Geceleyin Hakanın fikri ile gruplaşarak uyuyorduk. Herkes bir buçuk saat nöbet tutarak sabahı edecekti. Şimdiki nöbet sırası bizdeydi. Fikir Hakandan çıkmıştı ama gruplara gene Alper ayarlamıştı. Beni yine kendisi ile aynı gruba sokmuştu. Bizden önceki sıra Atalay ve Defneydi.
Onlar bizi uyandırmadan ben çoktan uyanmıştım. Sadece şuan da onlar beni uyuyor biliyordu. Bir şey konuşuyorlardı ve bunu bölmek istemiyordum.
''Sence.'' Diye konuşmasına devam etti Atalay.
''Sence buradan çıkabilecek miyiz?''
''Pek umudum yok.'' Sanıyorum ki bu sefer derin nefes alan kişi Atalaydı.
''Ee sohbet dağılsın sevgilin var mı?''
''Hayır pek aşka inanmam.''
''İnandıracak birisi olursa.'' Bu çocuk Defneden mi hoşlanıyordu?
Defneyi çok seviyordum hatta kendimden bile fazla olabilir. Bu çocuğa onu vermeyi pek düşünmüyordum. Diğerlerinden daha fazla insana da benzese onlarla görüştüğüne göre aynı olmalıydı.
Ben böyle konuştukça onlardan nefret ediyor gibi gözüküyordum. Evet nefret ediyordum.
''Siz neden bu okula geldiniz. Eski okulunuzu araştırdım buradan kat ve kat iyiymiş.''
''Hakan bir kızı tecavüz etmeye kalkıştığında kızın ailesi şikayetçi olmamak şartıyla okuldan gitmesini istemişti. Bizde onun peşinden geldik.''
Duyduklarımdan sonra daha çok nefret etmeye başlamıştım. Şerefsizin teki olduğunu ilk gördüğümde anlamıştım.
''Anladım. Hadi saat geldi bende çok yoruldum zaten uyandıralım artık.'' Atalayın onayladığını çıkan kıpırdanma sesleriyle anlamıştım. Birisi üstüme doğru geldiğinde bu kişinin Defne olduğunu kokusundan anlamıştım.
''Bade hadi uyan.'' Bir kaç kez tekrarlatarak sonunda gözümü açmıştım. Eğer direkt açsaydım numaramı anlardı. Karşımızdaki duvarın dibinde Alperi uyandırmaya çalışan Atalay duruyordu. En sonunda güzellik uykusundan uyanmıştı prensimiz.
Atalay ve Defnenin üzerinde nasıl bir yorgunluk varsa direkt uyuya kalmışlardı.
Alper yanıma oturup duvara yasladığım kafamı kaldırıp kucağına koymuştu.. NE?
Aniden başımı ona çevirip ne yapıyorsun dercesine bakışlarımı gözünün içine sokmuştum. Kalkmaya çalıştığımda bunu engelleyip fısıldayarak konuştu.
''Sana yürümüyorum sadece saatlerdir yerde yatıyorsun diye iyiliğini düşündüm. Yat böyle bir şey olmaz.''
Yarım saat sonra...
Gözümü açtığımda hâlâ Alperin kucağındaydım. Uyuyamı kalmışım?
Hızlıca doğrulduğumda oda telefonu elinden bırakmıştı.
''Uyudum mu ben?'' Başını sallayarak onayladı ve olduğu yerde gerildi. Sanırım üstünde uyuduğumdan her yeri uyuşmuştu.
''Ne kadar uyudum ben?'' Ayağı kalktığımda oda kalkmıştı.
''Yarım saat falan.'' Başımı sallayıp kantinin kepenklerine gözümü kaydırdım.
''Acıktın mı?''
''Biraz.'' Derin bir nefes alıp gözünü kepenklere dikti.
''Gel benimle.'' O ilerlerken bende peşinden gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
00.00
Chick-LitBir okulun içinde yaşanan sayısız ölüm... Kim hayatta kalmayı başarıcak?