Durmadan çok uzaklara doğru koşuyordum. Yaşlı gözlerim koşmamı zorlaştırsa da durmaya niyetim yoktu.Evden kaçmak her ne kadar saçma gelse de bunu yapmak zorundaydım.Hyunglarım benim için çok değerli ve onları daha fazla tehlikeye atmak istemiyordum.Hava iyice kararmış hatta dolunay gökyüzündeki yerini almıştı bile.Dolunayı görmemle Jungkook hyungun bana anlattığı kurt adamlı öyküler aklıma gelmişti.Bu gidişle sonum o öykülerdeki kurbanlar gibi olacaktı.
Yorulmaya başladığım için biraz yavaşlamıştım. O sırada arkamda duyduğum sesle birlikte arkamı dönmüş fakat kimseyi görememiştim. Tedirgin bir şekilde yürümeye devam ediyorken, arkamda birinin olduğu hissi zihnimi meşgul etmeye başlamıştı.
"Yeosang?"
Duyduğum sesle irkilmiştim.Aldırış etmeden adımlarımı hızlandırdım ama az önceki sesin sahibi beni takip ediyordu.
"Dolunay varken dışarı çıkmaman konusunda anlaşmamış mıydık? Bir sorun mu var sevgilim?"
Dediklerine anlam verememiş ve durup ona bakmıştım. Karşımdaki uzun boylu, siyah saçlı ve kırmızı gözleri olan bir vampirdi.Bana şok olmuş bir şekilde bakıyordu.
"Afedersin. Arkadan bakınca seni sevgilim sandım.Korkuttuysam özür dilerim." Demiş ve bana içten bir gülümseme sunmuştu."
"Biraz tedirgin oldum ama sorun değil."Demiş ve bende gülümsemesine karşılık vermiştim.
"Seni hiç buralarda görmedim.Yolunu mu kaybettin? "
"Sayılır."
"Arkadaşlarımın yanına gidiyorum, sende gelmek ister misin?"
Daha adını bile bilmediğim biriyle bir yerlere gitme fikri pek mantıklı gelmese de,dolunayın olduğu gecede yalnız başıma kalmak istemediğimden teklifini kabul etmiş ve yürümeye başlamıştık.İyi birine benziyordu. Daha adımı bilmemesine rağmen birlikte arkadaşlarının yanına gidiyorduk.
"Beni tanımadığın halde neden birlikte arkadaşlarının yanına gitmeyi teklif ettin?"
"Dolunay gecesinde ormanda tek başına yürümene izin veremezdim... Bu arada adın nedir?
"Adım Kim Yoongi. Senin?"
"Park Seonghwa."
"İsmin güzelmiş."
"Seninki de.Bu arada bu göz rengini ilk defa sende görüyorum,bir nedeni var mı?"
Tae hyung görenlerin bu soruyu soracaklarını bildiği için bana ne söylemem gerektiğini anlatmıştı.
"Büyü yapmayı öğrenirken yaptığım hata sonucu oldu."
Kafasını anladım derecesine sallamıştı.O sırada küçük bir şatonun önüne gelmiştik. Seonghwa kapıyı çalmış,birkaç saniye sonra pembe saçlı bir çocuk kapıyı açmıştı.
"Hoşgeldin Seonghwa Hyung! Yanındaki kim?"
"İçeri geçelim anlatacağım San."
Adının San olduğunu öğrendiğim çocuk kenara çekilmiş ve içeri girmiştik.Oturma salonunun orada yedi kişi daha oturuyordu.Seonghwa bana dönmüş ve sırayla arkadaşlarını sırayla tanıtmaya başlamıştı.
"Kırmızı saçlı olan Hongjoong,yanındaki Yunho, onun karşısında oturanlar Mingi ve Jongho, birbiriyle yiyişen de Wooyoung ve San ikilisi. Son olarak da sarı saçlı, mor gözlü afet benim sevgilim Yeosang.Gördüğün gibi Yeosang dışında hepimiz Vampiriz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beast/Sope
FanfictionVampir olan Hoseok, Melez olan Min Yoongi'yi korumak zorundaydı... Başlangıç:18.10.2020 Bitiş:devam ediyor Eski sıralamalar: 1#vminkook 3#vminkook