the note

59 16 24
                                    

Jeongyeon odaya giren sevgilisine burukça gülümsedi ve yatağında doğrulup kendisine uzattığı bitki çayını aldı.

"Ölüp kalacağız bir gün şu evde." Chanyeol hafifçe gülerek söylemişti ve Jeongyeon'un yanına otururken devam etti. "En azından geçen haftalarda sen benimle ilgileniyordun şimdi ikimiz de birbirimizle ilgilenemeyecek kadar bitik durumdayız.

"Nolur daha fazla ölümden bahsetme. Tüm arkadaşlarımız patır patır dökülecek bu gidişle."

Chanyeol sessiz kalıp başını öne eğince Jeongyeon konuştu tekrar. "Sen nasıl atlattın ki? İkisi de en yakınlarındı ve biri diğerini öldürmüş..."

"Atlatamadım ki." dedi Chanyeol iç çekerek. "Nasıl atlatılır? Sen nasılsın?"

"Nasıl olabilirim?" Jeongyeon da iç çekmişti. "Resmen kızdan telefon bekliyordum ve ölüm haberini aldım. Hala şoktayım."

"Ben asıl Junmyeon'a üzülüyorum. Düşünsene birkaç hafta önce iki arkadaşını kaybediyorsun zaten sonra sevgilinden ayrılıyorsun sonra bir gün eve geliyorsun kardeşin boğularak öldürülmüş. Çok kötü. Düşünmek bile kanımı donduruyor."

"Sana ve Junmyeon barışmış en azından Sana'dan destek alacak artık tabi ne kadar işe yararsa."

"Sence kim yaptı Jeongyeon?" Chanyeol tereddütle sormuştu. "Senin bir tahminin vardır illaki."

"Bir değil birden fazla..." dedi Jeongyeon ve bitki çayından bir yudum aldı. "Düşündüm de birçok arkadaşımızın Dahyun ile sorunları varmış. Hepsi de cinayet sebebi olabilir."

"Sana olabilir bence. Bak Dahyun öldü o Junmyeon ile barıştı."

Jeongyeon ağrıyan başını tek eliyle ovuşturdu. "İnan tek bir kişi üzerinde yoğunlaşamıyorum. Aklımı yitireceğim artık."

"Bardağın dolu tarafından bakalım." Jeongyeon sorarcasına baktı. "En azından sen şüpheli değilsin." Chanyeol böyle diyince ikisi bir gülüştüler.

"Aslında şüpheli olarak götürüldüm ilk başta ama sitede oturduğumuz için akşam boyu evde olduğum kanıtlandı ve aklandım. İyi ki burayı tutalım dediğinde kabul etmişim."

"Yuvamız bizi kurtardı."

Tekrar küçük bir gülüşme yaşadılar ve Jeongyeon iç çekti. "Gülesim bile yok."

Chanyeol de aynen iç çekerek ayağa kalktı. "Biraz gitar çalacağım iyi geliyor müzikle uğraşmak. Gel sen de yanıma şarkı söylersin bana eşlik edersin."

"Yok ya. Hiçbir şey yapasım yok şu çayı içeyim hemen yatıp uyuyacağım."

"Peki canım." dedi Chanyeol ve eğilip Jeongyeon'u alnından öptü. "Olanları sindirmen için birkaç gün seni hiçbir şeye zorlamayacağım."

"Teşekkür ederim canım."

Chanyeol odadan çıktıktan sonra Jeongyeon bitki çayını içerken bir yandan düşünmeye devam etti. İşin içinden asla çıkamıyordu. Bütün arkadaşları gözüne şüpheli geliyordu.

Çayını içtikten sonra uyumayı denedi ama Chanyeol gitar çaldığı için uykuya dalmayı becerememişti. Sakin müzikler uyumasına yardımcı olurdu her zaman. Çantasında kulaklığını aramaya başladı. Bulamayınca sinirlendi Jeongyeon ve hışımla çantasını ters çevirip eşyalarının yere dökülmesini sağladı. Kulaklığıyla birlikte çantasından katlanmış bir kağıt da düşmüştü yere. Jeongyeon çantasına böyle bir not koymadığına emindi. Kaşları çatılmıştı. Alıp açtı hemen ve içindeki birkaç cümleyi okudu. Onu yepyeni bir şok dalgasına sokacak cümlelerdi bunlar...

The Secret | TwiceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin