SORGUNUN BAŞLANGICI

21 4 0
                                    

ERTESİ SABAH, ASENA'NIN OTEL ODASI, SAAT 12.38

Saat 12.38 olmasına rağmen Asena daha yeni uyanıyordu. Uyandığında vücudunun her yanının ağrıdığını fark etti. Önce buna şaşırmıştı çünkü dün gece göreve gitmemişti. Ardından aklına dün gece arkadaşlarıyla clubda olduğu aklına geldi ve bu düşüncelerden sıyrıldı.

Güneş tepedeydi bu Asena'nın öğlene kadar uyuduğu anlamına geliyordu. Bu kadar sorumsuz davrandığı için kendine kızan Asena saate bakmak için telefonunu eline aldı. Saat 12.30'u geçmişti. Ekran kilidini açınca telefonundaki yüzlerce arama ve mesajı görünce ağzından küçük çaplı bir küfür savruldu. Bu arama ve mesajlardan çoğunun Mina'ya ait olduğunu görünce bu sefer ağızında daha büyük bir çapta küfür savruldu (ne kadar büyük olduğu sizin hayal gücünüze bağlı =) Telefonda mesajlar kısmında gezinerek ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Ama insanlar mesajları o kadar kesik kesik ve alakasız yazmış ki Asena ne olduğunu anlamakta zorluk çekiyordu. Diğer mesajlardan bir şey anlamayınca Mina'nın mesajlarına girdi. Ancak buradan da bir şey çıkmayacaktı çünkü Mina da mesajlarda sadece annesinin nerede olduğunu sorguluyordu. Daha fazla dayanamayan Asena Mina'yı aradı. Kalbi küt küt atıyordu. Ona bir şey olma ihtimali bile Asena'yı mahvediyordu, ona bir şey olmasını kaldıramazdı.

