EN MÜKEMMEL MİSAFİRİM

EŞİM

"Sen kimsin?"
"Ben ... şey ben aslında" konuşamıyordum kekeliyordum ve ne diyeceğimi bilmiyordum.
"Eşim" dedi Mert. O fotoğraflardaki ve muhtemelen kimliğimin karıştığı kızdı.
"Aslında..." dedim ve konuşmama fırsat vermeden kız atıldı,
"Bu ne demek? Ne demek başkasıyla evlendin? Şaka mı bu?" bağırıyordu ve gözleri doluyordu. Ben araya girmeye çalışarak,
"Biz aslında.." derken
"Sus!" dedi kız. Yutkundum ve sustum. Kızı saçından tutup şömineye atmak istiyordum. Merte sinirle bakıyordu. Mert cebinden Rüya'nın kimliğini çıkardı ve uzattı.
"Al ve artık gidebilirsin!" Rüya birkaç saniye boş boş baktı ve ağlamaya başladı.
"Mert neyin var , yalvarırım ne oldu söyle?" dedi.
"Kaldıramıyordum artık Rüya!" dedi Mert. " Bana yaptığın şey bir an olsun aklımdan çıkmıyordu."
"Hallettik sanmıştım." Dedi. Hıçkırarak ağlıyordu ve "Nasıl başkasıyla evlenirsin? Beni seviyordun , yemin ederim iliklerime kadar hissediyordum ve çok pişmandım." Mert cevap vermedi, kapıyı açtı ve çıkması için işaret etti.
"Bu saatte nereye gitmemi bekliyorsun?" dedi Rüya.
"Evine" dedi.
"Nasıl gideyim?" dedi Rüya.
"Nasıl geldiysen?"
"Senle kalırım diye tekneyi gönderdim" dedi Rüya.
"O zaman bir otele git Rüya" dedi.
"Hayır , burda kıyafetlerim var, bu elbiseyle otelde kalamam."
"Kıyafetlerini al da git o zaman!"
"Hayır!" dedi Rüya. "Sindirmeme izin ve sonra gideceğim, sadece bir gece burda kalmamda sorun çıkmaz diye düşünüyorum" bana döndü " değil mi?" diye sordu.
"Onun evi , ona sor" dedim.
"Bizim evimiz hayatım" dedi Mert bana imalı bir bakış atarak. Neyin peşindeydi? Kız güzeldi ve gayet mutlu görünüyorlardı fotoğraflarda. Rüyanın sinirlendiğini farkettim. Üzerimi incelerken gülümsedi ve,
"En sevdiğin kazağın"dedi. Ağlamamak için kendini zor tutuyordu ya da üstüme atlamamak için. Mert geldi ve yanıma oturdu , Rüya ise karşıdaki tekli koltuğa oturdu. Yaklaşık dört dakika hiçbir şey söylemeden oturduk.
"Bu kadar sessiz biriyleevlendiğine inanmak güç." Dedi Rüya.
"Ne kadar konuştuğunu bir ben bilirim" dedi bana dönüp gülümseyerek.
"Rüya ben, az önce tanışamamıştık" dedi. Sanırım kafayı yiyordu.
"Arya" dedim. Sesim çok durgun çıkmıştı.
"Genç görünüyorsun, Mert'e göre baya gençsin." Dedi alay eder gibi.
"Davranışları olgundur" diyerek göz kırptı. Ve Mert 1-0 öne geçti , çekişmeli mücadele devam ediyor.
"Hangi şirketin müdürü olmaya adaysın?" diye sordu Rüya. Hey ben daha üniversite sınavına bile girmedim.
"Kayader Holding'in Müdürünün Kalbinde müdür oldu bile" dedi. Bu da mı gol değildi? 2-0 Mert öne ge.. Pardon? Bir an duraksadım ve kafamı Mert'e çevirdim. Kızın yerinde olsam herhalde çok üzülürdüm. Ama havalı da hissediyordum.
"Dikkat et tatlım, ben de o şirketin müdürüydüm fakat çabuk iflas ediyorsun maalesef ve başkasına devretmen gerekebiliyor!" dedi. Bak bu iyiydi. Mertten bir hamle gelmezse gol olacak gibi kaleye ilerliyor.
"Boş ihalelere girip heba etmezsen kalbi, iflas etmez, başkalarına devretmek zorunda kalmazsın" dedi. Resmen kaleci vurdu ve karşı kaleye girdi. "Artık uyusak mı Arya?" dedi bana dönerek.Ayağa kalktı ve odaya doğru ilerlemeye başladı. Ayağımı burktuğumu unutmuş olmalıydı. Hafif bir öksürdüm bana döndü 'Ne var' der gibi baktı. Tam ayağım diye sızlanacaktım ki.
"Sözümü bugün mü gerçekleştirmemi istiyorsun?" dedi gülerek. Anlamayarak ona baktım.
"Pekala" dedi ve yanıma geldi, beni sırtına aldı ve dışarı çıkardı. Evin bahçesinden çıktık ve biraz ilerledik.
"Nereye gidiyorsunuz?" diye bağırdı arkamızdan Rüya.
"Geleceğiz" diye seslendi Mert.
"Ne yapıyorsun, ne sözü?" dedim.
"Seni bir şekilde dışarı çıkarmalıydım ve bahanem yoktu , ayağından dolayı beni çağıracağını biliyordum ve böyle bir şey geldi aklıma. Şimdi biraz gezeceğiz ve bir şey rica edeceğim. Rüyaya hiçbir şey anlatma ve belli etme, küçük bir rol yapabilirsin!"
"Benimle evlen, sonra beni kaçır ve yalan söylememi iste , oldu canım, istersen İstanbula dönünce banka flan da soyayım?" dedim sertçe.
"Sadece küçük bir oyun, uzatma." Dedi.
"Serbest bırakacak mısın sonra?" dedim.
"Hayır" dedi.
"Güzel o zaman, bence o kız sana duyduğu sinirle bana yardım edebilir."
"Evet dönerken de ben seni tekneden soğuk sulara bırakırım?" dedi.
"Cesaret edemezsin" dedim.
"Bilemezsin" dedi. Korkuyordum çünkü neler yapabileceğini bilmiyordum.
"Pekala, Allah'ın cezası!" dedim. Gülümsedi. Eve geri döndük. Rüya kendisine içki almış oturuyordu.
"Biz yukarıya çıkıyoruz, sana iyi uykular" dedi Mert.Rüya cevap vermedi. Arkası dönüktü ve ağladığını düşünüyordum. İçim burkuldu. Yukarıda bir odaya girdik. Geniş ve sade bir odaydı. Ahşap evin içinde sade düz beyaz eşyalar vardı.
"Sen nerede uyuyacaksın?" dedim. Koskocaman beyaz yatağı gösterdi. "Ben?" dedim. Tekrar aynı yatağı gösterdi. "Hayatta olmaz" dedim.
" O zaman yerde uyu" dedi.
"Git ve aşağıdaki odada uyu!" dedim.
"Eğer Rüya'ya git deseydin olabilirdi!" dedi. "Evli olduğumuza inanması gerek! Ben de seninle yatmaya çok meraklı değilim!"
"Of, yatağın bir ucunda yatacaksın ve bana yaklaşmayacaksın, dokunursan çığlığı basarım!" dedim.
"Ben de tam aynısını söyleyecektim, çığlık dışında." Dedi.
"İyi" dedim ve yatağın bir köşesine geçtim. O da diğer tarafa geçti. Yaklaşık 10 dk sonra yavaşça
"Mert" diye seslendim ama çoktan uyumuştu. Bu iyi bir haberdi artık uyuyabilirdim. Ya da uyuyamazdım. Anneme haber vermek istiyordum ama telaşlandırmak istemiyordum zaten bir kamptan bahsetmiştim daha önce fakat tarihi bu zaman değildi , gerçi tarihinden bahsetmemiştim. Haber vermediğim için çok kızacaktı, kız kardeşimin durumunu çok merak ediyordum. Gözlerim doldu bu oyun sabah bitecekti biliyordum ama beni ne zaman bırakacaktı, Rüya gidince bana nasıl davranacaktı bilmiyordum. Gzlerimi kapattım.
TAK TAK TAK! Kapı çalıyor. Bu saatte ne kapısı çalıyor ya lanet olmasın biraz daha uyumak istiyordum. Gözlerimi açtığımda Mert'e sımsıkı sarılmıştım. NE? MERT'E SIMSIKI SARILMIŞ MIYDIM? VE ONUN DA KOLU BELİMDEYDİ!