Protecter•° HyunHo

°•6•°

Gerçekten çok teşekkürler hepinize (sorduğum her soruda olduğu gibi changlix mi changsung mu sorusunu da eşit çıkarttınız...)

Yorumyapınlütfenüzülüyorum (biraz boş bir bölüm olabilir ama ne yapalım yani???"

İyi okumalarr~

"Günaydın geri zekalı!"

"Bir dur sen de Felix..."

"Ne demek dur ya Ji?! Senin kafanı sikeyim ben!"

"N'oluyor ya..?"

Gözlerimi açar açmaz linç edilmek beni şaşırtsada bebek gibi uyumuş olmanın rahatlığıyla yumruk yaptığım ellerimle tembelce gerinmiştim. Zar zor açtığım gözlerimi ovuşturarak yattığım yerden hafifçe doğrulduğumda Felix'in birazdan beni yolunmuş tavuğa çevirmek ister gibi bakması kaşlarımı çatmama neden olmuş Jisung'a döndüğümde ise onun normal olduğunu görerek biraz olsun rahatlamıştım.

"Çocuğu ayağına kadar getirip sonra uyuyakalmak ne demek Minho? Ne demek?!"

Yeni uyanmanın verdiği üşümüş hisle ürperirken oflayarak üstüme serilmiş battaniyeye sarındım. Koltukta tekrar devrilip yatar konuma geçtiğimde önce Felix ardından Jisung boylarından poslarından utanmadan koltukta üzerime atlayarak bacaklarımın üstüne oturduklarında bağırınarak söylenirken çırpınarak onları üstümden atmaya çalışıyordum.

"Anlat!"

"İnin üstümden önce!"

Bacaklarımı çekmeme izin vererek kalan boşlukta oturmaya devam ettiklerinde bununla yetinerek olayı kısaca özet geçmiş ardından asıl sonrasında ne olduğunu sormuştum. Çünkü şu an Jisung'un evinde olmamızın ne gibi bir açıklaması olabileceğini bilmiyordum...

"Birkaç saat önce senin telefonundan bizim gruba mesaj geldi seni bir sınıfa götürmüş galiba -büyük ihtimalle düşüp geberme diye- hangi sınıfta olduğunu bir de seni gelip almamız gerektiğini yazdı, biz de çıktık geldik. Tabii senin ayık olmadığını anlayınca abimden rica ettik bizi arabayla bıraktı hatta seni arabaya, arabadan da buraya taşıdı..."

"Mingyu hyung? Beni? Buraya? Taşıdı? Ay bana bir şeyler oluyor..." Aptal gibi sırıtarak konuştuğumda Jisung gram acımadan omzuma yumruğunu geçirivermişti.

"Kaç kere demedim mi ben sana abime sulanma diye yavşak?!"

"Kardeşim senin abine sulanmayan gay, adam mıdır? Aynaya bakıp da utanmadan ben gayim diyebilir mi kendine? Taşş gibi adam..."

Sinirle derin bir nefes alırken başını Felix'e çevirip agresifçe başını aşağı yukarı sallayarak net bir şekilde beni onayladığını görmesiyle ikimizin arasından kalkarak çaprazımızdaki tekli koltuğa geçmiş koltuğun üstündeki yastığı da bize gülle fırlatır gibi fırlatmayı ihmal etmemişti.

"Sapık hayvanlar sizi. Hepinizin abimde gözü var..."

"Abin istesin ömür boyu kölesi olurum gıkım çıkarsa şerefsizim..."

"Abin beni evire çevire dövse o kaslı kollarıyla bana biraz daha vursun diye yalvarırım..."

"Lan!"

Felix'in cümlesiyle sinir kat sayısı artan Jisung benim cümlemle iyice zıvanadan çıktığında Felix'le beraber gülerek battaniyenin altına saklandık. Üstümüze binen Jisung'un ağırlığıyla daha da çok gülmeye başladığımızda çok geçmeden Jisung'un gülüşleri de gürültüye katılmıştı.