yirmi

223 22 36
                                    

Her bir başlayan gün, bir şeylerin bitiminin yaklaşımı demekti belki de.

Kaçınılmaz sonlar istediği kadar her şey en başından görünüyor olsa dahi, kaderin örülü örümcek ağlarına bir tanrı müdahalesi yapabilmek bir insanın fıtratında olamayacak özelliklerdendi.

Önceden olacakları anlayan insan, bir şey yapamayacağını anladığı an çaresiz bir kedi gibi köşesine çekilip olanı görmeyi beklerdi adeta.

Tanrı'nın kendinin kurduğu düzenini tek tek bozuşuna gözleri bizzat tanıklık ederdi.

Sabahın ilk ışıkları ikilinin uzanmış olduğu otel odasına sızarken, Hyunjin yavaştan aralamıştı gözlerini. Sanki uyanışını hissediyormuşçasına çalan telefonu hızlıca o tarafa dönmesine sebep olmuştu.

Hızlı hareketlerle kolunun üzerine uzanmış olan kızıl saçlı o mükemmel adamdan narin bir şekilde kurtulmaya çalışırken, ani hamlelerle telefonunun sesini kısabilmeyi başarmıştı güç bela.

Bir yandan elindeki telefonunu sıkıca tutuyor bir yandan da yarı uzanık olduğu yataktan bir çırpıda kalkıp, otelin havuzlu olan bölümüne doğru adımlamaya başlamıştı uzun boylu adam.

Birkaç gündür bilinmeyen bir numara tarafından durmaksızın rahatsız ediliyordu ve asla önünü kesemiyordu bu olayın.

Olaydan Minho Hyungu'nun da haberi olmasına rağmen ve onca kez araştırmalarına rağmen arayan kişinin bir türlü kim olduğunu çözememişlerdi.

Çünkü arayan numara günlük olarak değişiyor, belirli bir hatta ait olarak kalmıyordu. Bir işletme adına açılan bu telefon numaraları, daha yirmi dört saat dolmadan bu kişiye mesaj gönderemezsiniz yazısıyla yüz yüze kalınmasına sebep oluyordu.

Bu durum içerisinde bulunmaktan gerçekten sıkılan uzun boylu genç adam büyük bir hışımla telefonu açmıştı en sonunda.

Robotik olan bir ses onu yanıtlarken konuşma dakikası dakikasına farklı bir hal almaya başlıyordu.

''Her defasında beni olduğum yerde buluyorsun..''

Hyunjin duyduklarıyla afallarken karşısındaki kişinin tam olarak bir kafadan olduğunu düşünmeye başlamıştı bile.

''Seni mi arıyorum?''

Hyunjin küçük bir kahkaha bırakmıştı loş mekana. Onun sesini duyan karşısındaki kişi sanki gümlerdir, aylardır bunu bekliyormuşçasına hızlanan nefesini belli etmemeye çalışmıştı telefondan.

Tatmin olmuş bir şekilde mırıltılar çıkarırken yanıt vermekte geç kalmamıştı Hyunjin'e.

''Tamamlanmaya ihtiyacın varmış gibi görünüyor.. Uzaktan öylesine narin ve öylesine eksik duruyorsun ki. Sana sadece gerekeni vermek istiyorum.''

Hyunjin sorularına cevap alamamasıyla birlikte bir kayıttan açılmışçasına olan bu sesten oldukça rahatsız olmaya başlamıştı.

''Sorularımı cevaplama niyetinde olduğunu düşünmüyorum. Bu yüzden bu konuşmayı da burada sonlandıracağım. Bir daha benimle muhatap olmaya çalışmayın.''

''Üstelik kesinlikle yarım ya da eksik değilim, beni her şeyiyle tamamlayan birisine çoktan sahibim zaten.''

Telefonu tam kapatmak için kırmızı tuşa defalarca basarken bunun onun için yeterli olmaadığını anlamıştı Hyunjin.

Telefonunu hacklemiş olmalıydı ve dalga geçercesine kulaklarına onun robotik kahkahası doluyordu.

''Ne kadar zavallıca.''

Fire on fire °hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin