Yeni bir hayat.Yeni bir can, yeni bir yüz, hayata eklenen bir nefes daha, bir çok şeyi değiştirir miydi?
Evren bir kader daha yazardı gelecek bedene, o kader etrafındakilerin kaderini de değiştirirdi belki?
İçimde büyük bir hissiyat varken açmıştım gözlerimi. Bu hislerin arasında biraz da korku vardı tabi, umut etmenin getirmiş olduğu pişmanlık da vardı. Ya umut ettiğim şey gerçekleşmezse ve ben minik heves kırıntılarımla öylece kalırsam diye düşünmeden de edememiştim.
Bir süreliğine bulunduğum ortamı anlamayarak bakmıştım etrafıma, odayı çözmeye çalışmıştım. Jin hyung burnumun dibine kadar girmeseydi uzun bir süre daha etrafla bakışabilirdim.
"Sonunda uyanabildin." Demişti benim tam tersimdi bu hali, aşırı derecede enerjik ve heyecanlı.
"Bayıldım mı?" Diye sormuştum yatakta doğrulmaya çalışarak, uzun süre boyunca konuşamadığım için sesim çok garip çıkmıştı. Garip bir şekilde yattığım için de sanırım boynum tutulmuştu.
"Evet. Kafan birden küt diye masaya düştü Yoongi."
Cümlesini bitirmesiyle kahkahayı basması bir olmuştu. Buruşturduğum yüzümle izliyordum bu halini, güzel bir eğlence çıkmıştı ona da. Eğlendiği gülmekten kıpkırmızı olmuş yüzünden belliydi.
Tam olarak ne olduğunu hatırlayamıyordum, en son majestelerini hayranlıkla izlemekle meşguldüm sonraysa bir anda her şey kararmıştı. Bayılma hissiyatını da ilk defa yaşamıştım zaten. Başıma gelen şey tamamen yeni bir deneyimdi.
Aklıma bir anda gelen şeyle "Etraftakiler durumumu anlamadılar değil mi?" Diye sormuştum.
Normalde durumumu sormam gerekirken ilk düşündüğüm şeyin insanların yapacağı dedikodu olması çok can yaksa da elimde değildi, kimsenin benim yüzümden zor durumda kalmasını istemiyordum.
"Korkma, seni içkiyi fazla kaçıran bir ayyaş zannettiler. Sadece majestelerinin bakışı endişe doluydu, bir kaç defa konuşma yaparken şaşırdı ve hata yaptı. Törenden sonra da hemen buraya geldi zaten. Birileri görür diye çok duramadı ama."
Töreni mahvetmiştim, bir de hata yapmasına sebep olmuştum.
Yine de onun buraya kadar gelmesi nedensiz bir biçimde içimi sıcacık hissettirmişti. Burada tamamen yalnızdım, beni düşünen kimsem yoktu ama o, tek bir kişi olarak bu eksikliği dolduruyordu sanki.
"Baba olacağını öğrenince fazla mutluydu, halini görmen lazımdı."
Jin hyungun gülerek söylediği şeyden sonra hiç beklemediğim bir şey olmuştu. Aldığım haberle anında gözlerim dolmuştu. Bu anı çok hayal etmiştim ve böyle bir tepki asla beklemiyordum. Normalde kolay kolay ağlayan biri değildim ama tek bir cümle yetmişti yanaklarımın ıslanmasına.
"Başardın Yoon..."
Jin hyung omzumu sıvazlayıp, ağlamaya devam ettikçe büyük bir kucaklama verse de göz yaşlarım bir türlü dinmemişti.
"Sarayda kutlama yapıyorlar. Halka açıklandı."
Bu dışarıdan gelen garip gürültüyü açıklıyordu işte. Artık her şey çok daha ciddileşmişti. Halk bir veliaht bekliyordu. Demek ki Kraliçenin de haberi olmuştu.
"Hyung, her şey iyi olacak değil mi?"
Gözlerimi bana şefkatle bakan Jin hyunga çevirdiğimde içimden bu soruyu sormak gelmişti, onun onayına ihtiyacım vardı. İyi olacak cümlesine delicesine ihtiyacım vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
La Douleur Exquise / yoonmin (ara verildi)
FanfictionPark Jimin zarif bir alfaydı, savaş meydanlarında boy gösteremeyecek kadar narin bir kraldı. Zayıflıklarının farkında olmak onu zaman geçtikçe çok daha korkak bir krala çevirirken bir anlaşma sonucunda sarayına adım atan omega, tüm tarihi baştan yaz...