Nayeon konuşmuyordu. Komiser Jaebum da öyle.
Biraz sonra komiser arkasına yaslandı. "Siz konuşana kadar böyle duracağız Nayeon hanım. O yüzden konuşun artık bence."
"Ne söylemeliyim ki? Ayrıca sorguda olmaktan hiç hoşlanmıyorum."
"Yapabileceğim bir şey yok benim de görevim bu. Peş peşe 2 cinayet soruşturmasında şüpheli olmak sizin için zor olsa gerek."
"Sevgilimin soruşturmasında şüpheli değildim komiser bey."
"Her neyse. Şimdi, bize yardımcı olacak bilgiler verir misiniz artık?"
Nayeon derin bir nefes aldı. "Ben o gün Dahyun'u en fazla 10 dakika görebildim. Dersim bitti yanlarına geldim, kısa sürede Dahyun derse gitti. Sonra Jeongyeon ile ikisini gördüm. İçecek alıp yanlarına gidecektim ama ben geldiğimde Dahyun çoktan gitmişti."
"Peki o 10 dakikada şüpheli bir şeyler dikkatinizi çekti mi?"
"Maalesef. Sonuçta benim durumum Dahyun'dan daha kötüydü benim sevgilim öldü. O yüzden kendimi zor taşıyordum ilgilenemedim kimseyle."
"Minatozaki Sana öldürülen kişinin eski sevgiliniz olduğunu söylemişti?"
"Yeni ayrılmıştık. Bir ayrılık değildi bu. Yıpranmıştık, sadece biraz uzak kalmak istemiştik birbirimizden." Nayeon gözleri dolduğu için başını eğdi. "Şimdiyse tamamen ayrıldık. Üzgünüm. Çok üzgünüm hem de."
"Yani siz kurban Kim Dahyun hakkında söyleyecek bir şeyiniz olmadığını söylüyorsunuz öyle mi?"
"Dahyun benim sevdiğim bir arkadaşımdı sadece son zamanlarda yaşananlar bizi ister istemez uzaklaştırdı. İkimizin derdi de kendi başından aşkındı ayrıca benim sevgilimi öldüren kişi onun sevgilisiydi ve Dahyun bana karşı onu savundu."
"Siz de sevgilisini savunduğu için arkadaşınıza kızıp onu öldürdünüz. Yanlış mıyım?"
"Ne?! Bu çok saçma. Ben karıncayı bile incitmem."
"Bunu bilemem, şu durumda sevgilisi öldürülmüş yaralı bir kadın olarak karşımdasınız ve bu sizi güçlü bir şüpheli yapıyor Nayeon hanım. Bize aksini kanıtlayabilir misiniz?"
"Bu sizin göreviniz değil mi?"
"Bizim görevimiz katili bulmak ve suçunu kanıtlamak. Şüphelilerin suçsuzluğunu kanıtlamak değil."
Nayeon duraksadı. "Ne bekliyorsunuz ki benden?"
"O akşam neredeydiniz?"
"Sahilde dolanıyordum. Son zamanlarda aklım o kadar dolu ki hiçbir yerde duramıyorum hemen kendimi sahile atıyorum."
"Yanınızda biri var mıydı?"
"Hayır tek başımaydım."
"Anlıyorum." dedi komiser Jaebum ve devam etti. "Peki şüphelendiğiniz biri var mı?"
"Yok."
"Nasıl yok? Bütün arkadaşlarınız birilerinden şüphelendi. Bunun bahanesine de sevgilimi kaybetmiştim diyemezsiniz heralde."
"Herkesin herkesi öldürmek için sebepleri vardır komiser bey. Sadece bu sebeplerin büyüklüğünü ve küçüklüğünü tartışıyorum kendi içimde. Mina ile olan asistanlık kavgasını ve Momo'nun aşık olduğu çocukla sevgili olduğunu biliyor gibisiniz. İkisinden birini çok rahat söyleyebilirdim yani."
"Neden söylemediniz peki?"
"Dedim ya bu sebepler ikisinden birini veya bir başka arkadaşımızı cinayete götürür mü onu düşünüyorum. Arkadaşlarımı zan altında bırakmak istemem o yüzden net bir isim vermeyeceğim size."
