~14.bölüm~

14 5 0
                                    

Azra söylenmeye devam ediyordu"ya bizim 12/A'nın sınıfında ne işimiz var Allah aşkına"dedi

Asya "görmedin mi? Ayakta duramıyorlardı içmişler"dedi

Azra"içmişlerse içmişler bana mı içmi-

Azra ve asya'nın Kavgasına dayanamayıp"evet sana içmişler"dedim

"Ne"dedi

"En azından Mert senin için içti.......MERT SENDEN HOŞLANIYOR"dedim.....

______________________
Evet şuan cidden Azra kaç dakikadır Saymadım Mert'i dövüyor nedenini sorunca beni sevdiği için cevabını alıyoruz ve biz durdurmuyoruz yada durduramıyoruz

"Azra bırak çocuğu".........

______________________1 HAFTA SONRA

~AZRA YILMAZ~

Mert'in beni sevdiğini öğreneli 1 hafta olmuştu şuan bana bakıyordu ama uzun süredir

"bana öyle bakmayı kes lütfen"

"Bu anı tarihe kazımalıyız kesinlikle"

"Ne?ne saçmalıyorsun Mert"

"Bana ilk defa sakin bir şekilde cümle kurdun"

"Allah'ım ben bu çocuğu nasıl sevdim"diye içimden geçirirken daha doğrusu geçirdiğimi sanarken Asya "Sen Mert'imi seviyorsun"dedi ben bunu cidden dışımdan mı söylemiştim Şakamıydı bu?.......
________________________2 saat sonra
~ASEL CEREN KARACA~

Şuan Dünya'nın en güzel manzarasını izliyorum  sanki şuan bütün şehir ayaklarımın altında rüzgarın hafif esintiside buna eşlik edince huzur buluyorum

Okulda gezerken Mirza'nın çatı katına çıktığını gördüm. Ve eminim ki şuan biri bizi görse intihar ediyoruz sanır ayrıca karantina altındayken burada olmamız ne kadar doğru Ha nerdemiyiz ÇATIDA

Buraya nasıl geldik bilmiyorum en son Mirza'yı takip ediyordum koridorda Mirza'yı kaybettim sonra bir anda karşıma çıktı korkuttu

Uykulu yada sarhoş değildi beni kolumdan tuttu buraya getirdi okul şehrin biraz üstünde olduğu için çok güzel bir manzara vardı  uzaktan deniz gözüküyordu görebiliyorduk

Hafif hafif esen rüzgar saçlarımı uçuştururken  gözlerim doldu herkeste oluyor mu bilmiyorum ama ben yüzüme soğuk gelince burnum kızarıyor sızlıyor gözlerim doluyor,
Mirza'nın

"Üşüdün mü?"

Yanımda oturan Mirza'nın bu sorusuyla Mirza'nın kolarının bedenimi sardığını fark ettim ardından omuzlarımda hissettiğim siyah kot ceket ile burnuma dolan  vanilya ve kakao kokusuyla sarhoş gibi oldum

"Isındın mı biraz?"

"Hı hı evet de sen üşüyceksin"

"Bir şey olmaz bana"

"Neden?"

"Bağışıklığım güçlü"

"Hıhı Sen o burnunu bir çek bak bakalım bağışıklı mısın değil misin?"dedim Güldü güldüm o an fark ettim ki ben çocuğun gülüşünü izliyordum gamzeleri çıkıyordu gülünce

"Sen beni düşünme"

"Of o değilde biri bizi burda görse intihara meğili sanar hem karantina altındayız burda olmamız doğru değil"

"Ne o manzarayımı beğenmedin?

"Hayır manzara aşırı güzel ama biri bizi böyle görürse yanarız"

"Ben küllerimden doğarım sen kendini düşün"

"Ne o Anka'ya mı özendin?"

"Anya?"

"Anya değil Anka küllerinden doğan kuş işte"

"Duymadım"

"Ciddi misin?"

"Evet"

"9.sınıfta da mı işlemediniz?"

"Hatırlamıyorum"

Oturduğum yerden kalkmadan cebimden  telefonumu çıkartım arama motoruna girip "Zümrüdü Anka"yazdım o sırada internetin kapalı olduğunu fark ettim açtım arama motoruna tekrar girdim açıldı karşıma ilk çıkana tıkladım

"Ne yapıyorsun"

"Sana Zümrüdü ankayı öğreticem"

"Gerek yok bilmesemde olur"

"Ama efsanesi çok güzel"dedim

"Tamam"

"Hah.... Açıldı okuyorum hazır mısın?"

"Oku bakalım"

"Efsaneye göre anka kuşları, 500 yıl yaşayan türünün tek örneği bir kuştur

"500 yıl"

"Evet devam ediyim mi?"

"Et"

"Ömrünün sonuna yaklaşırken kendine bir yuva yapar. Yuva, mür, Çin tarçını, adaçayı, sığla ve tarçın gibi aromatik bitkilerle yapılmakta. Efsanevi anka kuşları daha sonra gagasını alevler saçan bir kayaya vurur. Ardından kanatlarını körük gibi çırparak yuvasını ve ardından kendini ateşe verir. Ankanın büyüsü, alevler içinde ölür ölmez yuvasında yeniden doğmasıdır.

"Neden ölüyor ki?"

"Off susta dinle"

"Sen küllerinden doğma filan diyordun"

"Kesmesen orayada gelicem"

"Tamam devam et"

Böylece, söylendiği gibi, zümrüdüanka kuşları küllerinden doğar. Burada kesiyorum"

"Neden?"

"Elerin soğuktan kıpkırmızı oldu"

"Devam et"

"Bari ceketi al birazda sen giy  donacaksın"

"G-Ceren devam eder misin?"

"Tamam"

" Daha sonra külleri toplar ve mürle sarılı bir yumurtaya yuvarlar. Daha sonra diye anlatmaya devam ederken telefonumun üstüne damlayan yağmur damlasıyla durdum "daha sonra anlatırım yağmur yağıyor baksana"

"Tamam"

Çatıdan kalktık okula girdik "sonra ne olucak" saate baktım 04.38'di hatta 39 geçiyordu"çok geç olmuş internetten sende bakabilirsin" dedim

Çoktan 11/A'nın önüne gelmiştik sınıfta bizim kızlar ve bir kaç erkek vardı  vardı uyuyorlardı ses çıkarmadan Asya'nın omzuna yattım tam uyurken aklıma Mirza'nın gamzeleri geldi o sırada telefonuma bir mesaj geldi

Mesajlar

Lavinia:naber gökyüzüm

Ceren:uzun süredir yoktun bu arada
Çokta  iyi değilim okul karantina altına alındı doğru ya büyük ihtimale zaten bizim okuldasın ama 12.sınıfsın
Çok şanslısın 11.sınıf olsaydın karantina altında olucaktın.

Lavinia:hmm peki gökyüzüm sizin okuldayım ama 12.sınıf değil 11.sınıf olmayı tercih ederdim aynı okulda seninle kiliyli kalmak

Ceren:hmm ama sanmıyorum 3 ay boyunca okulda Karantina altında kalmak istiyeceğini

Lavinia:hmm yanılıyorsunuz matmazel ben seninle olduğum sürece her yerde kalmaya razıyım

Ceren:peki ama benim uykum var
İyi geceler.

Lavinia:tamamdır gökyüzüm iyi geceler.

Yazdı ve konuşma bitti bende kendimi uykuya teslim ettim gözlerimi kapattım kapatmadan önce yine aklıma Mirza'nın gülüşü gamzeleri geldi bu çocuk gerçekten güzel gülüyordu.

HACKER/YARI TEXTİNG (𝑫𝑼̈𝒁𝑬𝑵𝑳𝑬𝑵𝑫𝑰̇) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin