Geçireceğim en güzel dört yılımı bir oyuna dönüştürmüşlerdi. Belam olmak istiyordu. Nasıl başardığının farkında değildim ama evet, başımın en büyük belası olmuştu. Sahi insanların hayatıyla nasıl bu kadar kolay oynanırdı?
"Geceyle gündüzümü birbir...
"Uyudu he" dedi Enes sessizce. Aniden arkasını dönüp bana baktı "Neden ışıklar söndüğünde bu kadar korktu?"
"Hani" dedim bilmişçe "Dört gün once ne olduysa ışıklar söndüğünde oldu ya" Enes'in sorularını genelde saçma bulurum ama onu çok severim. Yaşı büyük olmasına rağmen çok uyumlu, eğlenceli ve enerjik biri...
Aklımı karıştıran bir soru vardı. Bu okulun adı bu sene değişmiş Dokuz Şubeleri Koleji olmuştu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Her sınıfa dokuz numarası verilmiş şubeleri değiştirilmişti. Her sınıftakilerin yaşı farklıydı, bu çok garipti. Okula yeni gelen öğrenciler dışında kimse dokuzuncu sınıf değildi. En enteresanı ise sınıfların ismi dokuz olmasına rağmen herkesin kendi dersini görmesiydi. Mesela benim onuncu sınıf dersi görmem gibi. Bunu sadece Enes ve ben farketmiş olamazdık öyle değil mi?
Aklımdakileri dile getirerek "Enes sen on sekiz yaşındasın değil mi?" diye sordum.
"Evet" dedi Belam'ın üzerini örterken. Düşüncelerimi doğrulayan cevabına karşılık "Senin lise hayatın bitmedi mi?" diyerek yeni bir soru yönelttim.
Ellerimi saçıma daldırdım ve beynimi ovalıyormuş gibi hareket ettirdim."Sence de bu okulda garip bir şeyler yok mu? Herkesin yaşı farklı ama dokuzuncu sınıf adı altında herkes başka bir sınıfı okuyor. Bu sene çok ilginç olacak gibi."
Sözlerimi tamamlayıp sustuğumda Enes düşüncelere dalmıştı "Sonuç olarak" dedi gözlerini ovuşturarak "Herkes dokuzuncu sınıfı okuyor gibi görünüyor ama herkes kendi kendi sınıfının dersini alıyor yani buradaki herkesin yaşı farklı. En son gelen 2004'lüler dışında herkesin bunun farkında olması gerekiyor ama kimseden ses çıkmıyor."
Sert ifademle "Bunun müdürle veya okulun sahibiyle bir ilgisi olabilir mi? " diye sordum. "Okul sahibi okulu on yedi yaşındaki oğlunun üzerine geçirmiş ve çocuk edepsizin teki."dedi.
Sabırsızca "Ee ne yapacağız peki?"dedim. Sesim düşünceli çıkmış mimiklerimse hareket dahi etmemişti.
V"Bekleyip göreceğiz"dedi. Enes gözlerini odada gezdirirken "Bir yıl bekleyip yeni öğrencilerin gelip gelmediğini, benim hala burada olup olmadığımı." durdu ve ardından ekledi "Sene sonunda hepsini göreceğiz"dedi.
"Off" dedim. İçim sıkılmıştı "Bir yıl çok uzun bir zaman." Enes sırıtarak "Senin için hızlı geçecek gibi" dedi. Bakışlarıyla ve tüm bedeniyle Belam'ı işaret etti.
Burnumdan bir ses çıkarttım ve dudaklarıma büyükçe bir gülümseme yerleştirdim. Biraz utanmış gibiydim de "Ya ya ne demezsin" diyerek ellerimi birbirine sürttüm.
