4. Koyu gözlü, kavruk tenli, çizik ruhlu oğlan.
Büyük yatağımda oturmuş tırnaklarımı kemiriyordum, beynimi kemiren düşüncelerim gibi. Küçük kurtçukların oluşturduğu büyük bir topluluk vardı sanki, kafamın içinde beni yiyip bitiriyorlardı, Taehyung diye biri kalmıyordu her şey onların elinde gibiydi, asla müdahale edemediğim bir şeydi. Düşüncelerimi kontrol edemezdim zaten ama şuan ki halim normal halimden daha beterdi.
Kafama taktığım şeyleri birine anlatsam bilirdim ki saçmalık olarak görülürdü, bu yüzden de o kurtçuklar asla gitmezdi beynimin kuytularından. Anlatacak bir kişim olsada onu kendimle yorduğum yetmezmiş gibi birde dimağımda dolaştırdıklarımla yormak, kendimden bıktırmak istemezdim. Sürtünerek üşengeçce yerimden kalktım, büyük güzel yatağıma baktım. Bu gecede dışarıda olmayı diledim bu düşünce aklımda bir haftadır vardı, aslında Jeongguk telefonunu uzatıp kaba çocuğum olmayı dillendirdiği vakitten beri tekrar onunla sokaklarında bulunmayı istemişti benliğim.
Ayıcıklı pijamalarımı düzelttirip büyük odamın yarısını kaplayan kitaplığıma doğru adımladım, kitap okumak bile istemiyordu canım bu bir haftadır bir gariptim. Jeongguk'un o kadar soğuk yaklaşımından sonra telefon numaramı isteyeceği aklımın ucundan geçmemişti tabii. İşin garip tarafı ise düşünmeyi hep ötelediğim yinede kuytu köşelerde süründürdüğüm bir kaç soru vardı kendime, beni sıcak karşılamamış aksine soğuk tutumuyla istemediğini diliyle belirtmiş birini ne diye bu kadar düşünür olmuştum. Günlerim geçip gitsede, günümün arka planında hep bir Jeongguk silüeti dolaşır dururdu. İşte bunu anlayamamak, kafamın içinde çözememek beni geriyordu, zaten her şeyi içinde yaşayan bir ruhtum, jeongguk'u içimde yaşatmak istememiştim jeongguk'a ulaşmak istemiştim en azından küçük bir konuşma ve bitiriş yapmayı istemiştim çünkü bu koyu gözlü, kavruk tenli, çizik ruhlu oğlanın daha fazla aklımda dolaşmasını istemiyordum.
Benimle arkadaş olmak istemişti belkide bilmiyordum. Fazlaca sert biriydi, arkadaşlığı iyi olabilirdi fakat çok farklı iki kişiydik, ben taehyung'tum işte basit pek bir becerisi olmayan kendinden hallice yaşamaya çalışan bir kişiydim, öyle arkadaş olunmak için can atılan tiplerden değildim. Popülaritem yoktu, mesela yaşıtlarım gibi üniversite partilerinde bulunmaktan pek hoşlanmazdım sadece iki defa Namjoon'la beraber gitmiştik o kadar.
Alkol içmektende pek hazzetmezdim ben, bir kaç bardakta kendimi kaybedebilecek zayıf bir bünyem vardı. Her toplumda bulunan, yalnızca görünen öylece duran silik biriydim, kim beni ne yapacaktı.Bu yüzdendir ki kendini bile böyle gören biriyken ben, ne diyeydi Jeongguk'un bana bu adımı, işte bundan dolayı aklım bulanmıştı, düşüncelerim zihnimle savaştaydı günlerdir.
Kendime boy aynamdan bakıp ifadesizce bedenimi süzdüm, bu haftada birkaç şey yemiştim benim hoşlanacağım ama annemin hoşlanmayacağı birkaç şey. Biraz kaçamak yapmıştım, çilekli koca bir dilim pasta ve yanında orta boy bir sıcak çikolata bana iyi gelmişti, yinede bunu anneme belli etmemeye çalışmıştım, hemen anlaşılmayacak bir şey olsada kendimi pinokyoya benzetiyordum, tek fark onun burnu uzarken benim aynaya baktığımda gizlice yediğim pastam geliyordu aklıma ve yanaklarım şişiyordu sanki, kızarık yanaklarım gözümde büyüyordu ve ekmeği andırıyordu. Bu saçma düşüncelerimi kafamdan atmak istercesine iki yana salladım başımı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evanescence | taekook
FanficBu yaşantım, mükemmel bir ölümü hak ediyor, yaşamak ölmekten daha da zor bak. Prose 291222