°•3•°

285 59 87
                                    

2. Bölümün hyunun ağzından olan hali olması sizi tahmini yüzde kaç hayal kırıklığına uğratır sjnszjsnzk

Elimdeki son stok bölüm btw

İyi okumalar

Hyunjin;

O deli ne yapıyordu Tanrı aşkına?! Çatının tepesine çıkmakta neyin nesiydi? Onu duvarın arkasından izlerken atlamayacağını blöf yaptığını düşünüyordum.

Ayağını öne uzatmasıyla endişeyle maraton koşan kalbime karşın sessiz ve yavaşça yaklaştım ona. Kendini bıraktığını görmemle tüm vücudumdaki kan çekilmiş gibi hissetsem de hızlı bir refleksle belinden yakalayıp geri çektim. Üstüme düşen bedenin bana dönüp karnıma oturmasıyla neye uğradığımı şaşırmış maskemi açacağını anladığım an engellemiştim onu.

Benimkilere kıyasla küçük kalan ellerini kolaylıkla tutarken boştaki elimle kafasının darbe almasını önleyerek yerlerimizi değiştirdim. Bu sefer onun güzel gözleri şaşkınlık parıltıları taşırken bu bana bağırmasını engellememişti.

"Hadi ama... Ne olur kendini göstersen? İnatçı biri olduğunu görüyorum ama inan bana senden daha inatçıyımdır ve yapacaklarım çatıdan atlamakla sınırlı değil."

O görmesede sırıttım istemsizce. Ne yaparsa yapsın ona zarar gelmesine izin vermezdim. Yine de bu deli halleri endişelendiriyordı beni.

"Ne olursa olsun sana bir şey olmasına izin vermeyeceğim için sorun değil. Yine de biraz uslu durmaya çalış olur mu?"

Kulağına yaklaşıp fısıldayarak kumuştum cümlelerimi. Fısıltıyla da olsa ilk kez duyuyordu sesimi. Konuşmam bittiğinde zaten dibimde olan yüzünü bana çevirmesiyle kalbim tekledi. Bir an durdu sanmıştım hatta ama aksine giderek hızlanıyordu.

"İki yıldır beni izliyorsun ama benim asla uslu duramayan biri olduğumu öğrenemedin mi gerçekten? Hatta ek bir bilgi ben yatakta bile uslu bir 'alt' değilimdir."

İlk cümlesi bende gülme isteği yaratırken ikincisine geldiğinde boğazım kurumuştu. Zorlukla yutkunduğumda onu o şekilde hayal etmemek için ölümüne kasıyordum kendimi.

İki yanımdan kendine çektiği bacaklarını hafifçe kaldırdığında ona olan zaafımla beni alt etmeye çalıştığını anlamam uzun sürmedi. Minho güzel olduğunu bilirdi ve bunu kullanmaktan çekinmezdi. İnsanların sadece yüzüne bakarak itaat etmesi onların zayıf iradesinin sorunuydu Minho'ya göre. Bana sorarsanız haklıydı da...

O amacına ulaşamadan ayağa kalkmış tuttuğum ellerinden çekerek onun da kalkmasına sebep olmuştum. Daha fazla kafamı karıştırmasına izin vermeden onu çatıdan çıkartmaya çalışırken hareket etmemek için direniyordu.

Sinirle buruşturduğu suratı ve mızmızlanan sesiyle söylenirken ne kadar sevimli göründüğü hakkında eminim tek bir fikri bile yoktu. Onu insancıl bir şekilde buradan çıkaramayacağımı anladığımda arkasına geçerek ellerini iki yanından tutmuş eğilerek kırılan dizlerinin altında birleştirip tek kolumda kafeslenmiş bir şekilde kaldırmıştım.

"Ne bu şimdi? Ya aptal herif! Nasıl beni kurtarmak için arabanın önüne atlayabilecek kadar cesur ama bana sadece yüzünü bile gösteremeyecek kadar korkak olabilirsin? Aklım almıyor ya!" Nasıl cevap verebilirdim ki? Nasıl anlatabilirdim buna asla izin veremeyeceğimi? Bir gün o aşık olduğunda ve onu koruyup kollayacak birine sahip olduğunda sessizce çıkıp gidecektim hayatından. Sorusunu cevapsız bırakmakla yetindim.

Minho istikrarla söylenmeye devam ederken istemsiz bir iç geçirdim. Gevezelik yaptığında çekilmez biri olabiliyordu gerçekten.

"Bir dakika ya! Kesin seni tanıyorum değil mi? Bu yüzden seni görmeme izin vermiyorsun. Seni görsem tanırım çünkü." İstemsizce tüm vücudum kasılırken belli etmemeye çalıştım. Neyseki buradan bir şey çıkaramazdı. Net bir yanıtı yoktu çünkü bunun. Beni tanıyordu ama kim olduğumu bilmesi mümkün değildi. Bu yüzden kendimi rahatlatmış ve cevap vermemeyi seçmiştim yine.

Yürüyerek sonunda buradan çıktığımızda boş sınıfların olduğu kata indim. Rastgele bir sınıfın kapısını açıp içeri girmeden Minho'yu kucağımdan indirmiş o arkasını dönemeden hızla kapıyı kapatıp koridorda ilerlemeye başlamıştım. Kapının açılma sesini duysamda umursamadım. Tam köşeyi döndüğümde duyduğum sesle duraksadım.

"Dur bir dakika lütfen! Takip etmiyorum seni bak." Yumuşak sesi kulaklarıma dolarken istemsizce minik bir tebessüm yerleşti maskenin altında kalan dudaklarıma. İki adım geri gidip duvar köşesinden ona baktığımda söylediklerini kanıtlamak istercesine kapının yanında yere çöktüğünü gördüm. Benim gözümde zaten minicikti ama şimdi gerçekten ufalmış görüntüsü kalbimi tekletmişti.

"Sadece bir şey söylemek istiyorum." Merakla bir adım daha ileri atıp kendimi ona gösterdim duvarın ardından. Bana ne diyecek olabilirdi ki?

"Teşekkür etmek istiyorum. Bunu sadece içimden söyleyip dışarı hiç dökmediğimi farkettim. Ama gerçekten minnettarım sana. Neden yapıyorsun ya da kimsin bilmiyorum ama... Umarım bir gün gerçekten tanışırız." Sözleri gözlerimin dolmasına sebep olurken onun bunu göremeyeceği bir uzaklıkta olmanın rahatlığıyla umursamadım. Sadece başımı sallamakla yetinip uzaklaştım oradan.

Asıl ben özür dilerim miniğim. Kim olduğumu bilsen böyle konuşmazdın. Ne yazık ki seninle tekrar tanışacak yüzüm yok benim...

________________________________
________________________
______________

______________________________________________________________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu saatte bölüm atmanın eğlenceli olduğuna karar verdim

Açıklamada ve 1. bölümde geçen "eğer bir kazancınız varsa savaşın ve kazanın" lafının minhonun gerçekten söylediği bir şey olduğunu biliyor mudunuz? Jskxjskxnd

Stray Kids 2 kids room ep.22 6:29

Bir sonraki bölüm görüşmek üzere~

-Nya

Protecter•° HyunHoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin