-" Seni de mi babam gönderdi ?"
Gerçi bu soruyu sormam saçmaydı çünkü ; gerçekten onu babam göndermişti.
-" ..."
-" Susma Yağan ! Bir cevap bekliyorum ."
Cevap alamayınca tekrar ben konuştum
-" Çek sağa . Çek dedim ."
O da çekmeyince ne yapacağımı bildiğinden dolayı zoraki çekti.
Ben de indim . Hem Pars hem Yağan . Aynı günde iki araba vakası.
Iki arabadan iniş , iki mutsuzluk ve sıfır mutluluk şuanki durumumu açıklamaya yeterliydi sanırım .
Arabadan indiğimde kendimi annesi ve babası olan fakat yetimler yurdunda kalan biri gibi hissediyordum. Çünkü ortada kalmıştım . Ortada ...
İleriden gelen taksiye bindim . Gerçi Izmir'den Kıbrıs'a gitmek kadar saçma bir şey yoktu . Arada dağlar kadar deniz varken ?
-" Abi ; Kıbrıs'a gitmek istiyorum en yakın yerde indirir misin ? Yani denize gelmeden ."
-" Ne dedin yeğen ? İntihar mı etmek istiyorsun ?"
'Kıbrıs'a gitmek' söz grubunu ' intihar etmek ' diye anlayan yurdum insanı ...
Ne alakası varsa ikisinin....
" Yine çattık " demek istemiyordum ve kendimi taksiden atmamak için gerçekten zor tutuyordum . Bir bakıma atlamak istemiyordum çünkü ; OLUMSUZ OLARAK , BUGÜN ARABADAN ÜÇÜNCÜ KAÇIŞIM OLACAKTI . Bu yüzden uğurlu sayım ÜÇ'ü ; 'tiksindiğim sayı' lakabına düşürmek istemediğim de bir gerçekti.
-" Dayı , sen Kıbrıs'a yakın bir yerlere kadar götür beni ."
-" Deniz kenarından 1 km uzağa götürsem uygun mudur ?"
Nereye götürürsen götür de GÖTÜR yani artık .
-" Uygun dayı uygun ."
Bir-iki saniye bana baktıktan sonra sürmeye başladı .
Ilk defa NEFRET ettiğim Coğrafya dersinin bana bir faydası olacağını bilmiyordum .KIBRIS'A EN YAKIN ŞEHIR...
-" Dayı ; en iyisi sen beni Mersin'e götür . "
Dayı , arabanın aynasından " O kadar paran var mı ?" Der gibi baktı .
Mersin'e geldikten sonra annemi arayacaktın ve o da gemi , tekne veya uçak vs.yle beni Kıbrıs'a götürecekti . Başka çarem kalmamıştı .
Ya annem ya da ... Hayır ; bunu düşünmek bile içimi daraltıyordu ... EGE VURAL.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eylül Bestesi #Wattys2015
Novela JuvenilTüm hakları Pars'ın baklavalarında saklıdır..