmeleriyle bir anda rüyadan uyandırılmış gibi hissetmişti omega.

Jimin, sözlerini tutan bir insandı, omegaya söz vermişti, o akşam yelpaze dansını öğreteceğine dair sözleşmişlerdi ve ilk boş bulduğu zaman diliminde bu sözü tutmak istemişti. 1 aydır hiç bıkmadan usanmadan omegaya bir şeyler katmaya çalışıyordu. O bir şeyler ögrendikce ruhu besleniyor keyfi hiç olmadığı kadar yerine geliyordu.

Yoongi, Jimin'in içinde geçmişe dair güzel duygular uyandırıyordu. Hala sarayın içinde bazı saf duyguların olabileceğine dair inancını bir kez daha alevlendirmişti.

Yoongi, bebeğiyle beraber yıllardır nasıl bir şey olduğunu dahi bilmediği umudu da beraberinde getirmişti.

"Birazcık daha bükmelisin, bak şu şekilde."

Yanakları hafiften belli olmaya başlayıp pembeleşen beden ağır adımlarıyla Majestelerine ayak uydurmaya çalıştıkça alfanın kalbi istemsiz bir şekilde kasılıyor, yüzünde kocaman bir gülümsemeyle dalıp gitmesine sebep oluyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 22, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

La Douleur Exquise / yoonmin (ara verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin