Bölüm 2

685 126 35
                                    

"Hadi tüm gücünle bağır" diyen Mert'in nefesi boynunu ısıtırken, Ela karşısındaki eşsiz manzaranın tadını çıkartıyordu. Sert esen rüzgar göz kenarlarından yaş süzülmesine sebep olsa da aşağıya inmek istemiyordu. Kulenin en tepesinde durmuşlar gecenin karanlığında şehrin ışıklarını izliyorlardı.

Arkalarından Mert'in arkadaşı Ayhan "hadi ama yenge çıkar şu sesini artık" diye bağırdığında, Mert kıkırdayarak "hadi sevgilim herkes seni bekliyor" dedi.

Ela derin bir nefes alarak belindeki elleri sıkarken "utanıyorum" diye fısıldadı. Mert ile tanıştıkları günden beri buraya düzenli olarak geliyorlardı. Her seferinde o ve arkadaşları geleneklerini yerine getirerek çığlık atmaya devam ediyorlardı ama Ela bir türlü yapamamıştı. Ayhan'ın yeni kız arkadaşı Merve bile geldiği ilk gün çığlık atmıştı ama Ela hala utanıyordu.

Mert "yapma ama iki senedir kaç defa bizim deli gibi bağırdığımıza şahit oldun. Bizden mi utanıyorsun" diyerek, boynunu öpüp "hem yarın gidiyorsun, aylarca sensiz kalacağım. Hadi onun sinirini atalım" dedi.

Ela yarın ondan ayrılacağını hatırlayınca sinirleri gerilirken derin bir nefes alarak "tamam" diye mırıldandı.

Mert onu göğsüne doğru çekerken "evet hadi bakalım, duyalım sesini sevgilim" dediğinde Ela birkaç defa nefes aldıktan sonra gözlerini kapatıp çığlık attı. İlk başta cılız çıkan çığlığı arkadan Ayhan, Merve ve Bülent'in "ses, ses, ses" diye bağırmasıyla derin bir nefes çekip içine son gücüne kadar bağırdı. Sesine güçlü bir ses daha karışırken Mert'in de onunla birlikte çığlık attığını anlamıştı.

İkisinin de gücü tükendiğinde bu sefer gülmeye başladılar. Mert onu kendine çevirip kollarını boynuna dolayarak sarılırken "işte bu bebeğim" diyerek kahkaha atıyordu. Ela da onun gülüşüne katılırken Mert'in kolları arasında kafası kaldırıp ona baktı.

Kafasını eğen Mert onun bakışlarına karşılık verirken elini yanağına götürüp başparmağıyla tenini okşarken "gitmeni istemiyorum" diye fısıldadı.

Ela yutkunarak gözlerini kapatırken gözünün kenarından bir damla süzüldü ancak bunu sebebi rüzgar değildi. Mert de gözünü kapatıp alnını onun alnına yaslarken "Ela" diye fısıldadığında Ela "hı" derken "ben sana çok pis kapıldım Elam" dedi.

İlk tanıştıkları günü tekrar eden Mert, Ela'nın daha çok gözyaşı dökmesine sebep olurken "böyle yaparsan gidemeyeceğim" diye fısıldadı Ela.

Mert "keşke hiç gitmesen" derken dudaklarını onun dudaklarına sürterek derin nefesler alıyordu.

Ela sessiz kaldığında bir süre sessizliği paylaştılar ta ki diğerlerinin "hadi artık gidelim gençler" diye onlara seslenmesine kadar.

Hep beraber aşağıya indiklerinde bisikletlerini alıp yola çıkarlarken Mert, diğerlerine "ben Ela'yı bırakıp geliyorum" dedi. Onlar evlerine doğru giderken Mert ile Ela yurdun yolunu tutmuşlardı. İkisi de konuşmadan pedal atarken yollar ıssızdı.

Yurdun önüne geldiklerinde Ela bisikletinden indiğinde Mert de inerek onun bisikletini alıp yurdun önündeki demire zincirledi. Ela'ya dönerek yurdun girişine bakıp "bu saatte girmen sorun olmayacak değil mi?" dedi.

Ela da arkasına dönüp girişe baktıktan sonra ona dönerek "hayır, çoğu öğrenci gittiği için artık eskisi gibi önemsemiyorlar, en sona benimle birkaç kız kaldı" dedi.

Mert "anlıyorum" diyerek kafasını sallarken ellerini cebine atarak Ela'ya baktı. Ela da onun gözlerine bakarken birbirlerine gülümsüyorlardı. Mert onun yanından ayrılmak istemezken, Ela de içeri girmeye hevesli değildi.

Sana KapıldımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin