3.BÖLÜM-Ardında kalanlar

416 41 136
                                    

MERHABALAR BEBEKLERİMMM. umarım beğenerek okursunuz. yorumlarınızı ve destek oylarınızı benden esirgemeyinnn. 

Bölüm Şarkısı-Erik Satie.Gnossienne no.1

Ardımda kalan herkes için bir mum yakmıştım. tek tek saymış, tek tek isimlendirmiştim. bütün mumlar aynı renk ve aynı boyda olmasından mütevellit, ben hiç karıştırmamış, yanlışlıkla yanlış bir mumu yakmamıştım. 

Onun için, ona yaktığım onlarca mumu hiç karıştırmamış, babama atfettiğim mumu o diye yakmamıştım. o, karşımda duran adamdı. ya da o muydu, bilmiyordum. 

Eğer oysa, yüzüne haykırmak istiyordum. onun yüzünden ardımda yaşamaya devam ettiğimi, onu unutmamak için hep onu hayal ettiğimi anlatmak istiyordum. 

Ben ardıma bakmamıştım. ardımda yaşamaya devam etmiştim. beni bu yaşıma getirip gidenlerle ben aynı masada, aynı kadehten rakımı içmiştim. beni artık hatırlamayanlar, benim tek hatırladıklarım olmuştu. 

Onlardan ayrılmaktan o kadar çok korkmuş izleriyle yaşamaya devam etmiştim ki, bir zamandan sonra büyüyememiş, küçük bir kız çocuğu gibi çaresiz kalmıştım. 

Tanrı tarafından yetim kalan onlarca can vardı. ama ben, en çok acı çekenin benim içimde yaşayan yetim olduğunu düşünüyordum. belki de bu acı yarıştırmak, başkalarını küçümsemekti ama ben, beni yetim bırakanları azizim olarak kabul ederek zaten kendi benliğimi, kendi karakterimi en başından ta buraya kadar küçümsemiştim. 

Fizikte iki doğrultunun yönü, büyüklüğü aynı olmazsa eşit sayılmazdı. artık benim yönüm, kendi çocuğunu öldüren annemle aynıydı. 

Annem küçük kızını öldürmüştü. bense yaşamaya çalışan genç kadının katiliydim. 

Kendi katilim mezarda, kendi katilim aynadan yansıyan bulanık görüntüdeydi. ama ben aynada kendim de olsam, aynaya bakamıyordum. diyordum ya, kan görüntümü bulanıklaştırıyordu. 

Tokat yemişim gibi hissederken elimden ayağımdan gücüm çekilmiş gibi, elimi tutan eli hissettim. sıcaklığını, adını hissettim. adını söylerken boynumdan akan nefesini ve nefesinin çarptığı boynuma akan sıcak gözyaşımı hissettim. 

Hayır. hiç bir şey hissetmedim. Mazhar Çakır Kavas. ben, seninle yeniden karşılaştığıma, yeniden tanıştığıma sevindim. ne olursun sen de sevin. kulağımda sesi, yeniden söylememesine rağmen defalarca yankılandı.  

Şimdi acı her yerdeydi. elini sıkan elimde, yaşlar akan gözlerimde, babamın mektubunu sakladığım avucumda, uzun saçlarımdaydı. boğazıma oturmuş yumruyla burnumu gürültüyle çektim. Mazhar denen adam, benim çocukluk aşkım, hani bahsetmiştim yaram, hala bana yakın dururken, dudakları kulağımın yakınındaydı. derin bir nefesi ciğerlerine rahatlamış gibi çekerken, bunu yıllarca bir yük gibi taşımış gibiydi. adını yük gibi mi taşımıştı?

Kabul edemedim. içimde bir şeyleri halledemedim. yıllar önce ortadan aniden kaybolan çocukluk aşkımın, genç kızken şarkılarda düşündüğüm tek yüzün sahibinin böyle rahat bir şekilde gelip kendisini tanıtmasını kabul edemedim. 

Elimi sert bir şekilde elinden çektiğimde, karşımdaki adam hareketsiz kaldı. yüzümde buz gibi bir ifadeyle, Ankara'nın sisli soğuğunu gözlerime hapsetmişim gibi hissettiren bir ifadeyle ne kadar geri çekilebiliyorsam, o kadar geri çekildim. 

Adımlarım ondan uzağa düşerken onun bakışları ondan uzağa kaçan adımlarımdaydı. o geri çekilmemiş, olduğu yerde omuzlarına dağları yüklemiş gibi duruyordu. dağ gibi adamdı, dağlar sırtına binmişti. 

DEPAYSEMENT RESİTALİ (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin