3. BÖLÜM TUZAK

13 1 0
                                    

( Yayınladığım bölümleri 1 yıl önce yazmıştım. Hatalar veya saçmalıklar varsa mazur görün)

Başladığınız tarih?

Keyifli okumalar!

***

3. BÖLÜM TUZAK

Seçimler kaderin betimlemesiydi.

Her seçim hayatımızın yörüngesini belirlerdi. Ben seçmiştim, Yaman Görgü'nün dediğini yapacaktım. Üvey olabilirdi, fakat bu hiçbir gerçekliği değiştirmiyordu.

Amaç intikamdı, yol ise kin.

Gideceğim yol çıkmaza çıkabilirdi, ya da yepyeni bir kapı açabilirdi hayatıma.

Belki de bir seçim.

Kısa bir süreden sonra malikaneye varmıştık. Hiç kimseye bir şey demeden benim için hazırlanan odaya geçmiştim. Duş almıştım, dolapta benim için hazırlanmış kıyafetlerden kırmızı kazak ve siyah eşofmanı alıp giyinmiştim. Ses kayıt cihazını ise odamda bulunan bir çekmeceye bırakmıştım. Ve şu anda yatakta uzanıyordum.

Saat daha 19.00'di. Uyuyacağımdan değil, yorgunluğumdan dolayı yatmıştım. Zaten karıncalar sağolsun banyoda beni bayağı yormuştu.

Babam öleli tam 24 saat olmuştu. Canımdan can gideli 1 gün geçmişti. Daha bundan 24 saat öncesinde babamla şnitzel yiyorduk. Ve annemi konuşuyorduk... Bir daha asla şnitzel yemeyeceğim.

Dünün tarihi aklıma kazınmıştı. 27 Aralık 2023 Çarşamba. Bu tarihi asla unutmayacaktım.

Kalbim ruhumun cesaretine gebeydi.

Yürek dert derman kaldıramazdı çünkü, ufacık acı kan sızdıran bir yaraya yol açardı.

Tavanla bakışıyordum. Bembeyaz, pürüzsüz bir tavandı. Tek bir renk barındırmıyordu içinde. İz, leke yoktu. Acaba insanın bir hayatı bu kadar pürüzsüz olabilir miydi?

Olamazdı.

Bu hayatta hiç bir canlının yaşamı pürüzsüz olmazdı. Ne bir insanın, ne bir hayvanın ne de bitkinin. Hepsi bir iz, leke barındırırdı ruhunda.

28 Aralık ise benim için yepyeni bir seçimdi. Yepyeni bir iz, ilerde ruhuma sahip olacaktı belki de...

Kapım tıklatıldığında yerimden doğruldum. "Gel," diyerek seslendim kapıdaki kişiye karşı.

Kapı açıldığında içeri Nefes girdi. "Aşağıda yemek hazırlanmış, gel sende." Dedi yumuşak bir sesle.

Onu başımla onaylayıp yanına yürüdüm. Gerçekten çok acıkmıştım.

Siyah rengindeki demir merdivenden aşağı indiğimizde salonun sağ tarafında bulunan büyük yemek masasına doğru yürüdük. Diğerleride buradaydı. Nefes ve bende oturduğumuzda sofraya bakındım.

Önümüzde tarhana çorbası bulunuyordu. Onun dışında sofra çeşitli şeylerle donatılmıştı. Saymam için hepsinin ismini bilmem gerekiyordu, fakat ben çoğunun ismini bile bilmiyordum. Şunu anladım ki benim bu zamana kadar yediğim yemek, yemek değildi.

Yemek yedikten sonra herkes yerinden doğruldu, bende doğruldum. Yukarı odama çıkacaktım ki Maya kolumdan yumuşakça tutarak beni yanına çekti.

GÖLGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin