2.BÖLÜM - ÜNZİLE

100 11 0
                                    

Ünzile bahtsız kızım, küçük bir köyde yoksul bir ailenin 5 çocuktan 3.çocuğu olarak dünyaya geldi ünzile'nin 2 abisi 2 kız kardeşi varmış. Aslen 10 kardeş olmaları gerekirken annesi babasından gördüğü şiddet nedeniyle çoğu kez düşük yapmış dedim ya küçük köy milletin ağzı torba değil ki büzesin köy halkı ünzile'nin annesi ardından uğursuz dermiş sebebi ise erkek çocuktan çok kız doğurması ve çoğu kez düşük yapmasıymış cahillik işte anlamaz bilmezlermiş yaşananların baba yüzden yaşandığını nerden bilsinler cinsiyeti babanın belirlediğini düşüklerin aldığı darbeler den olduğunu okula gönderilmemişler ki gönderilen erkeklerde ya ilim sahibi olmak için köyü terk etmiş yada derslerle pek alakadar olmamış.

Ünzile nın annesi zamanla hastalanıp yataklara düşmüş ne gücü ne dermanı kalmış kadıncağızın durum böyle olunca da evin tüm yükü en büyük kız çocuğu olan ünzile'ye kalmış büyük dediysem henüz 8 yaşındaymış o zamanlar, çamaşır, bulaşık, yemek, erkeklerin okul hazırlığı, kızların yaramazlığı derken çok yorgun düşer fakat yinede abilerinin defter kitaplarını karıştırır kendince elinden geldiği kadar çalışırmış. Ünzile yeni şeyler öğrenmeyi seven sabırlı bir çocukmuş yaşadığı hayatı kabullenmiş gülmeyi severmiş çeşmeye su almaya gittiği vakitler güzelliği konuşulurmuş. her gün aynı işleri yapar gün sonunda kendi kendine bir şeyler öğrenirmiş günler böyle geçerken bir gün babasının eve dönüşü ile bu düzen sekteye uğramış babası annesine "ünzile ye yarın görücü geliyor" demiş annesi ise telaş ve korku içinde "o daha çocuk bey olur mu öyle şey" diyince babası öfkelenmiş "neresi küçükmüş evin işini o evirip çeviriyor, hem kız büyüdükçe boğazı da büyür derler bilmez misin nasıl doyurayım erkek de değil ki abileriyle hamballığa, tarlaya göndereyim" konuşulanlara kapı ardından kulak misafiri olmuş ünzile o gece saatlerce ağlamış ama nafile ertesi gün gelen görücüler ünzileyi beğenmiş 16 yaşında ki oğullarına istemişler babası kızcağızı 8 koyun karşılığında vermiş. Şimdilik söz yapılmış kız 11 yaşına bastığı vakit düğün dernekle oğlan evine gönderilecekmiş ünzile 4 sene daha aynı şeyleri yapmaya devam etmiş tabi işlerin arasına birde hayvancılık eklenmiş koyunlarlada o ilgilenmiş hatta en küçüğü ile çok yakın arkadaş olmuş her derdini gitmiş ona anlatmış.

Ve o kara gün gelmiş, düğün günü...

Ünzileye terziler tarafından üstüne göre dikilen gelinlik giydirilmiş, saçı yüksek topuz yapılmış ki daha uzun, büyük görünsün o zamanlar en çok köy köy dolaşan ve en iyi çalan baba oğul çalgıcılar da getirilmiş

Köylü bu şaşalı düğünü haset içinde izlemiş her şeyin en güzeli, en iyisi yapılmış fakat ünzile nin içi kan ağlıyormuş hiç bir şeyden mutluluk duyamıyormuş çünkü ölümü kutlanıyormuş o gece, nerde görülmüş ölünün ardından oynandığı...

Ve çarşaf sallandırılmış. Bunun üstüne diyecek söz var mı bilemem ama sadece şunu söyleyebilirim düğün gecesi değil cenaze gecesiydi, o gece gelin değil cenaze çıkt o evden,

ünzile günlerce ezildi, hor görüldü, gizli gizli çalıştığı defterler elinden alındı, dayak yedi, kocası tarafından taciz edildi evin gelini değil hizmetkarı gibiydi ana evinde hiç yoktansa annesinden kardeşlerinden sevgi görürdü ama o da elinden alınmıştı.

Ünzile 12 yaşında karnı burnunda çamaşır çitilerken ağzında şu sözleri dönderiyordu ritim ekleyerek yağmuru kim döküyor, ünzile kaç koyun ediyor dayaktan uslanalı hiç bir şey sormuyor, birden karnına sancı saptandı acı içinde kıvranırken kaynanası fark etti hemen ebe çağrıldı ve doğum başladı ünzile 12 sinde ana oldu.

Yıllar böyle geçti gitti ünzile 2 erkek 2 kız doğurdu hiç birini diğerinden ayırmadı kızları okusunlar diye herkese karşı geldi yeri geldi gizli gizli gönderdi okula, emeklerinin karşılığını da aldı öğretmenleri ünzile nin 4 çocuğuylada iftihar ediyordu. Kızlar fırsat buldukça annelerine de okuma yazma, toplama çıkarma öğretiyordu oğullarını hep şefkatle iyi yürekli saygılı birer bey efendi olarak  büyüttü büyük oğlunu şehre göndermesi nin ardından kısa süre içinde kocası öldü.

Kocasının ölümü ardından ünzile nin büyük oğlu kardeşleri ve annesini yanına aldı doktor maaşıyla bir daire tuttu diğer oğlu hukuk, kızlar dan biri mimarlık diğeri güzel sanatlar okudu ünzile yaşadığı binbir zorluğun ardından sonunda tekrar güldü güzel dişlerini göstere göstere gülücükler saçtı çocukları'nın mezuniyet törenlerin de

...

Ünzile nin küçük kızının sesi bülbül gibiymiş arkadaşları ile birlikte bir gün oturmuş ses çalışırken annesi adına yazdığı şarkıyı arkadaşlarına seslendirmiş;




Ünzile insan dölü
On kardeş beşi ölü
Büyüdükçe un ufak
Ve gelirde görücü
İnci gibi dişi
Görücü bilir işi
Söğüdüm ağlar gider
Olur hatun kişi

Varmadan sekizine
Ergin oldu Ünzile
Hem çocuk hem de kadın
12'sinde ana
Bir gül gibi al ve narin
Bir su gibi saydam ve sakin
Susar kadın Ünzile

Yağmuru kim döküyor?
Ünzile kaç koyun ediyor?
Dayaktan uslanalı
Hiçbir şey sormuyor

Yağmuru kim döküyor?
Ünzile kaç koyun ediyor?
Dayaktan uslanalı
Hiçbir şey sormuyor

Korkar durur gitmez
Köyün en son çitine
İnanır o sınırda dünyanın bittiğine
Ünzile insan dölü
Bilinmezlere gebe
Sırların mihnetini
Yükleyip de beline

Varmadan sekizine
Ergin oldu Ünzile
Hem çocuk hem de kadın
12'sinde ana
Bir gül gibi al ve narin
Bir su gibi saydam ve sakin
Susar kadın Ünzile

Yağmuru kim döküyor?
Ünzile kaç koyun ediyor?
Dayaktan uslanalı
Hiçbir şey sormuyor

Yağmuru kim döküyor?
Ünzile kaç koyun ediyor?
Dayaktan uslanalı
Hiçbir şey sormuyor

Yağmuru kim döküyor?
Ünzile kaç koyun ediyor?
Dayaktan uslanalı
Hiçbir şey sormuyor

Yağmuru kim döküyor?
Ünzile kaç koyun ediyor?
Dayaktan uslanalı
Hiçbir şey




Olayı sadece şarkıdan esinlenerek yazdım gerçeklik payı hakkında bir bilgim yok, yaşanan olaylar  tamamen kendi hayal ürünümdür.

Bir sonra ki şarkı için öneride bulunabilirsiniz :)

Düşünce ve fikirleriniz için

İnstagram: sedef.znc_

Şarkılar'da HikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin