Süs balıklarına hep çok üzülürdüm. O küçücük küremsi ve içi su dolu saçma şeyin içinde yüzüyorlar hiç durmadan. Tek yaptıkları şey bu. Günlerce, aylarca, belki de yıllarca diyeceğim ama hiç sanmıyorum. Düşünsenize, yaptığınız tek şey küçücük, içi su dolu bir fanusta dönüp durmak. Yaşadığınız süre boyunca hem de. Saatlerce. Saniyeler dakikaları, dakikalar saatleri kovalarken siz sadece dönüyorsunuz aynı yerin içinde. Arada bir birileri gelip sizi izliyor ve yem veriyor. Bunun dışında hayatınızda hiçbir aksiyon yok. Hoş, buna da aksiyon denmez gerçi.
Bu düşünce bana çok korkunç gelirdi çocukken. Aynı zamanda da çok canice. Bazı geceler bunu düşünüp ağlardım o balıklar için. Kendimi bir süs balığı yerine koyardım sanırım. Onlardan biri gibi hissederdim belki de. Bu fanus sorununa bir çözüm bile arardım hatta. Bilmem, belki daha büyük ve içinde çeşitli süsler olan bir akvaryum olabilirdi yüzdükleri. Ya da hiç olmazsa yanına bir balık daha alınabilirdi. Arkadaş olurlardı belki. Ya da birbirine aşık iki küçük balık? O küçücük ve içi su dolu lanet fanusta birbirlerine arkadaşlık ederlerdi, akıllarını kaçırmamaya çalışırlardı belki de.
Biliyorum, hiç mantıklı değil bu düşündüklerim. Onlar sadece balık sonuçta, öyle değil mi?
Aklıma nasıl bunların geldiğini ve bu kadar "saçma" düşüncelere nasıl kapıldığımı dahi sorabilirsiniz bana. Bilmiyorum. Her zaman etrafımdakileri kendimden fazla düşünen biri olmuştum. Belki de bu yüzden, tam da bu yüzden şu anda o çok acıdığım küçük süs balıklarıdan biri gibi hissediyorum kendimi.
Bunun nedenlerinden biri de, artık eski arakadaşlarımla birlikte olmamam olabilir. Sonuçta onlar da arkadaşlarından ayrılıyorlar; bizlere 'arkadaşlık' edebilmek için. Bu zamana kadar ne balık alanları ne de satanları anlayabildim zaten. Satanlar ekmeğinin peşinde falan filan dersiniz şimdi. Ekmeğini minnacık bir süs balığını satarak kazanması başından beri ironik değil midir? Kedilerin alınıp satılması yasaklanalı çok oldu. Peki neden kimse balıkları umursamıyor? Onlar bizim için aptal canlılar olabilirler fakat kendi iç dünyalarının nelerle dolu olduğunu hiçbirimiz bilemeyiz. Madem balık satacaksın, balıkçı esnafı ol. En azından oradaki balıklar herhangi bir süs balığının çektiği yalnızlığı çekmek zorunda kalmadan veda ediyorlar bu dünyaya. Merak ediyorum da; bir süs balığı yaşamı boyunca yalnızlığa terk edilmeyi mi, ölmeyi mi tercih ederdi? Bana sorarsanız kesinlikle ölmeyi.
Biz balıklarla aynı düyaların canlıları değiliz. Onlar su altında yaşarlar, biz ise karada yaşarız. Onlar karada nefes alamazlar, biz ise suda nefes alamayız. Ne kadar değişik düşününce. Yüce varlık ,eğer orda ise tabii, bizleri bu şekilde yaratmış. İki farklı dünyanın canlılarıyız denebilir fikrimce. O zaman neden biz, insanlar, kendimize veya çocuklarımıza onlara arkadaş olsunlar diye balık alıyoruz? Eğlenen tek tarafın biz olduğumuzun farkında değil miyiz hiçbirimiz? Bir balık alırken iki kez düşünen birilerinin olduğunu dahi düşünmüyorum. Yalnızca satın alırken, beslerken ve öldüğünde tuvalete dökerken aklımızda onlar.
Balık alanlar da bu denli bir kafadalar işte. Eğleniriz düşüncesindeler. O küçük balığın akvaryumda çaresizce yüzmesinden eğlenecek kadar caniler. Neyinden eğleniyorlar? Renginden? Yüzüşünden? Başlı başına bir saçmalık bütün bunlar.
Balık satanları anlamıyorum dedim ya hani size. Sizlerin de beni daha iyi anlaması için detay vereceğim. Balığı kocaman bir kafese arkadaşlarıyla bir süreliğine koyuyorlar. Daha sonra da çekmeceden çıkardıkları o fileyle alıp, poşete de birazcık su ile birlikte koyup insanlara veriyorlar. Tek tek. Nasıl anlamamı bekliyorsunuz ki bunu? Bilmem, belki de en az 2 tane satsalar böyle olmaz. Balıklara da eğlence çıkar, ne dersiniz? Büyük bir akvaryumu da unutmamak lazım tabii.
Arkadaşlarından, sırf birileri eğlensin diye ayrılmış ve tek başına fanusa konmuş küçük bir süs balığı. Ben de aynen buyum işte. Ve ne hissettiğimi sorarsanız, kesinlikle ölmeyi yeğlerdim.
Yeri doldurulabilir canlılardır balıklar. Biri giderse, yenisi bulunur yerine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Balık ve Akvaryum | Hyunin
FanfictionKüçücük bir akvaryumdaki süs balığı. Orada aylar geçirecek belki de. Peki nasıl aklını yitirmiyor?