3|"senin yerine kaba çocuk olurum."

175 27 66
                                    

3. Jeongguk'un karanlık sokaklarıyla ışıklı sokaklarımın sınırı.

Yaptığım hamleyle bir tıslama kazandım büyük bedenden, rutubetli ilk gelişime göre biraz daha sıcak olan evde, yıpranmış geniş koltukta önümde Jeongguk onun hemen önünde oturan ben vardım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yaptığım hamleyle bir tıslama kazandım büyük bedenden, rutubetli ilk gelişime göre biraz daha sıcak olan evde, yıpranmış geniş koltukta önümde Jeongguk onun hemen önünde oturan ben vardım. Tabi biraz garipti şuan ki durmumuz, ben hemen önünde yaralarını sarmaya çalışırken bir yandan da bana odaklanmış siyahlarına karşı savaşmak zorunda kalıyordum. Sürekli yüzüme bakıyordu, ne buluyordu suratımda anlamasamda ben de onun bakışlarından kaçmaya çalışıyordum, pansuman yaparken ne kadar kaçabilirsem işte.

Islak bezi elimde çevirip temiz kısmıyla tekrar yöneldim kaşına, kurumuş kanları ve açık olan, kandan gözükmeyen yaralarını silerken yine beni izliyordu. Elleri bağdaş kurduğu bacaklarına koymuş ben yüzüne utana sıkıla eğilirken hiç tepkisiz bana bakıyordu öylece. Çok yaklaşmamaya çabalarken bir kaç kere koltuktan düşme tehlikesi geçirmiş sonrasında çekingenliğimi üstümden atmaya çalışmıştım ancak Jeongguk bana hiç yardımcı olmuyor aksine sanki bilerek yapıyormuş gibi bir saniye olsun koca siyah gözlerini benden çekmiyordu.

Nefesimi tutup ayaklarımın üstüne oturarak yaptığım işime devam ettim, yara sarma teklifini kabul etmeyi istemezdim ama bu koca oğlana bir borcum vardı ve benden öyle kötü amaçlı bir şey istememişti en azından, anlamsız bulsamda ona ayak uydurmak istemiştim. Söylediği anda ilk bir kaç saniye şoka girmiştim sonrasında cevap vermememden yanlış anlayan Jeongguk yine sert ve soğukça bakıp gitmeye yeltenmişti, hemen kolundan tutup durdurmuştum ben de, sararım demiştim, nerede yapacağımızı sorduğumda evine yürümüştük. İşte geldiğimiz nokta şuanda burasıydı, yabancı ama artık o derece yabancılık çekmediğim oğlanın evindeydik.

Silme işlemini bitirip yaraların derinliklerine baktım belki dikişlik bir işlemi olur diye dikkatlice bakarken yüzüne yaklaşmış bulundum, burnunda ki kesiğe dokundum fazla büyük durmasada biraz derindi yinede dikişe gerek yoktu belliydi. Elimi çekmeden çenesine doğru uzanan morluğa değdirdim elimi, Jeongguk'un nefeslerini suratımda hissederken sessizce yutkunup geri çekildim.

Garip hissetmiştim, hem o kadar yaklaşmam doğru değildi özel alanını işgal etmiştim, belkide rahatsız olmuştu. Düşüncelerimle yanaklarımın yandığını hissederken dalgınlıkla oflayıp önümde ki Jeongguk'u anlık olarak unutup elim uyluğuna düşmüştü, bu kadar yakın olduğumuzu bile bilmiyordum. Utançtan yerin dibine girip orada yaşamımı sürdürmek istiyorum tam şu vakit, elimi hemen kendime çekip, mahçupça Jeongguk'a bakıp mırıldandım.

"Özür dilerim, dalgınlığıma geldi." Yüzümü kapatmak adına kıvırcıklarımı yüzüme dağıttım, ayaklarımı biraz geriletip uzaklaştım.

"Önemi yok." Dalgın sesi uzaklardan gelir gibi duyulduğunda kafamı salladım ben de. Yanımda ki sehpanın üzerinde ki kutudan antiseptik kremini bulup açtım. Elime birazcık sıkıp tekrar Jeongguk'a döndüm, yine beni izliyordu, biraz olsun sıkılmazmıydı anlamıyordum. Kafamı olumsuz anlamda sallayıp ona yaklaşmadan yapamayacağım için bacaklarının arasına yaklaştım biraz daha. Yine yanıyordum utançtan, boğazımı temizledim hafifçe bir elimde krem bir elimde kabı dururken kapağını kapatıp sehpaya bıraktım kabını, elimde ki kremi yaymak için çenesinden tuttum elim titredi, küçük bir nefes verdim burnumdan. Kalbim düzensizleşti yine, o da olduğu yerde kıpırdandı. Kremi önce burnuna değdirdim soğuk yapısı yüzünden irkildi bedeni sonra burnundan nefes verdi, sert bir nefes.

Evanescence | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin