Genç cadı uykulu bir şekilde kahvaltı masasına oturdu.
Kahvaltı yapmak değildi niyeti, arkadaşlarını ve Remus'u görmekti.
Altında hala duran su yeşili pijaması ve beyaz, kalın sweatshirtü bunun kanıtıydı.
İnsanlar bazen böyle yapmalıydı.
Bazen özen göstermemeliydi kendine.
Bazen de aynanın karşısına geçip saatlerce saçlarıyla uğraşmalıydı.
"Çocuklar, iyi misiniz?"
İnsanlar arkadaş edinmeliydi.
Sevmek ve sevilmek sadece aşktan gelmezdi.
Sirius ve James aniden gelen sesle yerleride sıçradılar.
Mary ise onların bu haline kıkırdadı.
İnsanın kardeşleri olmalıydı.
Aynı karından doğmadığı...
Aynı soyadına sahip olmadığı...
İki arkadaş gergince bakıştılar ve sonra Mary'e döndüler.
İnsanlar sır saklamalıydı.
Güvenmek güzeldi.
Güvenmek her şeyi güçlendirirdi.
İnsanlar sır vermeliydi.
İnsanlar güvenmeliydi.
"Sana da günaydın!" dedi Sirius.
"Afiyet olsun Mary!" dedi ve bir anda ağzına kocaman bir pastırma parçası tıktı James.
"Zeki pislik!" diye inledi Sirius.
İnsanlar bazen kötü kelimeler kullanmalıydı.
Çünkü bir kere geliyordu bu hayata.
Her şeyiyle yaşamalıydı hayatı.
Her şeyiyle hissetmeliydi.
Sirius genç cadıya döndü.
"Dün akşam çok büyük bir kavgaya karıştık ve Remus hastane kanadında. Suçlu biz değildik, saldırganları görmedik, yanlışlıkla oldu ama sen bir de karşı tarafı gör!"
İnsanlar yalan söylemeliydi.
Sevdiklerini kırmamak içinse tabi...
James konuşamadığı için ateş saçan gözlerle arkadaşını uyarmaya çalıştı.
Ama maalesef ki Sirius onu anlamadı.
Bazen çok güzel yalanlar söyleyen Sirius bazen o kadar kötü yalan söylüyordu ki James ve Remus bunu bilerek yaptığını düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Dans~ Remus Lupin
FanfictionBir parti sayesinde dostunun sevdiği kız ve arkadaşı olan Lily Evans'ın ikiz kız kardeşi Rosemary Evans ile tanışan Remus Lupin'in hayatı bir daha asla aynı olmayacaktır. Aşkın ne olduğunu sadece çapkın arkadaşı Sirius Black ve takıntılı arkadaşı J...