B planı

37 3 14
                                    

Lütfen sondaki açıklama kısmını okumadan geçmeyin

İyi okumalar

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Gözlerimi açmamla hissettiğim soğuk zemin içimi titrettiğinde nerede olduğumu anlamaya çalışıyordum. Bulunduğum yer loş ışıklı bir zindandı. Etrafı inceleyip neler olduğunu hatırlamaya çalışırken aklıma gelenler yüzünden gözümden bir yaş düşmüştü.

"Bunların başıma geldiğine inanamıyorum." Demiştim kendi kendime.

Bir süre sonra kapının aniden açılmasıyla irkilmiştim. İçeriye kızıl saçlı, bakımlı, oldukça yakışıklı olduğu için soylu olduğunu düşündüğüm biri girmişti. Siması tanıdık geldiğinde kısık sesle küfür etmiştim.

Bu... Bu o'ydu. Ormanda gördüğüm çocuktu!

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Kara haber tez duyulur denilir. Jungkook ve taehyung, Tella'lar aracılğıyla duydukları haber karşısında sarsılmışlardı. Bu gerçek miydi? Hyunglarından kalan tek mirasa da sahip çıkamamışlar mıydı? Ne yapacaklarını bilmez halde şoku atlatmaya çalışıyorlardı fakat bu kolay kolay atlatılabilecek bir şok değildi...

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

"Hoseok! B planına geçiyoruz çabucak hazırlanıp eğlenceye gitmeliyiz"

Gerginlikle iç çekip hazırlanmaya başlamıştım. Krallar bizden önce ona ulaşmış olmalıydı bu yüzden diğer planı uygulamak zorundaydık ve eğer yakalanırsak idam cezası almanız çok yüksekti.

Vardığımızda eğlencenin yapıldığı salona yönlendirilmiştik. İçerisi geçen seferinden daha şık görünüyordu.
Kral

Kralların planları acımasızcaydı. Vampir ve büyücü halkının büyük bir çoğunluğu sırf iki babası da farklı soylardan geldiği için ona lanetli gözüyle bakıyordu. Üstelik anlatılan eski bir efsanenin gerçek olduğu bile kesin değildi adı üstünde bir efsaneydi.
Ben düşüncelerimde kaybolurken babam masanın altından beni dürtmüş ve çaktırmadan hadi demişti. Hissettiğim gerginlik midemi bulandırırken sakinleşmeye çakılmış ve izin isteyip salondan ayrılmıştım.

Merdivenlerden inerken gerginlikten midemin bulandığını hissetmiştim. Bu işin sonu ya iyi bitecekti ya da kötü bitecekti. Umarım iyi biter diye kendi kendime mırıldandanırken zindanın kapısına yaklaşmıştım fakat bir sıkıntı vardı ki onlar da kapının önünde duran muhafızdı. 

Bir plan düşünürken omuzuma dokunan elle birlikte irkilmiş ve bağırmamak için dudaklarımı birbirine bastırmıştım. Dönüp kim olduğuna baktığımda ise o kişinin Jimin olduğunu görünce rahat bir nefes vermiştim.

''Aklım çıktı Jimin öyle gelinir mi bir anda?''

''Ne bileyim Hoseok transa geçmiş gibi duruyordun öylece bu kadar korkacağını tahmin etmemiştim.''

Jimin'in planımızdan haberi yoktu çünkü o da ailesi gibi lanete inanıyordu. Aslında bazı anlarda söylemek istesem de bu planı riske atmak demekti ve bu babamın asla istemeyeceği bir şeydi.

''Ah, şey lavaboyu arıyordum da her seferinde yerini karıştırıyorum.'' demiş ve somurtup inanması için içimden dua etmiştim. Ve o kahkaha atıp:

''İlahi Hobi burdan sola döndüğünde karşına çıkacak. Bende etrafta muhafız arıyorum babam hepsini kutlama için toplamış. Her ne kadar bu duruma sevinsem de büyük kutlamalar pek benlik değil biliyorsun.''

Bende gülümseyip: ''Evet biliyorum, az önce bir tane görmüştüm sanırım şu taraftaydı.'' derken zindanın olduğu tarafı işaret etmiştim.

''Çok teşekkür ederim Hoseokie~ '' diye aegyo yaptıktan sonra muhafızın yanına yürümeye başlamıştı. Onlar gelmeden lavaboların olduğu tarafa adımlamış ve gitmelerini beklemiştim. En sonunda muhafız engeli de ortadan kalktıktan sonra hızlı adımlarla zindan kapısına yönelmiştim.

Nihayet içeriye girmemle birlikte tanıdık bedeni görmem bir oldu. Sarı saçları dağılmış ve küçük vücudu bitkin halde görünüyordu. Onun ormanda gördüğüm çocuk olduğunu fark edince bir anlık duraksamıştım fakat hızlı olmak zorundaydım. Ona yaklaşmış ve:

''Hey, iyi misin? Seni burdan çıkarmaya geldim.''

Fakat ondan ses gelmiyordu, sadece yardım için yüzüme bakıyordu. Zindan, onun kaçmaması için güçlü bir büyüyle korunuyordu. Bu yüzden onu kapıdan çıkarmak zorundaydım. Demir parmaklıkları zorlanmadan bükmüş ve onu kucağıma alıp diğer tarafa geçirdikten sonra yine zorlanmadan demir parmaklıkları düzeltmiştim. Böylelikle nasıl kaçtığını anlamaları zorlaşacaktı. Onu kısa süreliğine kucağımdan indirmiş kapıyı aralayıp etrafı kontrol ettikten sonra onu yeniden kucağıma alıp kapıyı kapattıktan sonra hızlıca bizi kimsenin göremeyeceği yere yani çatıya götürmüştüm.

Güvende olduğumuza emin olduktan sonra ona dönmüş ve güven vermek için ''Korkma sana zarar vermeyeceğim.'' demiştim. 

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Kral Heechul kadehine küçük tatlı kaşığıyla vurup dikkatleri kendine çektikten sonra konuşmasını yapıp Yeosang'ı herkesin önünde övdükten sonra ödüllendirirken bir köşede onu izleyen babası Daniel, kralın artık oğlunu rahat bırakacağına dair verdiği sözü tutacağı konusunda endişeliydi. Krala olan can borcunu oğlu üzerinden ödemek zorunda kalması canını yakıyordu. Oğlu büyü etkisinde olduğu için çoğu zaman başka biri gibi davranıyor ve olmayan şeyleri söylüyordu. Melez çocuk bulunduğuna göre oğlu artık özgür olmalıydı değil mi?

Bir yandan Jackson oğlunun planın zor aşamasını tamamlandığını umarak kralın yanına gidip onu bir kez daha selamlayıp tebrik ettikten sonra artık gitmeleri gerektiğini mazeret ederek kimseye görünmeden çatı katına gitmişti.

Kapının açılmasıyla iki genç de irkilse de Hoseok babasını görünce rahatlamıştı. Jackson Yoongi'ye yaklaşmış ve onun olduğuna emin olduktan sonra küçük bedene sıkıca sarılmıştı. Yoongi, tanımadığı bu adamın ona neden sarıldığını ve ormanda gördüğü bu çocukla beraber olup neden onu kurtardıklarına anlam veremiyordu. Kısa bir sessizlikten sonra Jackson, Yoongi'ye:

''Bizi sarayın arka bahçesine ışınlaman gerekiyor Yoongi. Anca buradan öyle çıkabiliriz. Bunu yapabilirsin değil mi?''

''S-siz adımı nereden biliyorsunuz?''

''Bunu sana sonra anlatacağım söz. Sadece bize güvenmen gerekiyor.''

Yoongi her ne kadar korksa da kralların elinden kaçmak gibi bir şansı da geri tepemezdi. O yüzden karşısında duran bu adamlara güvenmekten başka çaresi olmadığına karar verdiğinde onlara yaklaşıp ellerinden tutmuş ve hep birlikte sarayın arka bahçesine ışınlanmışlardı. Bu yer çoğu zaman boş olurdu bu yüzden kimse onları görmeden arabaya binip saraydan uzaklaşmışlardı...

-Bölüm sonu-

1 yıl aradan sonra merhabalar,

yeni bölüm atma konsunda çok yavaşım ve malum okullar açıldı bu yüzden yeni bölüm gelme süresi ne olur bilmiyorum çünkü belirli bir düzenim yok. Sizden anlayışla karşılamanızı rica ediyorum.
Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere,

hoşça kalın.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 23, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Beast/SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin