-Nihayet gelebildin. Flörtleşmen bitti herhalde?
-Bitti. Ne o kıskandın mı?
Güldü Chan. Ciddi olamazdı değil mi? Felix'de aldığı tepkiyle gülümsedi. Bu adam onun egosunu okşuyordu.
-Kıskandım.
-Hm, ne yapmalıyım bunun için?
-Sence ne isterim?
-Öf, aklında hep oraya çalışıyor.
-Karşımda sen olunca istemsiz oluyor o.
Yüzünü buruşturdu Felix.
-Acıktım!
-Bin arabaya hadi.
Önünde zıplayıp arabaya yürüyen çocukla kendisi de arabasına ilerledi.
Ön paneldeki çikolatayı Felix'e verirken, çizdiği bir resim aklına geldi Chan'ın. Yapmamalıydı. Bunu yapmamalıydı...
-İster misin?
Uzatılan çikolatayı eliyle almak yerine ağzıyla almayı tercih ettiği gibi birde dudaklarını Felix'in parmaklarına sürtmüştü Chan.
Bundan sonra sessizleşen araba yolculuğu kısa sürede bitmiş, kahvaltı edecekleri yere gelmişlerdi. İstediklerini sipariş ettikten sonra Felix'e döndü:
-Kahvaltıdan sonra otele dönmek istiyor musun?
-Hayır!
-Ne yapmak istersin?
-Bilmiyorum. Sen bul.
-Gruba mesaj attılar.
-Ne diyorlar?
-Şehir turuna çıkacaklarmış 2 saat sonra. Herkesin bulunmasını istiyorlar.
Nefes verip arkasına yaslandı Chan.
-Git o zaman. Yakalanırsan azar yiyeceksin.
-O zaman yakalanmayız. Gitmek istemiyorum.
Açtığı ağzını gelen garsonla kapadı Chan. Azar yiyecekti ne zorluyordu işte.
Ara sıra konuşmalarla geçen yemek sonunda bitmişti. Felix kolundan çekiştirip duruyor arabaya gitmelerine izin vermiyordu.
-Yah Felix! Şehir turu güzel işte ne istiyorsun!
-YA BEN ONLARLA GİTMEM! BİNMEYELİM ARABAYA!
-Hayır, gidiyoruz. Zaten kahvaltıdan kaçtığını fark ettilerse kızacaklardır.
Gözlerini devirdi Felix. O zaman kahvaltıya da çıkarmasaydı!
-Beni buradan götüremezsin.
-Hadi Felix caddenin ortasında ne duruyorsun!
Çalan korna seslerine aldırmadan durmaya devam etti Felix.
-Herhangi biri gelip ikimizi de dövmeden önce kabul et.
Korna sesleri artsa da inatçı çocuk kollarını göğsünde birleştirmiş bekliyordu. Bir kavgaya karışmadan Felix'i kucağına alıp caddeden çıktı Chan.
-YAH!
-Caddenin ortasında manyak mısın be!
-Sensin manyak! Tamam gitme deseydin gelecektim!
Araba koltuğuna bırakılmasıyla sinirle nefes verip yan koltuğunda oturan adama öldürücü olduğunu düşündüğü bakışlarını yolladı Felix.
-Cidden inanamıyorum!
-Of, Felix. Ne meraklısın azara!
-Meraklıyım evet.
Dişlerini sıktı Chan.
-Tamam.
-Ne tamam?
-Tamam, gitme.
-Yha ciddi misin!
Yanağına konan hızlı öpücükle şaşırdı Chan. Bakışlarını çevirdiğinde bu sefer ona sarılmıştı Felix.