Mina telefonu açtığında sesinden saatlerce ağladığı anlaşılıyordu. Asena tedirginliğini telefona ve sesine yansıtmadan konuşmaya başladı:
-Mina, güzel kızım, iyi misin?
+Anne... Babam...
Diyerek ağlamaya başlayan Mina'yı hem sakinleştirmek hem de ondan ne olduğunu öğrenmek için Asen bir kez daha konuştu:
-Güzelim, bir sakin ol sonra konuş. Ne oldu babana?
Asena bu konuşmayı sürdürürken her ne kadar sakin görünse de Mina'dan daha beter haldeydi. Düşünceleri onu rahat bırakmıyordu. İçinden bir ses Aybars onu aldatırken Mina'nın bunu gördüğünü söylüyordu ama içindeki başka bir ses de bunun imkansız olduğunu çünkü eğer öyle bir şey olsaydı bu kadar arama olmazdı hem de Aybars bu ihtimali göz ardı ederek kızı evdeyken eve başka birini alamazdı. Üstelik evin çevresinde korumalar vardı. Asena bunları düşünürken Mina sonunda konuşmayı başardı:
+Anne... Babam... Öldürüldü...
Bu sözler sonrası Asena buz kesti. Ne yapacağını, ne diyeceğini bilmiyordu. Annesinin kesilen sesiyle Mina'nın sesi şiddetlendi. Mina'nın şiddetlenen sesiyle beraber Asena kendine geldi. Derin bir nefes alarak yeni bir konuşmaya kendini hazırladı:
-Tatlın, şimdi sakin ol ben bir kaç saat içinde orada olucam. Sen sakin ol ve beni bekle. Sakın korkma. Neredesin şimdi sen?
+Hilal ablanın evindeyim.
Dedi Mina burnunu çekerek.
-Tamam canım birazdan ordayım.
Diyerek telefonu kapattı Asena.
Bir hışımla kendini otel odasının kapısından dışarı attı. Kapının önündeki korumaları görünce daha fazla sakin kalamayan Asena bağırmaya başladı:
-En iyilerimiz dediğiniz adamları kızım ve kocamı korusunlar diye evimin önüne bırakıyorum. Yediğini gediğini eksik etmeyin diyorum. Ertesi sabah kocamın ölüm haberini alıyorum. Yahu siz şaka mısınız? Allah bilir onlar en iyilerse benim başıma sizin yanınızda neler neler gelir? Durmayın öyle bir şey sordum. Haksız mıyım?
°Haklısınız efendim.
~Haksızsın Asena.
Diyerek araya girdi Hilal:
~Onlara böyle bağıramazsın. Aybars'ın ölümünden onlar sorumlu değil. Onların görevi seni korumaktı ve bakıyorum da sapasağlam karşımda duruyorsun.
Zaten sinirden köpüren Asena daha da alevlendi. Etraflarına insanlar toplanmıştı ve Asena bunu daha yeni fark ediyordu. Tolga Asena'nın bu durumdan rahatsız olduğunu fark ederek etraftaki kalabalığı dağıtmaya başladı:
×Haydi! Boşaltın burayı! Hüseyin hadi, sizde, çabuk!
Tolga'nın sözleriyle beraber korumalar dahil kerkes dağıldı. Nil hemen Asena'nın boynuna atlayarak ona sarıldı. Bu sırada Hilal konuşmaya başladı:
~Korumaların üstüne gitme, Aybars'ın korumalarıyla konuştum. Aybars korumaları oraya buraya çeşitli nedenlerle göndermiş. Hatta birini ejderha meyvesi almaya yollamış. Bulmadan da gelme demiş. Bir başkasını ağrı kesici almaya öbürünü de atm'ye yollamış para çeksin diye. Anlayacağın korumaları evden uzaklaştırmak için elinden geleni yapmış.
-İyi de korumalardan birine ikisine verselerdi yapsalardı. Üstelik onların işi Aybars ve Helin'i korumaktı.
~Onlar da Aybars'a aynısını söylemiş ancak sen çocuklara emir veririken yediğini gediğini eksik etmeyin deyince...
-Tamam sus, anladım. Bu olaylar Mina uyurken oluyor dimi?
~Yani... Öyle de denilebilir.
-Ne demek istiyorsun Hilal? Açık konuş
~Şöyle ki... Aybars'ın ölü bedenini Sıla bulmuş olabilir...
-Neee? Şu beni aldattığı kadın olan Sıla mı?
~Aynen öyle. Kadın Aybarsı öyle delik deşik görünce basmış çığlığı. Pencere açıktı diyor. Haliyle Mina'da uyanmış ama asıl problem burada değil. Mina babasını öyle görünce küt bayılmış. Bayılınca da tabii senin kızın olunca bir sürü test yapmışlar.
-Veeee...
~Eee ne olsa beğenirsin. Mina'nın kanında şu hemen etki eden 1, 1.30 saat kesintisiz uyku uyuyabilmek için kullanılan ilaçlar var yaa onlardan rastlanmış.
-Benim ilaç kutularım delil olarak alındı mı?
~Galiba evet niye sordun ki?
-Şu kırmızı etiketli olanın içinde kaç hap vardı?
~Ne yapcaksın şimdi onu?
-KAÇ HAP VARDI?
~Dur bekle bir bakıyorum. Hilal hızlıca elindeki dosyaları kurcaladı aradığını bulamayınca birini aradı:
~Utku şu delillerin arasında kırmızı etiketli bir hap kutusu var mı? Harika, içinde kaç hap var bir sayar mısın? Tamam teşekkürler.
Hilal telefonunu kapattı ve Asena'ya döndü:
~12 tane varmış. Mutlu oldun mu, erdin mi muradına?
-Hass...
~Ne oldu?
-En son içinde 13 tane vardı.
~Senin ilacından verilmiş olabilir mi diyorsun?
-Emin değilim. Şu Sıla o...su Aybars'ı ne zaman bulmuş?
~Sen çıktıktan bir saat sonra falan neden ki?
-Allah kahretsin. Cidden ilacı Aybars vermiş. Yaa bir adam bu kadar mı şerefsiz olur. Karısının üstüne gül koklamak için kızına uyku ilacı veriyor bir de etiketleri de tam okumamış mal. Onlar en fazla bir saat etki ediyor.
~Nasıl bu kadar kesin hükümlüsün üstelik Aybars'ın kanında da ilaçlara rastlamamıza rağmen.
-Sen dedin yaa sen çıktıktan bir saat sonra falan diye yani ilaç ben evdeyken verilmiş yoksa ilaç o kadar dayanmaz. Mina'nın uykusu normalde çok hafiftir. Hem biz siparişi dışardan da vermedik Aybars hazırladı. Zaten anlamıştım bir şey olduğunu yemeği bu kadar hazırlamak için kendini yırtmasından.
~Ooouuuwwvv... Biz Aybars'ın kanında da ilaca rastlayınca katil vermiştir diye düşünmüştük. İlacın etki süresini hiç hesaba katmadık.
-Olay yeri inceleme devam ediyor mu?
~Evet, soruşturma daha bitmedi.
-Tamam bundan sonra soruşturmayı ben devralıyorum ama önce Mina'nın bir yanına uğrayalım. Onun iyi olduğundan emin olmalıyım.
~Peki...
Tolga Asena'nın omzuna dokunarak onu durdurdu:
×Efendim... Emin misiniz? Sonuçta soruşturmasını devralcağınız kişi sizin ölen eşiniz, her ne kadar şerefsiz olsa da bunu yapmak ne kadar sağlıklı? Bırakın insanlar işini yapsın. Siz de o sırada aklınızı toplar kendinize gelirsiniz.
-Yapamam Tolga... Anlamıyorsun her ne kadar bu suikastı Aybars'a düzenlemiş olsalar da yüksek ihtimalle bunu benim gözümü korkutmak için yaptılar. Bugün Aybars yarın Mina ben bu korkuyla yaşıyamam. O katili bulmam lazım. Yoksa gözüme uyku girmez.
×Ama efendim... Ya bu suikastın sizinle bir alakası yoksa... Ya bu suikast Aybars beyin rakip şirketlerinden birinin oyunuysa...
-Far etmez. Bu ihtimal diğer ihtimali yok etmiyor. O katili bulmak zorundayım.
×Peki efendim, size karşı gelemem
-Teşekkürler... Şimdi Hilal sen bulduğunuz tüm detay ve delilleri bir dosyada toplar mısın?
~Tabii ki
-Nil, Tolga siz de benle gelin Mina'nın yanına gidiyoruz. Nil sen onla kal daha fazla korkmasın.

*Ahhh ellerim koptu... 1084 kelime... Sıradaki bölüm muhtemelen Azra'dan devam edecek. En son duvara yaslandığı yerden. Yazım hatası varsa takılmayın. *

Ebedi SorguHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin