5.BÖLÜM

912 42 21
                                    

"Git peşinden Leyla!" dedi Süsen, kapıyı işaret etti. Yanındaki kızın ifadesiz suratına bakıyordu. Kız anlamadı neler olduğunu hatta bir adım atıp sonra tekrar sırtını Süsen'e döndü. "Bana oyun falan oynamıyorsun değil mi?"

Süsen'in kaşları çatıldı. "Oyun falan yok, Ömer'in peşinden git lütfen. Anlat kendini, fırsat işte ne bekliyorsun?" Leyla pek anlamlandıramasa da yine de kızın dediği gibi kapıdan hışımla çıkıp Ömer'i aramaya başladı. Şu trajik dizi sahnelerinden birini yaşasa da evden çıktığı an iki yolla karşılaştığı için ilk olarak nereye gideceğini bilemedi. Sola gitse belki Ömer sağda olabilirdi ya da tam tersini de yaşayabilirdi. Neyse ki akıllılık edip her ne kadar ulaşamayacağını bilse de Ömer'i aramayı denedi. Telefon açılmıyordu ama yakında bir ses duyuyordu. Bu ses sokağın solundan geliyordu. Birkaç adım attı sesin çöp tarafından geldiğini fark etti sonra da etrafa saçılan çöpleri gördü, çöplerin yanında da sinirle oturan Ömer'i. Yavaşça adımladı onun yanına. "Bu mu?" diye sordu. "Kızgınlığını çöplerden mi çıkarıyorsun?"

Ömer'in ağlamaktan kızarmış gözlerini ve sinirden de aynı şekilde nasibini alan yanaklarını görmezden gelip bir şey olmamış gibi davranmayı denedi. Ona yaklaşmayı istese de bu Ömer'in ayağa kalkmasıyla geri tepti.

"Seninle asla birlikte olmam!" diye gürledi öfkeyle,

Bu çıkış Leyla'yı üzse de yine de belli etmemeye çalıştı. Her zamanki gibi davranmayı istedi. "Niye? Çirkin miyim ben? Ya da kötü?"

Parmağı az önce çıktığı evi işaret etti. "O değilsin çünkü. Asla olmayacaksın!"

Leyla bunu onayladı hatta hak verir gibi başını salladı. "Kimse bir Süsen değil," dedi sahtece gülümseyerek. "Ve kimse de Leyla olamaz Ömer. Herkes farklıdır. Ama şans vermek herkes için bir farklılıktır."

"Bu kadar acımamıştı canım." dedi Ömer, gözü az önce çıktığı bahçe kapısındaydı. İnanamıyordu duyduklarına, gördüklerine. Geceden sabaha ne değişmişti? Ya da seni hastaneye götüreceğim diyen kıza ne olmuştu bir türlü anlayamıyordu. Kalbi o kadar çok acıyordu ki sanki daha önce hiç acımamış gibi yakıyordu canını. Sabah gözlerine aşkla baktığı kız şimdi ise bir hiç uğruna onu başkasıyla birlikte olmaya zorluyordu. Neden yapıyordu bunu?

"Sana ne dedi?" dedi tekrardan, Leyla'nın üstüne yürüdü. "Ne söyledi!" diye soludu öfkeyle,

"Sabah aradı." diye söze girdi Leyla, Ömer'in aksine daha az sessiz ve ifadesizdi. "Madem cesursun o zaman al senindir dedi. Ben ona eskisi kadar bakamam, sarılamam ama sen korkusuzca istediklerini yapabilirsin, tam onun kafasında birisin, seni sever ve değer verir dedi. Oldu mu?"

Çok çabuk kabullenmeyeceğini biliyordu Ömer'in. Başka zaman olsa kızın söyledikleri hakkında yalan söylerdi onu etkilemek için ama gerçekten de Süsen'in dedikleri tam da bunlardı. Hatta çok eksik söylemişti. Onu sabahın bir vakti arayıp, öğlene birkaç saat kala kapatmıştı telefonu. Sakladığı sır hariç her şeyi anlatmıştı Leyla'ya. Kısa bir süre sonra her şeyin ortaya çıkacağını, Ömer'lerin mahvolacağını hatta ve hatta yakınlardan birinin başının yanacağını, birinin de uzaklardan geleceğini hepsini söylemişti Leyla'ya. Her şeyi söyleyip bu şehirden kaybolacağını da eklemişti. Ya da demişti bir de. Ya da belki karanlığa hapsolurum.

"Neden yapıyor bunu?" diye sordu Ömer ama sorusu Leyla'ya değildi. Kafasında kurduğu, kalbinde yer edindiği kızın anlamlandıramadığı davranışıydı. "Sonuna kadar koşardım ben. Neden pes ediyor?"

Uzunca bir nefes verdi Leyla. "Görünen o ki..." Ömer'e baktı. "Yorulmuş. Bana anlatırken muhtemelen daha önce duymadığım bir şekilde konuşuyordu benimle, yüzü kireç satıyordu. Beni sabahın altısında arayacak kadar dinç hissediyordu kendini. Ömer, konuştuğum kız bir oyun planlamıyor bir şeye karar veriyordu. Sanırım kolay bir şey çıkmayacak karşınıza. Ben sanırım senin önüne koyduğu bir duvarım. Bir şeyleri üst üste koymak istiyor ki yıkılmasın. Bak aranız açıldı bir beton, benimle konuştun iki beton, konuştuk üç beton. O bunu ne kadar duysa da sanırım çok daha kapattı sana kendini. Ve son bir kez açacağı şey de en çok üzüleceğin bir şey. Ne olduğunu sorma ben de bilmiyorum. Muhtemelen benimle ilgili de değil."

SESSİZ (SÜSÖM)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin