KATİLİN KANLI İMZASI

10 2 2
                                    

HİLAL'İN EVİ, AYBARS'IN ÖLDÜĞÜ GECENİN ERTESİ GÜNÜ İKİNDİ VAKİTLERİ

Asena; Tolga ve birkaç koruma ile Hilal'in evinin önündeydi. Kapıya doğru elini uzatmıştı ancak eli bir türlü kapıya vuramıyordu. Kapı açıldığı zaman karşısında ağlamaktan beter bir kız bulacağının farkındaydı. Kızına nasıl moral vericeğini düşünüyordu içinden, her ne kadar Aybars'tan tiksinmeye başlamış olsa da ölümüne üzülmüştü o adamın. Bunun sebebini kendisi de tam kestiremiyordu. Ya bir zamanlar gerçekten aşık olduğu içindi bu ya da onun ölümünün kızına acı vermesiydi bu acının sebebi. Gerçi hoş her iki ihtimal de onun öldüğü gerçeğini değiştirmiyordu. Aslında bir bakıma onun ölümü içine bir huzur da vermişti her ne kadar kabul etmek istemese de. Ancak kızına ne bu üzüntüyü hissettirecekti ne de bu huzuru. Asena bu düşüncelerin içinde boğulurken Tolga gözleri kapalı yumruğu havada asılı olan Asena'nın kapıyı çalmasını bekliyordu. Daha fazla dayanamayan Tolga Asena'nın omzuna dokunarak konuşmaya hazırlamıştı ki Asena bu dokunuşla yerinden zıpladı ve o düşüncelerden koparak uzaklaştı. Tolga bu ani tepkiye hafiften şaşırsada belli etmeden konuşmaya başladı:
—Bugün kapıyı çalmayı düşünüyor musunuz?
~Sadece ona nasıl tepki vermem gerektiğini düşünüyorum.
—Bence dimdik ayakta durarak ona moral vermelisin...iz.
Asena bu sonradan eklenen -iz'e şaşırdığını belli eden bir bakışla beraber kısa bir süre sessiz kaldı. Ardından umursamaz bir bakışla konuşmasına devam etti:
~Haklısın... Artık kapıyı çalma vakti, onu daha fazla yalnız bırakmamalıyım.

Asena kapıyı çalmak için tekrar yumruğunu havaya kaldırdı, tam kapıyı çalacakken kapı açıldı. Asena'nın korktuğu kısım da tam bu andı. Karşısında ağlamaktan beter bir kız vardı ama Asena'nın beklediği kız bu kadar mahvolmuş değildi. Mina annesini görür görmez boynuna atladı. Ağlaması zar zor duran kız tekrardan göz yaşlarını süzülmek üzere serbest bıraktı. Hıçkırıyordu, sıkı sıkıya sarılmıştı annesine. Sanki kollarını daha hafif bir şekilde sarsaydı annesinin boynuna o da babası gibi kapayacaktı gözlerini hayata. Asena boynuna atlayan kıza sıkıca sarıldı. Mina'yı öpüp koklarken aynı zamanda onu geçicek vaatleri ile teselli etmeye çalışıyordu.

Tolga sanki ne kadar uğraşırsan uğraş ayrılmayacak olan anne kıza bakıyordu. Hava soğuktu ve dakikalardır dışardaydılar. Başta Asena'nın kapıda baklemesi şimdi sonsuza dek sürecekmiş gibi olan sarılmaları. Arkadaki korumalara baktığında birini etrafı kolacan ederken birinin içi geçmiş halde ve birini de telefonla oynarken bulunca korumaları kendine getirmek için imalı bir şekilde boğazını temizledi. Bununla beraber korumaları kendisine getirmişti evet ama kapının önümdeki anne kızı unutmuştu bu öksürükle beraber anne kız Tolga'ya dönmüştü. Tolga onlara böyle bir imada bulunmak istememişti ancak artık o dakikalardır süren sarılma sona ermişti. Tolga olayı toparlamak için ağzını açması ile kapaması bir olmuş Asena sözünü kesmişti:
—Efendim... Korumalara... Şey... Ett..
~Tamam. Ortamın büyüsü bozuldu zaten ne açıklama yapsan boş.
—Peki efendim...
Diyerek susmuştu ancak kendini kötü hissediyordu. Şuan bu kızın böyle olması biraz da onun suçuydu hatta bayağı. Kızın bu kadar harap olması Tolga'yı şaşırtmıştı çünkü Mina babasının annesini aldattığını öğrenmişti ve babasıyla konuşmuyordu. O gece de zaten annesiyle kalmak istemişti. Asena bunu kabul etmekle etmemek arasında kaldığı zaman Tolga mantıklı sebeplerle Mina'nın evde kalmasını sağlamıştı.

Bu büyülü ortamın bozulmasıyla beraber Asena ve Mina içeri girdi Tolga ise ancak dışardaki korumaları tembihledikten sonra içeri gimişti. Mina'nın annesini gördüğü zaman şiddetlenen göz yaşları şiddetini kaybetse de dinmemişti. Etraf çok sessizdi, kimse kimseye ne bir şey söylüyordu ne de göz göze geliyordu. Herkes boynunu bükmüş sessizce oturuyordu. Bu sessizliği bozan Mina oldu:
*Kim yapmış?
Mina burnunu çekerek nefretle sormuştu bu soruyu.
~Biz de daha bilmiyoruz.
*Otopsi sonucu ne zaman çıkar?
~Şüpheli bir ölüm olduğu için belki de bir haftayı bulabilir ama bu sonucu daha erkene aldırmaya çalışacağım. Ve bu süreci hızlandırmak için şimdi olay yerine gitmem gerek.
*Kim yaptıysa babamdan... Nefret ediyor olmalı. Onu...
Mina cümlesini devam ettiremeden ağlamaya başladı hıçkırıkları arasında zor da olsa cümlesini tamamaldığında annesinin kollarındaydı.
*Onu  tüm vücudundan... Defalarca bıçaklamış... Etraf kan gölüydü... Çok korkunçtu. Hatta tam kalbinin üstünden bıçağı saplayıp... Aşağı doğru yarmış...
~Şşşhhh tamam, tamam. Sakin, benim şimdi gitmem lazım bebeğim. Tamam mı?
Mina bu soruya kafasıyla cavap vermişti.
 
Asena bu kadarını tahmin etmemişti. Hatta bu onun kafasını epey karıştırmıştı evden çıkarken Mina'yı evden çıkmaması için tembihledi. Aklındaki soruları bir türlü susturamıyordu. Başta Aybars'ın ölümünün onu korkutmak için yapıldığını düşünmüştü ancak eğer böyle bir şey olsaydı niye katil onu bu kadar çok bıçaklasın üstelik de kalbini yarsın. Boynuna atacağı tek bir kesik bile yeterdi onu öldürmeye. Ancak katil onu parçalamayı seçmişti. Yüksek ihtimalle hata neredeyse kesinlikle emindi artık onu öldüren Asena'nın değil Aybars'ın düşmanıydı. Tolga haklıydı.

Asena sonunda dayanamayıp dışından konuşmaya başladığında arabadaydılar.
~Belki de sen haklıydın Tolga. Bence bu benle alakalı değil Aybars ile alakalıymış. Ancak Aybars'a kim niye bu kadar kin beslesin? Uff gene ne işler çevirdin Aybars? Çıkar yakında kokusu.
—İşiyle alakalı olabilir mi efendim?
~Sanmıyorum. Diyelim ki öyle, neden Aybars'ı küçük bir kesikle öldürmek yerine parçalamayı seçsin ki?
—Belki acemi bir katildir. Ve onu bıçaklayacak doğru yeri bilmiyordur? Ve öldüğünden emin olmak istemiştir.
Tolga bunları söylerken doğruları söylemiyordu. Evet Azra acemi bir katildi ama insan anatomisini iyi biliyordu ve öldürme aşamasına geçmeden önce buna epey bir çalışmışlardı. Tolga'nın Azra'ya bu konuda yardım etmesinin sebebi Aybars'ın Azra'nın bildiği sırrı ile onu bir daha görmesini engellemesini engellemekti. Aslında Azra'nın onu öldürme sebebi de bir nevi buydu.
~O zaman niye kalbini yarsın?
—Öldürmek için.
~Tamam hadi öldürmek için kalbini yardı niye daha sonrasında birden fazla kez deşsin adamı?
—Belki adamı başta deşmiştir.
~Olsun o kadar deşmeye bir daha kalbini yarıyor. Belli ki Aybars'la bir derdi var.
—Ama efendim niye aynı yere takılıp kaldınız? Diğer ihtimalleri de gözden geçirmeliyiz. Ya bunu sizin böyle düşünmeniz için bir düşmanınız yaptıysa?
~Çok saçma düşmanım yapsa kendisinin benim düşmanım olduğunu gözüme gözüme sokardı bak ben yaptım, uzak dur benden diye adamın üstüne imzasını atardı.
—O da doğru ama Aybars Bey'le kimin ne gibi bir derdi olabilir?
~Bilemiyorum, belki de senin dediğin gibi işiyle alakalı bir durumdur. Ya da bizim de bilmediğimiz bir işler karıştırıyor.

Her ne kadar muhabbet çokça yön değiştirip başa dönmüş olsa da Asena'nın içi rahat değildi.
Sanki yanlış bir şeyler yapıyor gibiydi. Tolga ise muhabbetin gittiği yönü beğenmişti. Aslında her ne kadar muhabbet Aybars'ın düşmanından Azra'ya gelebilecek gibi dursada Azra'dan epey uzaklaşmışlardı ve Tolga'nın istediği kişiye daha doğrusu Azra'nın planladığı kişiye doğru yaklaşmıştı. Hem de ileride yaşanmasını planladıkları hadiseler sayesinde Tolga'nın üstünde hiçbir şüphe kalmayacaktı. Tabii ki işler planladıkları gibi giderse.

Tolga arabayı olay yerineolay yerine doğru sürerlken Asena ise telefonunda bir şeyler arıyor gibiydi. Sonra aradığı şeyi bulduğu anlaşılacak şekilde ağzından küçük bir nida döküldü. Bu nida ile beraber teledonunu kulağına götüren Asena biri ile konuşmaya başladı:
~Umut...
  Asena Aybars'ın her işi ile uğraşan asistanı ile konuşuyordu.
~Bugün saat... Hayır yarın saat 07.30'da ofisimde benim ofisimde ol ve gelirken Aybars'ın işleriyle ilgili olan her şeyi getir özellikle son zamanlarda iş yaptığı insanların ismini ve işin ne kadar iyi gittiğini kesinlikle istiyorum. Aybars'ın ölümü ile ilhili seni sorguya alıcaz. Yoo, hayır başın beleda değil... Böyle saçmalamaya devam edersen başın belada olabilir ama.

Asena telefonu kapattıktan sonra Tolga Asena'nın yanlış anlamasından korktuğu için çekinerek:
—Umut Bey'i işleri hakkında bilgi almak için mi aradınız?

Asena, Aybars'ın ölümüyle ilgili olan dosyadan kafasını kaldırarak "Benim yaptığım işleri mi sorguluyor?" diye içinden geçirdi. Tolgaya hafif bir bakış atarak garip bir sesle kısaca onayladı Tolga'yı. Tolga kendinin yanlış anlaşıldığını fark eder etmez kendini savunmaya başladı:
—Hayır, ben o anlamda demedim. Amacım sizin yaptığınız işinize karışmak veya yaptığınız şeylerin mantığını ölçmak için değildi. Ben sadece...
Asena Tolga'nın sözünü gülerek kesti:
~Tamam, anladım sadece merak ettin.
Asena'nın sesi sonlara doğru kısılmıştı. Tolga bir şey olduğunu fark ederek göz ucuyla Asena'ya bakmıştı. Asena çatılmış kaşlarla önündeki dosyaya bakıyordu. Tolga rahat konuşmak için ve hazır kenara çekebilecekken arabayı sağa çekti ve Asena'nın ağzından çıkıcak cümleyi bekliyordu. Asena dosyadan başını ağırca kaldırarak dümdüz karşıya baktarken ağzını varla yok arası açmıştı. O an ağzından bir çırpıda dökülmüştü sözcükler:
~Katil, Aybars'ın bedeninin üzerine keskin bir cisimle bir yazı yazmış...

"Aslında bölümü yazmaya 3 hafta öncesinden başlamıştım ama bitirmeye daha yeni cesaret ettim bunun sebebi başta hikayenin olay örgüsünü genişlettim. Yeni karakterler yazdım. Bu bölümde aslında o karakterlerden bir kaç tane koyucaktım ama bölümü burada bitirmezsem daha çok uzayacak. Hem de Kahramanmaraş depremi sonrası gerek haberler gerek sosyal medya kendimi iyi hissettirmiyordu. Yazma hevesim epey kaçtı. Deprem ile ilgili yazacağım çok şey var ama şimdi bile yazmaya elim gitmiyor 5 dakikadır yazmaya çalışıyorum. Allah yakınını kaybedenlere sabır versin. Ben şuan bile düşünürken, yazarken zorlanıyorken onları düşünemiyorum. Daha bir şey de yazamıyorum nefeslerim daraldı üstüme bir ağırlık çöktü nefes almamı zorlaştırıyor. Yeni bölümü yazmaya başladım ama ne zaman gelir bilmiyorum. Kendinize iyi bakın. "

Ebedi SorguHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin