"Geri kalanı nerde??"
"Şey,kolu şu tarafta, bacağı gölün oradaydı, diğer kolu şu ağacın üstünde ama şimdilik diğer parçaları kayıp."
Şerif Galpin ve yardımcısı ormanda yaşanan cinayeti araştırmak için Nevermore' un oradaki ormana geldiler.
"Geçen haftaki saldırıların profiline uyuyor."
"Uyarı yayınlayıp ormanda yürümeyi yasakla.Şimdilik hiçbir kamp ateşi izni onaylanmasın."
"Peki basına ne diyelim??Temmuzdaki sivri sinekler gibi üşüşücekler."
"Ayı dövmüş dersin."
"Buna inanıyor olamazsın Şerif"
"İnanmıyorum, bunu yapan şey bir insan değil.Bak Nevermore ile bağlantısının olduğunu bilsemde henüz kanıtım yok ve bulana dek ayı diycez."
.....
"Odama ne yaptın böyle?"
"Odamızı eşit olarak böldüm.Senin tarafın gökkuşağı kusmuş gibi."
"Ben-"
"Sessiz olursan sevinirim, yazı saatim geldi"
"Yazı saatin mi?"
"Günde 1 saat roman yazıyorum.Aynı şeyi bloğun için yapman mantıklı olabilir.İmlası senden daha iyi olan seri katiller var."
"Kendi tarzımda yazıyorum!Olayım bu.Takipçilerim seviyor."
"Belliki takipçilerin embesil.Sana dandik minik şekillerle cevap veriyorlar."
"Emojileri mi diyorsun?İnsanlar hislerini böyle ifade eder ama sen bu kavrama yabancısın."
"Sana bakınca aklıma gelen emojiler şunlar; İp, kürek ve çukur. Bu arada Addams iki D ile yazılır. Dedikodumu yapacaksan bari soyadımı doğru yaz."
Romanımı yazmaya dönerken Enid bir şarkı açtı ve dans etmeye başladı.
"Kapat şunu, bu sana son uyarım."
Enid tırnaklarını çıkarttı.
"Benimle uğraşma, bu kediciğin pençeleri var ve kullanmaktan korkmuyor."
Odaya kızıl saçlı bir kadın girdi ve elinde bir çiçek vardı.
"Merhaba kızlar, çamur için üzgünüm.Wednesday yerleştimi diye bir bakayım dedim."
"Uygunsuz bir zamanda mı geldim? Ben Bayan Tornhill, koğuş annenizim.Karşılayamadığım için affet.Herhalde Enid Nevermore karşılaması yapmıştır."
"Beni misafirperverliğe boğdu ve karşılığını vericem.O uyurken."
"Peki, seramdan bir hediye getirdim.Kızlarımın her biri için doğru çiçeği ararım. Formdaki kişisel açıklamanı okuduğumda aklıma hemen bu geldi. "
"Karadalya."
"Biliyor musun?"
"Tabii ki, en sevdiğim falimençul cinayetin adı.Sağolun."
"Pekala, gitmeden önce bir kaç kuralın üstünden geçeyim.Işıklar onda söner, odada yüksek sesle müzik dinlemek ve erkek yasak."
"Kasabaya gitmekle ilgili kurallar nelerdir?"
"Jericho'ya gitmek bir hak değil ayrıcalıktır.25 dakika yürüyerek ya da hafta sonu servisle gidilebilir.Yerel halk Nevermore'dan biraz çekiniyor.O yüzden lütfen sorun çıkarayım yada dışlanmışlık klişelerine başvurayım deme. Yani pençe çıkarmak ve insanları uykudayken boğmak yok anlaşıldı mı?"
Enid ve ben hiçbir şey demedik ve ortama sessizlik hakimdi. Sessizliği bozan Bayan Tornhill oldu.
"Güzel sohbetti."dedi ve odadan çıktı.
.....
Eskrim yaptıkları salona geldim.Herkesin arasından geçerken iki eskrim yapan kişiden biri düştü ve yenildi.
"Koç beni düşürdü."
"Bu doğru bir hamleydi Rovan."
"Mızmızlanıcağına çalışsan berbat olmazdın."dedi karşıdaki kişi ve maskesini çıkarttı. Bu Bianca'ydı.
" Cidden koç ne zaman gerçek bir rakibim olucak?"
"Meydan okuyan yok mu bana?!"
"Ben varım."dedim.
"Ah, aramıza aldıkları yeni psikopatımız."
"Oh, kendini kraliçe arı sanan kız.Arıların ilginç yanı iğneleri çıkarılınca ölmeleridir."
"Rovan'ı savunmana gerek yok.Çünkü o aciz değil tembel."
"Başlayabilir miyiz acaba"dedim ve ikimiz de yerlerimizi aldık.
"Angart!"
En sonunda çubuğu değdirdim.
"Wednesday'e bir puan."
Devam ettik ve bu sefer de Bianca sayı aldı.
"Skor eşitlendi."
"Bak o ilk puan acemi şansındandı.Bitirelim şu işi. "
"Ben son puan için askeri usül öneriyorum.Maske yok, hafif dokunuş yok.İlk kan akıtan kazanır!"
Tüm salon bizi izliyordu.Birisi bir şey dedi.
"Meydan okuyor!"
"Senin kararın Bianca."dedi koç.
"Bakalım kanın da siyah beyaz mı?"
Savaştık. Bianca sol gözümün üstünü çizdi ve kanattı.
"Nihayet ihtiyaç duyduğun renk yüzüne geldi."
.....Reviredeydim. Arka tarafımda Rovan denen o çocuk oturuyordu.Kafama bir yara bandı yapıştırıldı.
"Sen Wednesday'sin değil mi?Şey ben Rovan.Seni anlıyorum."
"Emin ol anlamıyorsun."
"Annem uyum sağlayacaksın demişti.Dışlanmışlarla dolu bir okulda dışlanmak imkansız sanırdım.Ama görünüşe göre beni de geçiceksin.Sıyrık için üzgünüm."
"Hiç bir iyilik cezasız kalmaz."dedim ve kalkıp iceketimi alıp çıktım.
Wednesday bir şeyi bilmiyordu. El onu takip ediyordu ve o revireden çıktığında sebilin arkasında saklanıyordu.
.....
Şemsiyemi alıp bahçeye çıktım.Tam ben geçerken binanın yukarısındaki taş heykel oynadı. Ben başımı kaldırıp yukarı baktığımda üstüme düşmek üzereydi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wednesday
Science FictionBaşında belası eksik olmayan Wednesday adında bir kız okulda yaptığı saldırı sebebiyle okuldan kovulur.Ama onu yeni bir macera beklemektedir. Serüvenine Nevermore' da devam edecektir.