İlk defa yazıyorum, hatalarımı lütfen hoş görün.
İlk kitabıma ilk yorumu yapan sensin AvukatHanım169 teşekkür ederim 😘❤️Yazardan;
Zümra sabah ışıkları daha yeni mağaraya girerken boynunun ağrısıyla uyanıp eliyle boynunu ovdu. Ne kadar sadece bir iki kumaş parçasının üzerinde yatsa da vücudu artık alıştığı için ağrı çok olmuyordu. Şimdi ise boynu çok ağrıyordu.
Gözlerini kısıkça açıp mağaranın girişine baktığında havanın aydınlandığını gördü. Boynunu yana eğip kıtlatırken yaralı adama bakınca uyuduğunu fark etti.
Oturduğu yerden hafif dağılan saçlarını eliyle düzeltti. Yağlanan saçlarnı hissedince yüzü buruşmuştu.
Suları zaten çok az kalmıştı. En iyisi adam uyurken hızla nehirden su alıp saçına biraz da su vurmalıydı.
Hemen ayağa kalkıp adamın ateşini kontrol ettikten sonra kovayı ve pusatını alıp nehire gitmeye başladı.
***
Zümra nehire giderken, oba da herkes telaş ve korku içindeydi.
Çağatay bey alplarıyla ava çıkmıştı, lakin bir daha geri dönmemişti. Çağatay beyin alpları beylerini ormanda ararken Balkın hatun ve Bartu bey içlerindeki endişeyle oğullarından bir haber bekliyorlardı.
Çağatay beyin kaybolduğunu duyan ahali ise sevdikleri beylerinin başına kötü bir şey gelmemesi için dua ediyorlardı.
Obada sadece iki kişi bu olanlara üzülmeyip sevinmişlerdi.
Bunlar; Erten alp ve hatunu Tülay hatundu.
Erten alp, Bartu beyin yeğeniydi. Gardaşı ve hatunu şehit olunca onların evladını kendi evladı bilmişti. Aynı şey Balkın hatun için de geçerliydi.
Onlar bilmiyorlardı lakin Erten alpın ve Tülay hatunun gözü bey postundaydı. Erten alp, Tülay hatun ile nikahlanmadan evvel de Çağatay beyi rakip olarak görür, sevmezdi. Tülay hatunla nikahlanınca bu nefreti daha da artmıştı. Kuzeninin canını gözünü dahi kırpmadan alırdı. Pişmanlıkta duymazdı.
Çağatay beyin başına gelen bu tuzakta onun da parmağı var idi. Bizans'a o haber vermişti.
Hatunu Tülay hatun ise şuanlık Balkın hatuna iyi görünmeye çalışırdı. Vakti geldiğinde onu ezmeyi planlıyordu.
Obadaki hiç kimse onların bu planlarından haberdar değilken Çağatay bey çocukluktan beri Erten'in gözünün postta olduğunu bilirdi. Bu yüzden gözü fark ettirmeden üzerindeydi.
Erten alp ve Tülay hatun keyifle çadırlarında otururlarken konuşuyorlardı.
"Beyim sence Bizans askerleri halledebilmişler midir? Herhangi bir aksilik çıkmasın."
"Merak etme hatun. Hiçbir sıkıntı çıkmayacak. Askerlerin elinde bir toz var. Bu tozu Çağatay beyin yüzüne atıp koklamasını ve biraz da olsa ağzına girmesini sağladıklarında yavaş yavaş kendisinden geçecek. Bir süre sonra da yere düştüğünde kolay bir şekilde kellesini alacaklar." Dediğinde ikisi de keyifle kahkaha attılar.
Kaderin oynayacağı oyundan habersiz son keyifli dakikalarını yaşıyorlardı.
***
Çağatay beyin alpları beylerinin adını bağırarak bir iz ararlarken Günkut alpın nehirin kenarında bir hatunu görmesiyle yanındaki Sancar alpı durdurdu.
"Ne oldu gardaşım?"
Başıyla hatunu gösterip konuştu.
"Şu hatuna kim olduğumuzu belli etmeden beyimizi soralım mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Perestiş
Fiksi SejarahKendi zamanından geçmişe giden başarılı ve asi bir doktor... Allah'tan başka hiç bir şeyden korkmayan bir bey oğlu...