/İş birliği\

121 24 31
                                    


Madara olay yerinden mecbur hızla uzaklaştı o köylüleri ve muhtarı en savunmasız zamanlarında öldürüp intikamını alıcaktı ama bunun içinde güç toplaması lazımdı ama hiç gitmek istemiyordu.

Muhtar Hashirama'nın ölü cesedine yaklaştı köy halkı arkasındaydı Hashirama'nın ölü cesedini muhtar ayağı ile dürttü.

Muhtar: Sonunda Şeytan geberdi.

Köy halkı Hashirama'nın ölü cesedine baktı tüm köy halkı ve muhtarda dahil oh çekti. Muhtar Hashirama'nın cesedine tiksinerek tekrar baktı.

Muhtar: Bunun cesedini burda bırakalım bir de gömücek miyiz? Oldu.

Köy halkından bir kaç kişide onaylarcasına kafalarını ileri geri salladı ve önde muhtar olmak üzere köy halkı ve muhtar köyün yolunu tuttu.

Köylüler ve muhtar gittikten bir süre sonra bulutlar karardı ve yağmurun bir habercisi olarak gök gürledi.

Bulutlardan bir göz yaşı gibi süzülen minik damlalar Hashirama'nın cesedini yavaş yavaş ıslatıyordu.

Madara

Madara kendisinin bir nevi evi olan mağarasına varmıştı yağmur başlamadan mağarasına gitmişti mağaranın içinde oturarak dışarıyı izliyordu aklına ise tekrardan Hashirama gelince göz yaşlarını tutamadı. Göz yaşlarını koluna sildi ama ağlaması her göz yaşını sildiğinde ve Hashirama aklına geldiğinde derinleşiyordu.

Madara ayağa kalktı ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı mağarasının sert kaya duvarlarını elini kırmak istercesine yumrukluyordu bir nevi sinir krizi geçiriyordu ellerini kullanmayı bırakıncada duvarlara tekme atmaya başladı sesli bir şekilde ağlıyordu.

Madara: NEDEN!? NEDEN!? NEDEN YAPTIN BUNU HASHİRAMA!

Madara en son artık vurmaktan elleri kızarınca yere yavaşça çömeldi kafasını taş duvarlara yasladı ve bir süre ağlaması devam etti.

Muhtar ile Şifacı

Muhtar Hashirama'nın öldüğünü herkese söylemişti. Zaten bir çok insanda biliyordu ama hiç biri cinayet işlemiş gibi değillerdi bu yaptıkları ile gurur duyuyorlardı. Ama bir tek muhtarın gözüne takılan şey şifacı kadın Hinaru'nun isyana gelmemesiydi.

Şifacı kadının yanına gelen muhtar şifacı kadını neden gelmediği hakkında sorguluyordu.

Muhtar: Neden isyanda yanımızda değildin? Sen bir şifacısın bizimle olmalıydın.

Hinaru: Ben asla birini öldürmem. Ben şifacıyım ben iyileştiririm.

Muhtar: Aptal mısın Hinaru!?

Muhtar şifacı kadına çokta sert olmasada bir tokat attı. Şifacı kadın karşılık veremiyordu muhtarın nelere kalkışabileceğini biliyordu sadece yanağına elini koyup ovmuştu

Muhtar: Aptal.. O bir şeytan! Haah neyse ne öldü sonuçta.

Hinaru: Öldürdünüz mü..

Muhtar: Ya ne yapıcaktık! Zaten kendisi uçurumdan atladı Mankafa ama yinede öldü.

Hinaru: P-peki cesedi nerde?..

Muhtar: Sen ne yapıcaksın cesedi?

Hinaru: Ş-şey.. belki cesedini biraz incelerim..

Muhtar: haah hep böyle meraklı mısın? Defol git ara. Ormandan dümdüz git sonra sağ sol yap uçurum var uçurumun aşağısına in orda cesedi şeytanın ne yapıyorsanda yap.

Hinaru: Teşekkürler efendim..

Muhtar şifacının kaldığı yerin kapısına yönelip kapıyı sertçe kapatarak çıktı.

• sᴏɴ sᴀғᴋᴀɴ | ʜᴀsʜɪᴍᴀᴅᴀ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin