Uzun süredir tavanla bakışıyoruz. Mayle çoktan uyudu. Onun uyuyor olması beni daha çok geriyor.
Sonunda merakım korkumdan üstün geldi ve arama motoruna girdim.
Ne yazacaktım ki? Adlarını be bilmiyorum.
Acaba beyaz saçlı cüce yazsam çıkar mı?
Hepside aynı dövme olduğunu görmüştüm. Peki bu bilgiyi nasıl kullanabilirdim ki?
İntarnette biraz dolastiktan sonra içim içimi yerken Tokyodaki suç örgütlerini arattım.
Biraz baktıktan sonra aynı dövmeye benzeyen bir çizime sahip bir suç örgütü buldum.
Hızlıca yataktan kalkınca yere düştüm. Yerdeyken hala sırıtıyordum.
Stalker ben işte ya!!
Demek Bonten ha?
Hafifçe gülümseyip Mayleyi kucagim alıp sallamaya başladım.
Gözlerini açıp bana "beni sal bi" bakisi attı. Bende onu yatağa fırlatıp telefonumda onlar hakkında yapabileceğim her araştırmayı yaparak geceyi geçirdim.
Sabah olunca hala dışarı çıkmaya korkuyordum.
İyide ne olacak ki şimdi? Acaba onların işine burnumu soktuğum için beni öldürürler mi?
Kokuyla kapiyi açtım ve ayakkabilarimi giymeye başladım. Sonra gözüme bir not çarptı. Geçen seferki kağıda benziyordu. Ve aynı el yazısıydı.
"Benden kaçma korkarsin bana yaklaşma ben ateşim yanarsın ama bana öylece de bakma çünkü bu sefer ben sana gelirim ve bu daha büyük bir yıkım olur."
Gözlerimi kirpistirarak nota bir anlam yüklemeye çalıştım.
İmkansız olduğunu bilseydi acaba onu arastirdigimi biliyor mu diye düşünmeye başladım.
Manjirou Sano... Bana bu notları yazan o mu ya da Sanzu? Veya Ran? Kardeşi Rindou? Nedense hiç Kakucho ya da Koko olduğunu düşünmüyorum.
Apartmandan çıktım ve derin nefesler alarak sakinleşmek çalıştım. Kısa süre sonra okula vardım.
İlk defa erken gelmiştim sınıf arkadaşlarımın bir kaçı şokla yüzüme bakarken en arkadaki sırama oturdum.
Elimi sıranın altına atınca bir not daha buldum. Artık korkum iyice artıyordu. Okumak istemiyordum. Yırtıp atmak istiyordum.
Ama daha kötüsü bunu yaparsam beni oldurmelerinden korkuyordum. Daha yaşayacak çok şeyim vardı değil mi? Kendime yazık edemezdim!!
Notu derin nefesler eşliğinde açtım. Nerde oturduğumu nerden biliyorlardı.
Kağıdı açtığımda bir kaç karalanmis matematik işlemi görmeyi beklemiyordum.
"20÷3=4"
Bunu yazan kimse çok zeki ha!
"O ne ucube?"
Kafamı kaldırınca zorabamı yani Mora'yı gördüm.
Ona boş boş bakarken bana yaklaşıp fısıldadı.
"Kendin gibi aptal birini mi buldun yoksa?"
Ona cevap vermeden önüme döndüm. O hep böyleydi.
Kafamı sıraya koydum. Mora'nın gideceğinden emindim.
"Hey ucube! Yoksa küs müyüz?"
Hafifçe gülüşünü işittim.
Kafam sırada öylece durmaya devam ettim.
Eliyle ben dürttü.
"Dün gece evinde polisler vardı ucube"
Gerçekten ne zaman ilk Mora bana ucube demişti biliyor musunuz? Abi Hanemiya'nın hapishaneye girdiği gündü. Öylece okula gelmistim. Dün gece yaşadıklarımı önemsemiyormuş gibi gözükmeye calisiyordum. Ama kırmızı gözlerim herseyi belli ediyordu.
Mora yanima gelmiş eliyle yere eğik yüzümü tutup göz göze gelmemizi sağlayacak kadar kaldırmıştı. Ve sonra demisti ki:
"Abinin hapiste olması seni ucube yapmaz ama senin bu davranışların tam bir ucube gibi ucube"
"Seni tanımıyorum bile"
"Adını soyledigin herkesle tanışmış olursun ve benim senin adına ihtiyacım yok çünkü ben sana bir tane koydum ucube"
Sonra arkasını dönüp yürümeye başladı. Arkasından bağırdım:
"SENIN ADIN NE?"
"Mora~"
Şimdiyse beni eliyle dürtüyor.
"Dün gece evinde neden polis vardı ucube? Dün gece alt komsun olmus haberlerde gördüm. Onu durenler sana da gelir dikkatli ol ucube"
Ve Mora hala benim adımı bilmiyor...
~~~~~
Selamm
Umarim bölüm güzeldir.Sormak istediğiniz bir şey varsa sorabilirsiniz.
Mora:
:)
Bye..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanto Manji Mikey || Sadece Sen ||
Teen FictionKanto Manji Mikey hikayesi Saplantılı