Yeni bölümleri paylaşmaya ufak ufak başlıyorum. Arada yazma hevesim kaçıyor ondan dolayı gidebiliyorum. Fakat şu anlık öyle bir düşüncem yok.
İyi okumalar sizi seviyorum💕
————————
*Katil kişisi konumunu paylaştı.*
Yaklaşık beş dakikadır telefonla bakışırken ne yapacağımı düşünüyordum. Konumunu atacağını hiç tahmin etmemiştim ve tam anlamıyla kalakalmıştım.
Tae:
Ne yani konumunu atınca geleceğimi mi sandın?Katil:
Sen benden de manyaksın.
Yüz yüze konuşalım dedin konum attım.Tae:
Sen beni aptal mı sanıyorsun?
Bir katilin attığı konuma gelir miyim sence?
Belki beni öldürüp çöpe atıcaksın cesedimi
Nerden bilicem?????Katil:
Sandığımdan daha da aptal çıktın.
Sence bunun için yanına gelmeme ihtiyacım var mı?Tae:
Pekala.
Konumunda kal geliyorum.***
Yarım saattir söve söve etrafta dolanıyordum. Gerçekten kafayı yememek için de zor duyordum. Bu kafayı yememiş halim miydi? Bir katille yüz yüze buluşmaya gidiyordum. Hangi akıla hizmetle gidiyordum yanına acaba. Bir anlık gaza gelmeyle geldiğim yerlere bak. Konu mu da yanlış atmış galiba aynı yerde dönüp duruyordum. "Senin attığın konumu sikeyim. Neden katil olduğun belli beynin yok çünkü. Konum bile atamıyorsun." Elimdeki telefonla etrafta deli dana gibi dönerken duyduğum sesle irkildim."Küfür senin ağzına yuva yapmış. Ayrıca konumu da doğru attım sadece sen aptal olduğun için etrafımda dönüp durduğunu bile fark edemedin." Sesin geldiği yöne dönerken ağzım şaşkınlıkla ayrıldı. Sandığım gibi kel, bıyıklı biri değil aksine yapılı ve fazlasıyla yakışıklıydı. Üzerinde siyah bir tişört ve altında da siyah dar bir pantolon vardı. Kollarında ve parmaklarındaki dövmeler, dövme sevmeyen biri için bile güzeldi. "Küfür ettiren ruh hastaları utansın." Güldü. Tamam kabul gerçekten gülümsemesi de güzeldi ama gülümsemesinin altında yatan katili çok iyi biliyordum.
Birkaç adım daha bana doğru yaklaşıp dibimde durdu. "Sence utanıcak biri gibi mi duruyorum?" İşaret parmağını yanağıma getirip okşadığında hızla elini ittim. "Sence ben bu numaralarına kanacak biri gibi mi duruyorum?" Gözlerimi gözlerine dikerken ben de ona meydan okuyordum fakat neyime güvendiğimle alakalı hiçbir fikrim yoktu. Üzerime doğru eğilip yanağını yanağıma yasladığında birkaç saniye nefesimi tutup sakinleşmeyi bekledim. Korkuyordum. Hem de hiçbir zaman korkmadığım kadar korkuyordum. "Herkes numaralarıma kanar ufaklık."
Sinirle nefes verip onu kendimden uzaklaştırmak için iterken biraz zorlansam da bozuntuya vermedim. "Ne istiyorsun benden? Bak karşındayım, yüzünü de gördüm. Artık kimden kaçmam gerektiğini biliyorum. Benimle kafede buluşan adam da senden haberdarmış. Öyle biri yok desem de seni kafaya takmış belli. Elbet bir gün öldürdüklerin gibi sen de toprağa karışacaksın, Bay Jungkook."
————————
BÖLÜM SONUUU🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sniper | taekook
FanfictionBilinmeyen Numara: Bu kadar sakar olmayı nasıl başarıyorsun? Tae: Kimsin? Bilinmeyen numara: Bilmem. Tae: Cidden kimsin? Jimin? Sensin dimi lan doğruyu söyle. Birde numara bulmuş salak MSNELDMDŞ hadi gel bize de maç atalım oğlum çok sıkıldım. Bilin...